SEÇİM bitti, kaybedenler, kazananlar ortaya çıktı. Seçmen, AKP iktidarından bıktığını, tek başına iktidar olmasına karşı çıkarak gösterdi. Okurlarım anımsayacaktır; AKP’nin oy yüzdesinin 35-40 bandında olacağını söylemiş, seçmenin bir koalisyon iktidarı istediğini vurgulamıştım. Dediğim çıktı. Hatta, koalisyonları kötüleyen yandaş, yalaka ve yalama basına da yanıt vermiş, “Koalisyonlar yolsuzluklara, hırsızlıklara, partizanlıklara kapalı yönetim sistemidir, buna neden karşı çıkıyorsunuz” diye de sormuştum… Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, israf ve partizanlıkla anılan AKP iktidarından olduğu gibi sebeplenemeyeceklerini ve dımdızlak kalacaklarını düşündüler ki bu sisteme karşı çıktılar… ……………………..…… Seçimde AKP eski oylarından yüzde 10’a yakın bir kayba uğradı, iskemle kaybı daha büyük. Böylece tek başına iktidar olması suya düştü. CHP‘nin oylarında kıpırdanma olmadı. Bunun temel nedeni sol seçmen’in, AKP’nin tek başına iktidar olmasını ortadan kaldırmak amacı taşıyan tercihi. Bir önemli seçmen grubu CHP yerine HDP‘ye oy vererek bu partinin barajı aşmasını sağladı. CHP’nin daha fazla oy alması bekleniyordu; meydanlar onu işaret etmişti. Ama CHP’ye yakın seçmen, AKP’nin önünü kesmek amacıyla HDP’yi sırtlayınca beklenen sonuca ulaşılamadı. Seçimden kârlı ve oylarını yükselterek çıkan iki parti var; biri MHP, diğeri HDP. Bu parti henüz dağdan ve İmralı’dan kopmamış bir partidir. Türkiye partisi olma çabaları yoktur, olan da yüzeyseldir, güvenilmez… AKP ile koalisyon yapabilir. Bu olasılık güçlüdür; zira çözüm sürecini yarı yolda bırakmak istemeyebilirler. AKP de daha fazla yıpranmamak için böyle bir koalisyonla süreci ileri taşımayı yeğleyebilir. AKP, CHP ile koalisyon yapar mı? Neden yapmasın? İkisi de iktidar için can atmaktadır, geçmişteki kavgalarını, kullandıkları küfür ve argo, hatta tehdit dolu sözlerini unuturlar ve kucaklaşırlar… Bu kucaklaşma, ülke açısından da olumlu gelişmelere vesile olur. MHP, ana muhalefet olmaya hazırdır; HDP de demokratik sistemin partisi olmayı yeğlerse ahlâklı, edepli, milli varlığımıza kast etmeyen bir muhalefet olma görevini yapar…
…………………………….
MHP oylarını da artırdı, Meclis’teki sandalye sayısını da..
Devletin bütün olanaklarını kullanarak seçim propagandası yapan AKP’nin yalanlarına, hezeyanlarına ve edep dışı dedikodularla yüklenmesine rağmen birçok ilimizde ikinci parti olma başarısını yakaladı.
Seçim sistemi hakça dağılımı sağlayan bir seçim olsaydı CHP kadar iskemle kazanacaktı.
…………………………….
AKP‘nin neden oy kaybına uğradığına gelince…
Seçmen başkanlık sistemini istemedi.
İsrafı onaylamadı…
Demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlamasını kabul etmedi.
Şiddet, baskı, fişlenme ve dinlenme gibi demokratik olmayan uygulamalara karşı çıktı.
Yargının bağımsızlığıyla hukukun üstünlüğünün zedelenmesine son verilmesini istedi.
Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, partizanlık gibi pis işlerin hesabının sorulması gerektiğine inandığını gösterdi…
Cumhurun başına tarafsız olması gerektiğini hatırlattı…
Tayyip Bey‘in, gönlünde yattığını itiraf ettiği AKP için oy isteyen mitingler yapması, olmayan -hayali- tesislerin açılışı gibi toplumun aklıyla dalga geçen girişimlerde bulunması, “be..” diye bitirdiği kaba cümleleri, tehdit ve hakaret içeren söylemleri oy kaybının nedenleri arasında yer aldı…
Davudoğlu‘nun başbakanlığının da acemice bulunduğunu kaydetmeden geçemeyeceğim…
Artık AKP’nin de, Tayyip Bey‘in de, Ahmet Bey‘in de, yalakalarının da, Mehmet, Şamil, Rasim falan filan gibi malûm tiplerin de süngüleri herhalde düşmüştür. Bakalım su almaya başlayan AKP gemisinden hangi fareler kaçmaya başlayacak!
………………………
“Herkese gülümseyerek, selamlaşarak farklı fikirlere saygı duyarak hareket etmesini temenni ediyorum…”
Davudoğlu‘nun oy’unu kullanmadan önce sandık başında söylediği lâf bu… Bunu söyleyenin seçim propagandası yaparken muhalefete, liderlerine, paralel dediği cemaate, AKP’li olmayan herkese nasıl ve hangi cümlelerle saldırdığını da anımsayın.
Sonra da bu ona göre uzlaştırıcı, birleştirici ve sıcak yakınlık ifade eden cümlesine buyrun alkış tutun, tabii tutabilirseniz…
……………………….
Bir umudum var; 12 yıldan bu yana yaşadığımız kâbus bitiyor…
Pisliklerden arınacağız…
Yeni Türkiye, Beştepe’deki saraydan oluşturulan bir ülkenin tanımlanması değil, demokrasinin, hukukun, özgürlüklerin, refahın oluşturduğu bir ülkenin tanımlanması olacak…
……………………..….
Müjdeler olsun; ülkenin âfakını sarmış kara bulutlar dağılıyor dostlar!