Seçimler demokratik ülkelerde demokrasinin tesisi ve demokratik düzenin işleyişi bakımından ehemmiyete haiz bir meseledir.
Ülkemizin içinden geçtiği bu kritik
virajda yerel seçimlerle başlayacak olan süreç Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel
seçimlerle sona erecek.
Cumhuriyetin ilanı ile birlikte ülke yönetimi için tek yetkili merci aziz milletimiz
olmuştur. Fakat ülkemizde şu an yaşananlar milletimizi büyük bir umutsuzluk ve
kararsızlığa sevk etmiştir. Aziz milletimiz sandığa yolsuzluk, paralel yapı, ses kayıtları
gibi vahim iddialar, ekonomik istikrarsızlık, toplumsal sorunlar ve demokratik özerklik
tehdidi gibi sosyal meselelerin gölgesinde gitmektedir.
Bu vahim konular ülke gündemini uzun bir süredir işgal etmektedir. Bu da milletimizi
hem karamsarlığa sevk etmekte hem de devlet kurumlarının yıpranmasına sebebiyet
vermektedir. Bu dönemde birçok polisin görev yeri değişmiş, yargı hükümete
bağlanmış, bölücü zihniyet ise demokratik özerklik isteğini daha yüksek sesle
söylemeye ve dillendirmeye başlamıştır.
Komşularla sıfır sorun politikası olarak belirlenen dış politikamız bütün komşu
ülkelerle sorunlu, gergin bir hale dönüşmüş hatta komşu ülkelerin iç işlerine
müdahale etmek suretiyle vuku bulmuştur. Bu dönemde Suriye’de El Kaide ve
PKK’nın uzantısı Pyd devlet kurmuş AKP hükümeti de bu terör uzantıları ile
müzakereler ve işbirliği yapmıştır. Yeni ortaya çıkan ses kayıtları Suriye’yle planlanan
savaş senaryolarını açık etmiştir. Bu iddialar son derece vahimdir ve aynı zamanda
yaşanan acziyetinde bir göstergesi olmuştur.
Her gün yeni bir yolsuzluk dosyası gündeme gelmiş; önce inkâr edilen bu olay
daha sonra bakanların istifası ile kabul edilmek zorunda kalmıştır. Bakanlarla
ilgili fezlekeler milletten gizlenmiş ve mecliste dahi açıklanmadan geçiştirilmeye
çalışılmıştır. Milletimiz açlık sınırında çok zor hayat şartları altında yaşarken
başbakanın oğulları bakanların çocukları semirmiştir.
İnternetten yayınlanan bu ses kayıtlarından ürken iktidar derhal gücünü kullanarak
sosyal medyayı devre dışı bırakmaya çalışmıştır. Bu tavır AKP’nin nasıl bir suçlu
psikolojisi içerisinde hareket ettiğini gözler önüne sermiştir. İnsanların en temel
özgürlük haklarından biri olan haber alma hakkı bu vesileyle engellenmiştir.
Öte yandan bölücü faaliyetler hız kazanarak sürmeye devam etmektedir.
Üniversitelerde terörist yapılanmaların önüne geçilmemiş ve ülkücü öğrencilere
saldıran teröristler aflarla okullarına geri dönmüştür. Bölücüler hükümetin
tavizlerinden yüz bularak her türlü hadsizliği sergileme zemini bulmuşlardır. Bölücü
başının hükümetle yürüttüğü müzakerelerin ses kayıtları ayyuka çıkmıştır.
Tüm bu yaşanan gelişmeler artık AKP için yolun sonunun geldiğini göstermiştir.
Bunca ihanete Türk milletinin artık tahammül edecek gücü kalmamıştır.
Türk gençliği kendisine reva görülen bu kötü ve çirkin muamelenin cevabını yarın
sandıkta muhataplarına iletecektir. Yolsuzluğa, yoksulluğa, ranta, ihanete “ Artık
yeter” diyecektir. Diktatör heveslilerine, milletin dini duygularını sömürenlere,
geleceğimizi karartanlara bir ihtarda bulunacaktır.
Ülkü Ocakları Türk gençliğinin yarım asırdır en büyük ve etkili temsilcisi olan bir
kurumdur. Kurumumuzun siyasi tavrı ve tercihi MHP’de anlamını bulmaktadır.
Ülkemizi bu ateş çemberinden çıkaracak ve “Onurlu bir Türkiye” hedefine ulaştıracak
yegane güç Milliyetçi Harekettir.
Bu vesileyle Türk gençliğini yarın sandık başında tavrını ortaya koymaya davet
ediyoruz. Seçimlerin ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlara vesile
olmasını temenni ediyoruz.