Ali BADEMCİ
Hatay çok ilginç bir yer; herkesin ağzında bir “Çirkinler” paranoyası var! Özellikle kırsal kesim denen dağ ilçelerinde; işte Yayladağı-Altınözü-Hassa-Dörtyol! Özellikle bizim, Yayladağı elindeki Belediye’yi AKP’ye kaptırtır, seçimden seçime “Molla” bozuntularının arkasına takılır reyini buraya verir, Şenköy’ün eniştesi “Ali Dibo” kahvede gerine gerine oturur, Atatürkçülük ve Cumhuriyetçilik adına bizim MHP’ye rey vermek bir avuç eski CHP’liye kalır da, kimse sesini çıkarmaz! Üniversite’de bizim çok emeğimiz olan öğrencilerimiz MHP’den ayrılıp şu dünya makamı için AKP’ye yatar, “Ali Dibo” ile kol kola gezer de kimseden çıt çıkmaz!
Pazar günü kent meydanında konuşuyoruz da “Neden bugüne kadar beklediniz” diyorlar! Ne yapmışız, yıllarca karakollar ve mahkemeler ile uğraştık, aynı adı taşıyan birçok Ali Bademci eziyet gördü! Hırsızlık mı, ırz ve devlet düşmanlığı mı yapmıştık? Terörde taraf olmuşuz; iyi ki olmuşuz da ülkeyi Sovyet peyki olmaktan kurtarmışız! Öyle bizi sanıldığı gibi ne kimse kandırdı ne de tesadüfen bu işleri girdik; bilerek, inanarak en öne çıktık! Bunda ne var? Şahsen elime silâh almadım ama o silâhların önünde komiteci diretmelerine karşı şerefle durdum; çünkü o çakaralmazlar millet düşmanlarına karşı kullanılmıştı; o kadar! Pişmanlık mı asla, yarın birgün iki değnekli ihtiyarlar olarak aynı görevi tekrara hazırız!
Milletlerin kötü anları için Allah herkese ayrı görev vermiştir; şahsen zindanlardan ilk çıkanlardanım; fakat politikaya heves etmedim; çünkü herkes bize kâtil, çocuklarımıza babanız ipe gidecek diyordu! Hamdolsun hesabımızı verdik ve dimdik milletimizin karşısındayız! Daha donanımlı, daha bilgili daha dolu insanlar olarak meydanlardayız! Aranan-taranan evlerimizde ipe giden yiğitlerimiz gibi “Anamıza Mektup”dan gayrı birşey çıkmadı, evlerimiz ve bahçelerimiz silâh ambarı sanılıyordu; İtalya’nın “Gladio”sunu bile bizde aradılar; ne zilletlere katlandık! Türkeş Bey’i Askeri hastahanede son ziyaretimde kapısına dikilen nöbetçiden bahsetmişti; “Bu adam bana hakaret ediyor” demişti! İşte buralardan geldik
Evet bu şartlarda gücü yeten politika yaptı; kim ne derse desin Hatay’da bu işin başını “Çirkinler” çekti. Bizim dağlılar maalesef yeni yerler aradılar ve oralara gittiler; yeni gelen ve emeğimiz olanlar da “Daha ne kadar askerlik yapacağız” dediler. Bakın şimdi Şefik Çirkin ile karşı karşıya ve rekabet ediyoruz; çok da tanımam bizden sonraki kuşaktırlar! Ama bu kadar öldürücü biçimde tenkidin ne âlemi var? Bu adamlar hiç mi iyi bir şey yapmadı! Hatay’da son yıllardaki düşüş MHP’nin Türkiye geneline uyumludur. Ama şu anda öyle bir fesat çalışıyor ki “Çirkin aday ise bir vekil de çıkmaz, sizlerin gayreti onlara yarar” deniliyor! Varsın yarasın siyasette yarışın sonucu budur. Asıl bu davranışlarla vekilliğin önünü biz kesiyoruz da farkında değiliz!
Kural nedir biliyor musunuz? Önce AKP’den kopup MHP’ye reyini vereceksin sonra hakkını arayacaksın! Bu açıdan bakılırsa İskenderun-Payas-Dörtyol-Erzin’in bir miktar konuşmaya hakkı vardır; çünkü adam gibi rey vermişlerdir. Fakat bu kadar aşırı ölçülere kaçmaya yıkıcı tenkitler yapmaya da kimsenin hakkı yoktur. Ona bakacak olursak Dörtyol yılların birikimini AKP’ye kaptırmadı mı? Payas ve Erzin yeni MHP’li oldu, buralar CHP’nin kaleleri idi. Şimdi belli ki eskiler, şu bu bizim eskiler akılları çeliyorlar!
Daha fol yok boncuk yok, kararı şüphesiz ki genel merkez verecek ve son sözü Genel Başkan söyleyecektir. Şahsen “Çirkinler”i savunacak halimiz yok, çünkü onlar varsa bir şey kendileri halledecek güçtedir. Biraz işi oluruna bırakmak ve Genel Başkan’ın kararına saygılı olmak daha doğru değil mi? Fakat eleştiriler insafsızlık ölçülerindedir ve bunun parti potansiyeline zararı dokunmaktadır. Yeni yönetim belki yenidir ama sadece “Çirkinler” değil her aday için ileri, geri konuşulmasına izin vermemelidir. Bizim anladığımız parti disiplini budur. Bugünkü şartlarda daha akıllı olmak zorundayız. Önce rey vereceğiz sonra hakkımızı arayacağız.
Muhabbetle.