Ergun KAFTANCI
İZLEMİYORUM, gazetede okudum, “Unutma beni” adlı dizi nihayet bitiyormuş…
Adı üstünde, dizi…
İyi de yedi yıldır yayında olur mu?
Kafa ütülemek için yapıldıysa olur elbet…
Adı üstünde, dizi…
İyi de yedi yıldır yayında olur mu?
Kafa ütülemek için yapıldıysa olur elbet…
…………………………
Bir dizi de “Beni affet” adıyla yayınlanıyor.
Sekiz yüzüncü bölüme yaklaşıldı. Haftada beş gün yayınlandığına göre ne zamandan beri vizyonda olduğunu hesaplayın.
Zorlandıysanız ben söyleyim, yayın süresi neredeyse 160 haftaya yaklaşıyor…
………………………… .
Kin, intikam, nefret, entrika, kumpas, tecavüz, sahtekârlık, hırsızlık…
Aklınıza illet olarak ne geliyorsa hepsi mevcut…
Dizide aile hayatı dümdüz, yerle bir…
Bir dizi de “Beni affet” adıyla yayınlanıyor.
Sekiz yüzüncü bölüme yaklaşıldı. Haftada beş gün yayınlandığına göre ne zamandan beri vizyonda olduğunu hesaplayın.
Zorlandıysanız ben söyleyim, yayın süresi neredeyse 160 haftaya yaklaşıyor…
…………………………
Kin, intikam, nefret, entrika, kumpas, tecavüz, sahtekârlık, hırsızlık…
Aklınıza illet olarak ne geliyorsa hepsi mevcut…
Dizide aile hayatı dümdüz, yerle bir…
Bir, ensest ilişki yok ama genç adamın eşini boşayıp onun kardeşiyle evlenmesi var…
Tabanca var, bıçak var, yumruk var, arabayla adam ezmek var…
Ne yok ki…
RTÜK nedense bu diziyi görmezden geliyor. Üstelik seyir yaşı sınırlamasını da “Yedi yaş” olarak kabulleniyor…
Sezon kapanacak ve yeni sezonda herhalde yeniden ekrana gelecek…
Yayın onu gösteriyor…
İnşallah RTÜK değişir de aklı ve vicdanı olan bir heyet gelerek televizyon yayıncılığını zapt-u rapt altına alır ve seyirciyi bu tür toplumsal hayatı zedeleyici yayınları izlemekten kurtarır…
* * *
Tabanca var, bıçak var, yumruk var, arabayla adam ezmek var…
Ne yok ki…
RTÜK nedense bu diziyi görmezden geliyor. Üstelik seyir yaşı sınırlamasını da “Yedi yaş” olarak kabulleniyor…
Sezon kapanacak ve yeni sezonda herhalde yeniden ekrana gelecek…
Yayın onu gösteriyor…
İnşallah RTÜK değişir de aklı ve vicdanı olan bir heyet gelerek televizyon yayıncılığını zapt-u rapt altına alır ve seyirciyi bu tür toplumsal hayatı zedeleyici yayınları izlemekten kurtarır…
* * *
BİRİSİ diyor ki:
-Meydanlara çıkıp konuşmak benim anayasal hakkım…
Tartışılır…
Diyelim ki öyle; ancak unutulmasın, anayasada “Ama tarafsız olmak koşuluyla” diye bir de hüküm var…
“Değilim, tarafsız olamam ve sorunlara kayıtsız kalamam” dersen, ve iktidar partisine destek çıkarsan o zaman da insana şunu hatırlatırlar:
-Hani anayasaya sadık kalacağına ve tarafsızlığı esas alacağına dair yemin etmiştin, ne oldu o yemine!?
………………………… …
Bir ihtimal unuttu…
Ya da yemin ederken, çocuklar gibi bir ayağını kaldırdı…
………………………..
Yapar mı yapar; burnu sol ayağına bakan ayağını yere basmaz olur biter, yemin de güme gider!…
* * *
“BU insanlar vatandaşlarımızın özbe öz akrabalarıdır”…
6 milyar dolar paramızı yiyen sığınmacıları kastediyor…
Suriye’den gelenleri…
“Bugün Suriye ve Irak’tan gelen misafirleri geri göndermek isteyenler milli şeflerinin izinden gitmek istiyor olabilirler ama bizim necip milletimiz buna asla izin vermez”
Bu sözcük dizesini sağlam lâf sayanlar çıkabilir, mesela AKP’liler…
Bu sözcük dizesini sağlam lâf sayanlar çıkabilir, mesela AKP’liler…
Ancak düzeltmek isterim; “Milli Şef” diye tanımladıkları merhum İsmet İnönü‘nün başbakan, daha sonra da cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde ülkede bu iddiayı güçlendirecek tek bir olay yaşanmadı…
Önce bunu bir kenara yazalım…
Sonraaaa…
Akrabalık iddiasına bakalım…
Gelen Suriyeliler, yurttaşlarımızın özbe öz akrabasıysa demek ki diktatör “Esed” de bizim olduğu kadar Erdoğan’ın da akrabası…
O mantık bu sinyali veriyor…
Ayrıca akraba oldukları, Esad’ın başkanlığına benzer bir başkanlığa özenmesinden de anlaşılıyor…
* * *
MÜBAREK patatesin kilo fiyatı çarşıda pazarda 5- 6 liraya çıkınca ekonomiden tın tın olan bakan açıkladı:
-İthalat yapılacak…
Yani yerli patatesi ucuza alıp pahalı satanların burnunu ithalat yoluyla sürteceğiz (!)…
İşte size, uyguladığımız ekonomi modelinden bir kesit…
Blöfle yürütmeye çalıştığımız ekonominin hal-i pür melali‘ni buyrun seyredin!
……………………….
Bir de tarlalarımıza bakalım…
Tarım çökmüş durumda!
Tarlalarımıza çekirge sürüleri girmedi; AKP, AB ile kol kola verip girdi…
Her türlü ürün o nedenle yok, üretilemiyor…
En iyisi işin kolayına kaçmak diyor, çözümü ithal üründe arıyoruz…
………………………..
Patates de ithal edilecek…
Hem de İran’dan; acem patatesi yiyeceğiz…
Ekonomiden tın tın bakan, patatese ek olarak sakın ola hıyar ithaline de kalkışmasın.
Zira o üründen bu ülkede yeter miktarda var!
Partisinin anatomisine bakarsa ne kadar çok hıyarımız olduğunu görür!
* * *
* * *
GÖKÇEK Ankara’nın göbeğine, heykel diye metalden yapılmış robotu dikince tepki aldı. Bunun üzerine ucube kabul edilen heykeli kaldırttı…
Gitti mi milyonlar…
Yerine bu defa dinozor heykeli koydurdu…
Ağzını açıp bağıran, kuyruğunu oynatan, elleri hareketli “Heykel dinozor” için de tam 10 milyon lira ödedi…
Civardan geçen çoluk çocuk korkudan yolunu değiştiriyor…
Dinozorun etrafı ise çöplük, zira temizlik görevlileri bile ürktükleri için heykele yaklaşamıyor…
…………………………
Ekranda tesadüf ettim…
Ankara’yı dünyaya kolay yoldan tanıtmak için bu heykeli yaptırdığını söylüyordu…
Yetinmediği anlaşılıyor ki 7-10 yaş grubu çocukların “Action men” dedikleri oyuncak robotların da heykellerini oraya buraya dikmiş…
Beheri için kim bilir kaç bin lira ödedi…
………………………… …
Oysa, Ankara’yı dünyaya tanıtmak için bu kadar büyük harcama yapmaya gerek yoktu. Adı değiştirilen Tandoğan Meydanı‘na kendi heykelini koydursaydı başkentimiz daha iyi tanıtılmış olurdu…
O heykele bakan yabancılar hiç olmazsa Ankara’nın en talihsiz başkentlerden biri olduğunu derhal anlardı.