Ali BADEMCİ
Maşallah Ulusalcı Solcular, Pembe Komünistler, CHP Meddahları, Atatürkçülüğü İflâs Ettirenler, Cumhuriyetçiler, Kürt Hareketini Demokrasi Sananlar velhasıl cümle Şark ve Garb Bülbülleri, 8 Haziran sonuçlarından sonra bilerek veya bilmeyerek, gaflet veya ihanet ölçülerinde MHP’yi sahaya çekmek istiyorlar. MHP Lideri dik duruyor, ama kadro ancak köşe yazarları ile uğraşıyor; belki içlerinden sesiz duranlar teklif edilen önerilere bile aldanıyor. İslâmcı cephe suskun, fakat akil adamlar ve tabanları değişik bir şekilde MHP’ye yol göstermekten geri kalmıyor. Ne kadar ucuz bir iş! Yani, MHP’lilerde ve yönetimde hiç mi akıl yok? Bu parti ayrı görüşleri olan bir siyasi parti değil mi? İnsanlara bu kadar pervasızlık ve aklıdanelik hakkını kim veriyor? Gerçekten şaşmamak ve hayâ etmemekten insan kendini alamıyor.
Bir kere şu CHP çok ayıp ediyor; her konuda mutlaka kendileri gibi, enini ve sonu düşünmeden mi hareket edilmek isteniyor. CHP’de ille de Hükümet olmak ve Başbakanlık koltuğuna oturtmak gibi ısrarlı bir gayret var! Kardeşim sermayen yetmiyor borç para ile ne kadar yürüyebilirsin, bunun hesabını yapan var mı? MHP’lilerde çok güzel ve ilerisi için pek faydalı olacak bir CHP sempatisi oluşmuştu, şimdi bunu ortadan kaldırmak mı istiyorsunuz? Belli ki parti yerinde sayıyor, Marksistler ve Aleviler çoktan HDP’ye göçmüş ve orada bal gibi Kürtçü ve ayrılıkçı hareket için çaba gösteriyorlar! “Kürt Koridoru” için içeride olay çıkarırız diye bas bas bağırıyorlar! Bizim Figen çoktan Kürtleşmiş! Yani bunları görmek için mutlaka müneccim mi olmak gerekiyor! Bekledik ve gördük, Kürt hareketi hiç de örgüt ve silâhlı hareketten ayrı değil! Eş başkanlar söylediklerinin tersini yapıyorlar! Bunlar sınırda provaları yapılan ABD ve Rusya’nın da meydanda olduğu hareketin dışındalar mı? Kimsenin kimseye kandırmaya hakkı yok! Görünen köy kılâvuz istemez ve herşey gözlerimiz önünde cereyan ediyor! Bu husussun AKP bile farkına varmış iken, CHP’nin Hükümet sevdası ile görmemezlikten gelinmesinin faturasını MHP mi ödeyecek?
MHP, AKP ve CHP’den farklı bir parti olarak 8 Haziran’da açıkça politikasını ilân etmiş ve muhalefet olarak kalacağını söylemiştir. Üstelik HDP ile en küçük bir benzerlikleri olmadığı için bunların içinde bulunacağı bir oluşumda olmayacağını; fakat CHP’nin bu hususta daha değişik fikirleri olduğu, AKP’nin de HDP ile masa işlerinin bitmediğini, bu sebeble böyle bir oluşumun daha akılcı olduğunu ileri sürmüştür? Neden bu kanaatlere itibar etmiyorsunuz da ”Başbakanlık teklif ettik de ellerinin tersleri ile geri çevirdiler” gibi temelsiz ve sokak söyleminden ibaret olan bir yola başvuruluyor! MHP sayısını biliyor ve Başbakanlık talebi yoktur; bu hususta istekli olan hayatta iktidar olmayı başaramayan CHP’dir. Belli ki Kılıçdaroğlu kaybettiği itibarı ve sayıyı Hükümet olmak suretiyle telâfi etmek istiyor! MHP böyle çürük tahtalara basmak zorunda mıdır?
MHP 1980’den evvel kanlı bir ortamdan gelmiştir, bu sebeble ülkücüler kanın ne demek olduğunu çok iyi bilir. Tamamen ABD istekleri doğrultusunda ülke sokaklarından marksistler ve ülkücüler tasfiye edilirken 12 Eylül’ün silâhlı Kürt hareketini dizayn ettiklerinin şuurlu bir şekilde farkındadır. Elbette Marksizm 1980 öncesinde dış güdümlü olsa da ülkedeki kavganın bir kardeş kavgası olduğu bugün herkes tarafından kabul edilmiştir! Peki PKK hareketi öyle mi? 30 bin insanın kaybından bahsediliyor, şu kadar ülke kaynakları heba edilmiş! Hiç 12 Eylül öncesi ile karşılaştırmak mümkün mü?
1980 öncesi olaylarından soldan ve ülkücülerden boş yere insanlar ipe gitti? 30 bin cinayetten, kime ne yapılmıştır? Katilbaşının İmralı’dan çıkarılması için muazzam bir ittifak var; bu kadar olay hemen unutulmuş! Ülkücüler 80 öncesi zulmü unutmaya bırakırken binlerce Mehmetçik cinayetini asla unutmaları mümkün değildir! O zaman o gözleri yaşlı Şehid ana ve babaların nasıl yüzüne bakılacaktır?
Elbette MHP bir siyasi bir parti olarak ülkücüleri intikam için seferber etmemiştir. Çünkü ülkenin TSK gibi bir sahibi vardır. Fakat siyasette BDP destekli bir Hükümet’te de oyuncak olmak istemiyor! Böyle bir tavır siyasi Kürt hareketini kabullenmek, hatta silâhlı terörü tasvip etmek anlamına gelir. Bu konuda MHP ve ülkücülerde kesin tavır vardır; tabana rağmen böyle bir kabullenme bugünkü MHP yönetimini bitirir! Bu sebeble o nasihatları herkes kendine saklasın! Akılsız adamların arkasında elbette MHP payanda olmayacaktır. Ülkücüler memlekette sayısını ve potansiyeli çok iyi biliyor; öyle aydınlara şirin görünmek suretiyle sahte alkışlara da ihtiyacı yoktur.
AKP’ye gelince adamların Türkiyesi meydanda, hiçbir teşhire ve ispata gerek yok! Yolsuzluklar belgelenmiş ve bunlar muhalefet tarafından halka mâledilmiştir. Elbette şu Çözüm işinin sadece aydınlar nezdinde açılımı ve anlatılması gerekiyor. Elbette aydınların çocukları korundu ve Doğuya gönderilmedi; lâkin Anadolu Dağları’nda gelen şehid cenazeleri nice toprak evi kapattı. Böyle bir ıstırabı yaşamak ve görmek için ülkücüler gibi Kan mefhumunu iyi tahlil etmek gerekiyor. Mesele bundan ibarettir!
MHP ve Bahçeli’nin politikası çok doğrudur ve bu husus gafillerin gözlüğü ile kuru bir inat meselesi değildir. Asıl bu sevdadan vazgeçmesi gereken CHP ve her zaman hüsrana uğrattığı tabanlarıdır. Dış politikaya talip; ne yapacak bir günde hudutlarımız düzelecek mi? Yani HDP desteği ile birlikte hudut tanzimi mi yapacaklar? Böyle bir oluşum asıl CHP’yi yer bitirir? Mustafa Kemal’e şoven gözü ile bakan gerek siyasi ve gerekse silâhlı Kürt hareketinin amaçlarına Ata’nın koltuğunda oturan zatın razı olmasından büyük rezillik ve handikap düşünülebilir mi?
Gerçek CHP’li ve Atatürkçü olduklarını MHP’liler ispat edeceklerdir; çünkü Mustafa Kemal’in yolu ve ufku ülkücülerin ufkudur. Şahsen MHP politikasını alkışlıyorum: Muhalefet ille de muhalefet!
Esen kalın.