Ali BADEMCİ
Geri zekâlılar MHP’nin yükselişini, sanki milliyetçilik ayrı bölücülükmüş gibi ayrılıkçılığın aksülameli olarak görüyorlardı. Şimdi aynı zihniyet terör korkusu ile BDP’nin yükselmesi ve barajı aşmasına çalışırken hiç de öyle olmadığı ortaya çıkmış bulunmaktadır. Eğer MHP isabetli bir sıralama yaparsa bu seçimden en büyük kârla çıkacağını siyaset analizi yapanlar ortaya koymaktadır. Gerçekte MHP azınlık milliyetçiliğinin değil; sahte, ikiyüzlü, aldatmacı siyasi İslâmcılığın alternatifidir. Kürtçü ülkücü yoktur; lâkin milyonlara varan gafil milliyetçi AKP saflarındadır. Ne yazık ki bu takiyyeci, tahşiyeci zihniyeti saf ve temiz milletimizi DYP ve ANAP gibi sanmaktadır. Hâlbuki işin gerçek yüzünün böyle olmadığı pekâlâ anlaşılmıştır. MHP İslâm silâhını, yüce dinimizi siyasete ithal etmeden millete anlatmak zorundadır, milliyetçilik de öyledir. Çünkü MHP ne kimsenin dinine; ne de diline karışmaz, çünkü bunlar insanoğlunun varoluş ile birlikte ilk müktesebatıdır.
Provokatörler en fazla MHP’nin İslâmcılığını sulandırmaya ve başka yönlere çekmeye uğraşmaktadır. Bu husus bile ülkücülerin nasıl bir kıskaca alınmak istendiğinin canlı örneğidir. Bugün İmralı bile dini görüşlere sarılmış ve Bediüzzaman dolayısıyla bu yöne gülümsemeye başlamıştır. Bunların materyalist ve marksist menşeyli olduğunu herkes bilmektedir; bu görüşlerde tarihi süreci içinde din ve Tanrı mefhumu olmadığı gibi klasik sloganları “Din afyondur” görüşleridir. Bediüzzaman şiddetle materyalizmi reddetmektedir. Üstelik ömründe bir defa “Kürdüm” dememiştir.
MHP hiç kimsenin, azınlık da olsa kendi milliyetini savunmasına ve milletini sevmesine karşı değildir. Sosyal ve kültürel olarak milliyet duygusu çatışmacı değil uzlaşmacıdır. Ayeti Kerime’de Allah, “Sizleri kavim kavim yarattım; birbirlerinizle anlaşasınız diye..” buyurmaktadır Bu yüce emir çatışmacı değil anlaşmacı bir kardeşlik buyruğudur. Peygamber Efendimiz “Benim Ehl-i Beytim” diye buyururken kendi ırkını değil milletini sevdiğini ortaya koymuştur. Bu hususları dindar olan aziz milletimize anlatmak zorundayız; bizleri bu yönümüzle tanıyıp siyasi islâmın takiyyelerinden kurtulmalıyız. Ülkücüler bu hususlarda ihtisas sahibidir; maharetlerini ve birikimlerini ortaya koymalıdırlar.
Bir haftalık bir seçim çalışmasında gördük ki milletimiz uyanmıştır ve MHP’nin verdiği mesajı almıştır; kesinlikle hareketimiz önlenemez bir yükseliş çizgisi takip etmektedir. Görüşlerimizi doğru anlattıktan sonra bu akıntının tersine çevrilmesi mümkün değildir. Düşüşte olan AKP’dir; bu sebeble bölücüleri yanına alarak Anayasa’yı değiştirecek sayıyı bulmaya çalışmaktadır; hatta bu iş içinde para silâhı, kundura kutuları, sayma makineleri yeniden ortaya çıkmıştır. Gerçekte “Takke düşmüş kel görünmüştür, bu hususun pekâlâ farkındadırlar. Bizlerden de görmeyen görmeli duymayanlar duymalıdır. Hâlâ paralı olduklarını göstermek için hırsızlıkları meşrulaştırmaya çalışmakla ve en yüksek seviyede suçlamalarda bulunarak kabul etmişlerdir. Bu eğreti görüşleri çok iyi bir tarzda kullanmaya ve millete anlatmaya devam etmeliyiz. Hata yapmadan ve zulmün karşısında eğilmeden millet ile el ele büyük bir cephe oluşturmalıyız.
MHP’yi küçültmeye çalışanların ellerine bir şey geçmeyecektir; yeter ki dik duralım ve kazılan çukurlara düşmeyelim; onlar aldatmacı İslâmcılık ile uğraşırken biz gerçek İslâmı ve İslâmî görüşlerimizi ortaya koymalıyız. Kolay gelsin.
Muhabbetle.