Ergun KAFTANCI
BÜTÜN korkum ne biliyor musunuz; bu seçimde de cahil, muhakeme yeteneği olmayan, iyiyi kötüyü ayıramayan, yalaka, yağcı ve omurgasız tiplerin hasbî iman etmiş insanlarımızı, Yaşar Nuri Öztürk‘ün dediği gibi Allah ile kandırarak AKP’ye oy verilmesini sağlaması…
O takdirde AKP sandıktan yine birinci parti olarak çıkabilir…
Ama inşâllah diyorum, tek başına iktidar olamaz…
Bu korku yüreklerini sardı, telâştan iki ayaklarını bir pabuca sığdırmaya çalışıyorlar.
Tayyip ve Ahmet Beyler, muhalefete yüklendikçe yükleniyorlar. Onları taklit eden çurçur tipler de var; hepsinin söyledikleri havada kalıyor, artık kimse AKP’ye inanmıyor…
…………………… ………
Dikkat etmiş olmalısınız; hep, tek parti iktidarının başarılı olduğundan dem vuruyorlar. Akılları sıra bu iddiayla seçmeni kandırıp AKP’ye oy akıtacaklar…
Hemen hatırlatalım; bu ülkede yaşayanlar tek başına iktidar olan CHP‘nin de, DP‘nin de -Demokrat Parti– icraatlarına tanık oldu. İkisi de ülkeye ne refahı, ne huzuru, ne güveni getirebildi; ne de tam anlamıyla demokrasiyi ve özgürlükleri…
Bir canlı örnek de bugünkü AKP iktidarı, onu da seyrediyoruz.
Ülkede ne huzur var ne güven; ne tam anlamıyla demokrasi geldi, ne özgürlükler genişledi.
Ne de hukuk ve adalet yerleşti…
Teröristle sarmaş dolaş olmuş bir iktidar başımızda. O yüzden ülkede keşmekeş bir hayat yaşanıyor. Ekonomi berbat edilmiş, israf tavan yapmış, siyaset dibe vurmuş durumda. İşte size tipik bir tek parti dönemi…
………………………… .
Oysa koalisyon dönemlerine baktığınızda ülkenin hep ileriye yürüyüş halinde olduğunu görürsünüz.
Bir de tek partili bugünkü iktidara bakın…
Çekinmeyin masaya yatırın…
AKP’nin koalisyon hükûmetinden devir aldığı ekonomi modeli birkaç yıl iyi uygulandığı için fire vermedi. Ne oldum deliliğine kapıldıkları andan itibaren, istikrar içeren o programdan saptılar ve ekonomiyi berbat ettiler.
Başımızda bir koalisyon iktidarı olsaydı, AKP bugün yaptıklarının binde birini yapamazdı.
Kimse yolsuzluğa, hırsızlığa, uğursuzluğa sapmazdı.
Kimse kul hakkı yemez, rüşvet alıp veremezdi…
Nüfuz kullanılamaz, eş dost, yandaş, candaş, yoldaş ayağına yatanlar devlete sızamazdı. Kimse -Tayyip Bey-sonradan hasım haline geldiği, ancak o güne kadar hısım familyasından saydığı cemaate “Ne istedin de vermedim”diye seslenemezdi.
İleriye gitmek varken geriye gidilemezdi…
Geçmiş koalisyonlarda, bugün AKP iktidarında görülen yüzlerce melânetin milyonda biri bile yaşanmadı…
Koalisyon, otokontrolü getiren bir siyasal sistemdir. Ortaklar birbirlerine rağmen hata yapamaz, yanlışa sapamaz. Zira taraflar sürekli birbirlerini denetler ve siyasal tarihe koalisyonu yıkan taraf olarak geçmekten kaçınır…
Yani otokontrol mekanizması kendiliğinden ortaya çıkar…
Tek parti iktidarında böyle mi?
AKP’nin ortağı olsaydı onlarca yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet olayı yaşanabilir miydi? Devletin arazileri, yandaş müteahhitlere peşkeş çekilebilir miydi? Beştepe’deki saray dahil, padişahların yaşantısına özenen Tayyip Bey’in değeri milyarları bulan isteklerine “Eyvallah” denilebilir miydi!?
Cumhurun başına tahsisat-ı mesture imtiyazı tanınır mıydı!?
………………….. …….
Şu çekişmeye bakınız…
Hükûmet bilgi toplumuna gidiş için 4G diyor, cumhurun başı kızıyor ve karşı çıkıyor:
–Olmasın, G5 olsun, hem de iki yıl içerisinde…
Yani en geç 2017’de…
Oysa Avrupa bile 5G’ye geçiş tarihini açıkladı, 2020…
Peki telâşımız neden?
Seçim var ya, tıpkı esamesi okunmayan ama bahsedilmek süretiyle övünç vesilesi yapılan “Çılgın Proje” gibi bir projeyi halka yutturup oy toplamak istiyorlar…
Ahaliyi ahmak yerine koymuyorlar mı ifrit oluyorum!
Koalisyon olsaydı, böyle bol keseden atabilirler miydi!?
………………………… …
“Atem tutem men seni, şekere gatem men seni; akşam baben gelende önüne atem men seni…”
Bayılıyorum bu türküye, ne kadar da anlamlı değil mi!