ERDOĞAN‘ın Cumhurbaşkanlığı forsunu eline alarak çektirdiği fotoğrafla yapılan propaganda afişine Yüksek Seçim Kurulu nasıl olduysa yasak getirdi ve afişin kullanılamayacağını duyurdu…
Ancak yandaş televizyon kanalları yasaklanmış görüntüyü kafalara çakmak amacıyla bu konudaki haberi sabahtan akşama kadar hemen her haber kuşağında ekrana taşıdı…
Kurnazlar ya…
YSK ise kararın dinlenmemesi karşısında adli herhangi bir girişimde bulunmadı ve kurul Tayyip Bey’e bir kez daha yardımda bulunmuş oldu.
…………………….
Böyle bir ülkede mahkeme kararlarının uygulanması o kadar kolay olmaz…
Nitekim AKP iktidarı süresince birçok mahkeme kararı uygulanamadı; bazı atamalar “Durdurma kararlarına” rağmen dikkate alınmadı. Hükûmet, gizli ya da açık biçimde yargıyla zıtlaştı, onun üzerinde baskı kurmaya kalkarak toplumun adalete beslediği güvenin yıkılmasına neden oldu…
Bu arada şunu da eklemek isterim, mahkemelerin kararlarını ciddiye almayanların YSK’nın kararlarını uygulamakta titiz davranmalarını da bekleyemezsiniz. Beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız…
…………………….
Değerli okurlar…
Yüksek Seçim Kurulu’nun gözünden kaçan daha nice yanlış uygulmaya da tanık oluyoruz…
Para gücü çok yüksek olan adayın posterleri, afişleri, bez dövizleri her yere asılı; bunların kamu alanlarında boy göstermelerine kimin izin verdiği de bilinmiyor.
Otoyolların kenarları, alt-üst geçitler, okul duvarları, cami avluları, AVM’ler daha birçok alan, devletin bütün olanaklarını kullanarak propaganda yapan adayın egemenlik alanı haline getirilmiş…
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Erzurum, Gaziantep, Bursa, Eskişehir gibi büyük şehirlerde durum böyle de küçük yerleşim yerlerinde farklı mı?
Değil, daha berbat…
Oralarda minicik çocuklara “Erdoğan şapkası” giydiriyor, ceplerime 20’şer lira sıkıştırıp sokaklara salarak canlı propaganda aracı olarak kullanıyorlar…
Evdeki klimaya gaz doldurmak üzere gelen Cevat Usta anlattı; yıllardır tanırım, yalanı yoktur. Bir hafta önce memleketi Akseki’den tatilden dönmüş; orada gördüklerini anlattı, şaştım kaldım…
AKP’li ve IŞİD kıyafetli tipler, kapı kapı gezerek her eve bir koli bırakıyor, birer de zarf. Kolilerde yiyecek olduğunu öğrenmiş, zarfta da para…
Devletin parasıyla “Milletin adamı” nı seçecekler…
Pekiii sonra, sonra ne olacak?
Milletin adamı neyi seçecek?
Demokrasiyi mi, parlamenter sistemi mi, yoksa diktayı mı!?
Orası meşkuk değil, herkes görüyor; O nedenle Ekmeleddin Bey, göremeyen yurttaşları uyarıyor, “Bunların hayali dikta” diyerek Erdoğan’ı işaret ediyor…
Değerli okurlar; Ekmeleddin İhsanoğlu’nun uyarısı, olası dikta tehlikesi karşısında yapılan son uyarıdır. Dikkate almazsak 10 Ağustos’tan sonra başımızı taşlara vurmak da vardır!