Ali BADEMCİ
Şu siyaset gerçekten çok ilginç bir iş! Özelden birisi bana yazmış ve diyor ki, “Zamanında CIA’dan aldığı belgelerle Basmacılar’ı yazdırmışlardı buna.” İddiaya bakın da siz karar verin! CIA Türkiye’de başka adam bulamamıştı da, hiçbir donanımı olmayan 20 yaşındaki bir gence belge verecek ve “Basmacılar” yazdıracak! Bu vesile ile biz de ne olduğumuzu anladık. Bugün “Baba Kitap” olarak nitelendirilip, yazma meselesinin akademisyenlere ait olduğunu söyleyen aynı zihniyet, bir süre sonra bu kitabı edinemediğini söylemişti. Efendim “Basmacılar” senede birkaç bin satarmış; iyi ya demek CIA işi değil, onlar yüzbinler satıyor. Bir de “Çukurova’nın devşirmesi”! Vallâhi bu işlerle uğraşmak istemiyorum ama hiçbir zaman asâlet “Yörüklük” falan peşinde de koşmadım; anam soğan babam sarımsak, “Mahsuniyim benle başlar aselet” misâli bir şeyler varsa kendimizde vardır. Soyum, sopum, köyüm, kentim, mezarlığım yerinde duruyor! Ne olursam olayım benim elimde olan bir şey değildir! 1969’da Atsız’ın Ötüken’inde yayımlanan yazılarım vardır; arşivlere bakabilirsiniz! Yirmi yaşındaydım ve sanırım ilk yazım “Türkler ve İslâmiyet”dir. Şu anda da değişen görüşlerim yoktur, olsa da Türk düşünce hayatının normal sürecidir; her şey yerinde durmaz ki!
Enteresan olan bir eli yağda bir eli balda olan dostlarımdan bu lâfların çıkması; hâlbuki benim ve çocuklarımın ne çektiğini en iyi onlar bilir! Her şey Türk Ocakları Kurultayı’ndan kaynaklanmış; hâlbuki o güne kadar Türk Ocakları Genel Merkezi’ni bilmezdim! Kurultay manzaralarından sona bizi topa tutanlar aslında “Armağan” verilmesine müdahil olmuşlardı da sonra unuttular. Sağlık olsun doğru tektir; delegeliğim olmadığı için oy da kullanmadım ve Kurultay’dan ne yazık ki üzgün ayrıldık. Fakat Türk Ocakları muhteşem bir hizmet veriyor; bu yıl Genel Merkez ve bazı şubelerin davetlerine uyarak pek güzel çalışmalar da yaptık! Kim, ne için, neye bunlardan ürker anlayabilmiş değilim. Hâlâ bir emekli maaşımın dışında başka gelirim olduğunu ileri sürenin alnını karşılılarım.
Vekillik için güya “Türkçülük”e ihanet etmişim, halbuki bir “Ümmetçi” çocuğu imişim vs.! Emanette başka sırlarım da olabilir, bunları da ortaya dökersek liste tamamlanır gizli bir şeyimiz kalmaz; fakat bunların hiçbirinde “Etekli” olmayı gerektirecek lekeler yoktur! 12 Eylül zindanlarından çıktığımda gerçekten “uyuz” olmuş bir hasta olarak bu mahfillere misafir olmuştum; onun lekeleri ve ayaklarımdaki ip-com izleri duruyor. Allah’a havale etmişimdir; gün gelir “Keser döner sap döner”; lâkin kimin kimden önce göçeceği belli değil ama, mutlaka öncelerde olduğu gibi yaşarsam tabutun bir ucunu tutarım! Hayret ki insan evlâdına bu kadar düşman olur mu?
Ne olmuş yani herkes gibi Aday Adaylığı için bankadan aldığım kredi ile müracaat etmişim; kime vekillik vermişler; umurumdaydı yani! Hiçbir zaman yalan söylemedim ve yazmadım! İnsana birinin soyundan gelmek asalet getirmez; o iş Allah’ın bu dünya için alnına yazdığı yazgıdır! Çok özel sohbette, güya “Fısıltı” olarak söylediklerim de doğrudur. İşte bir ay sonra bunların belgeleri de yayımlanacaktır! Böyle bir şey o adamı küçültmez; o adam için, onbeş yaşındaki bir hanım ile karar verilmez; tarihi kişilikler için kararı tarih verir.
MİT’in benim için notu, “Ağzında bir şey ıslanmaz, davasının adamıdır, iyi aile çocuğudur”! İnşaallah bilemediğimiz CIA kayıtları da böyledir. Ben gazeteciyim ağzımda ne ıslansın, konuşurum ve yazarım; başka sermayem de yoktur. İstihbaratçı değerlendirmesi istihbarat sosyolojisine aykırı, şu mantığa bakın! Herkes aklına geleni söyler, ne yapalım kimsenin ağzını büzemeyiz ki!
Sağlıcakla kalın.