Ali BADEMCİ
Siyaset kızışıyor; HDP barajı aşmak için ne derece inandırıcı olduğu belli olmayan Türkiye söylemlerine yapışmış durumda. Barajı aşamazlarsa neler yapabileceklerine dair fısıltılar artık telâffuz edilmiyor. Daha evvel böyle bir durumda kamu düzeninin bozulacağı ve ülkede kargaşalık çıkacağı şeklinde devlete ve millete aba altından sopa gösteren bir manzara vardı. Şimdi böyle bir şey yok, onun için HDP puan topluyor diyebiliriz. HDP tam aksine iktidara karşı en etkin muhalefet içerisinde; örgütten ses yok; sanıyoruz İmralı da bu kanaatte. Elbette barajı aşamazlarsa dünyanın sonu gelmez ve hiçbir şey de olmaz; çünkü devlet içinde devlet varlığına hiçbir devlet düşüncesi yer vermez. Bu yönünden bakılırsa HDP elbette çok doğruyu yapıyor.
HDP barajı aşarsa AKP kesinlikle tek başına Hükümet oluşturma rakamlarının çok altına düşecektir. Konuşulmuyor ama HDP-AKP koalisyonu olur mu? Olmaz demeyin! Elbette şu “Çözüm Süreci” böyle bir durumda anlaşılır vaziyete gelir. Çünkü menşey olarak iki parti de Güneydoğu’ludur; bizim ülkemizde olmayacak şey yoktur. Fakat seçim sathı mailinde AKP’nin milliyetçi söylemleri böyle bir birlikteliğe ne ölçüde izin verecektir şimdiden kestirmek kabil değildir. Fakat kolay uygulanacak bir formül!
CHP’nin üzerine ölü toprağı serpilmiş; bu sebeble kendini muhafaza etse şükretmesi lâzım, CHP-MHP-HDP koalisyon ihtimali yoktur; buna ne MHP ne de CHP’nin milliyetçileri izin vermez. Üstelik ülke tam bir ekonomik kaosa girer, çünkü çoktan beri ekonomi alarm zilleri çalıyor. Esasında dış basında, eğer ülkede bir Kürt meselesi varsa bunu en kolay MHP ve HDP’nin çözeceğine dair biraz da komplo teorilerine yakın görüşler var. Halbuki “Var” veya “Yok” gibi farklı siyasetler böyle bir problemi çözme kabiliyetinden yoksundur. Gerçekte HDP’nin Kürtler adına ne istediği belli olmadığı gibi MHP’nin de kalıplaşmış ve siyaset oluşturmuş düşünceleri yoktur; daha ziyade kendi dışından yönlendirmelerle kendilerinin olmayan görüşleri bir tepki olarak konuşuluyor. Fakat Kürt hareketi aklına başına toplarsa MHP’nin Kürtler’e karşı bir politikası olduğunu düşünmek tamamen akıl dışıdır. Güney illerimizde 30 yıl önce, MHP’nin Arapça konuşan vatandaşlarımız için tehlike olduğu yayılmıştı da, şimdilerde bu kesim içinde CHP’li kadar MHP’li vardır.
MHP tabanında muzır bir dedikodu var; güya parti yönetimi %15’e razı olmuş da elini kolunu bağlamış boş durmaktadır. Böyle bir şeyi aslında anlamak mümkün değildir. MHP’li olarak siz bu duruma razı olmuşsanız zaten söyleyecek şey yoktur. Kaç kere yazdım; önce rey vermesini bileceğiz, ondan sonra ahkâm keseceğiz. Kimsenin reyine ipotek konmaz ve MHP’ye verilen reyler başka partilerin hanesine yazılmaz. Küçük kalıyorsanız demek rey vermiyorsunuz, bu işin başka izahı var mıdır? “Kim oluyorsun” diyenler bulunabilir, lâkin bizim verdiğimiz mesaj daha çok çalışmak ve tenkitleri yapıcı seviyede bırakmak şeklindedir. Bazı geri zekâlı ve muzır insanlar edeb dâhilindeki tenkitleri muhalefet diye yorumlamaktadır; bunlar maksatlı insanlardır, bakınız işte aslanlar gibi köy-köy, kent kent geziyoruz da, böyle düşünenler masa başında terbiyesizliğe ve ahlâksızlığa devam ediyor. İlgi çekici olan taraf daima dik durarak yaptığımız değerlendirme ve tamamen camiaya tercüman olarak ortaya koyduğumuz fikirlere muhataplar tarafından bir şey denmeyip takdirle karşılanırken, polis kılıklı madrabazlar kralcılık yapıyor.
Hiçbir ortamda ülkücülüğümüzü gizlemeyeceğiz; rahmetlinin de son vasiyeti budur; her ortamda haykıracağız, millet bizi bunun için seviyor ve yıllardan beri bağrına basıyor. Milletsiz milliyetçilik ve siyaset olmaz. Ülkücülüğün de adresi bellidir ve MHP’dir. Ne yapalım elbet kusurlar ve yanlışlar olacaktır; netice itibariyle hepimiz insanız; parti ve düşüncelerimiz ipotek altında değildir ve kimsenin da şahsi mülkü olamaz. Küsmek, darılmak, yorulmak ne lisanımızda vardır ne de sözlüklerde! Cumhurbaşkanı ve Başbakan istediği kadar milliyetçi söylemlere yönelsinler, bir fiskeyi bile yerinden oynatmamalıdır. Çünkü milliyetçiliğin ve ülkücülüğün adresi bellidir, o da MHP’dir, asla vazgeçmeyeceğiz ve yılmayacağız.