Ali BADEMCİ
Ankaralılar pek duymamış ama, bizim eski tüfekler yeni bir parti kuruyorlarmış; Anadolu’ya bol bol internet mesajı atmışlar. Sıkı durun ve adına bakın; Turan Partisi! Kurucular listesine konacak şahıslar henüz öne çıkmamışlar, ama biz isim isim biliyoruz. Mesaj sahibi Prof. Nurullah Çetin, Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi’nde edebiyat hocası. Daha genç; Kütahya-Simav 1964 doğumlu. Şimdi kariyer sakalı var ve biyografisine göre beraber olduğu kimse gibi “Türkçü” değil, Müslüman Türkçü! Elbette bizler için bu iki nitelendirmenin çok farkı yok; lâkin din ile ideolojiyi, birbirine karıştırmanın hiç de doğru olduğuna inanmıyorum. Mesele fikir olarak “Müslüman Türkçü” veya “Müslüman Turancı” diyemeyiz; çünkü 2 2 milyona yakın olan Müslüman olmayan Türkler’in de aynı nitelendirmeleri kullanmaya hakları vardır.
Böyle bir parti ne için kurulur; tabii olarak MHP’ye karşı! Gerekçeleri ne? MHP’nin kapısından giremiyorlarmış! Acaba böyle mi? Herkes giriyor da kendileri neden giremiyor? Aksine Sayın Bahçeli meslektaş oldukları için akademisyenleri çok sever; onları hep listelerin seçilecek sıralarına koymadı mı? Örnek mi istiyorsunuz bir tane isim verelim: Prof. Ümit Özdağ! Geçmişteki hadiseleri hatırlayın da partinin kapısından neden girilmediği hususunu açıklığa kavuşturun! Biz böyle kraldan fazla kralcılık yapıyoruz ama asıl kapıdan giremeyenler bizler ve bizim gibi eziyet görmüş ülkücülerdir! Niye bir şey demiyoruz! Peki biz neden giremiyoruz! Akademisyenler ve emekli subaylardan sıra gelmiyor; yoksa bir şey diyen yok! Gelene “Hoş geldin” diyorlar da gidene git diyen yok!
Demek bu parti kapısı hikâyesi tamamen hayal mahsulü! Peki gerçek sebeb nedir; söyleyeyim; mutlaka “Ağbi” olmak, baş olmak, en önde olmak, akıl hocası olmak! İşte sebeb bu! İnternet, akademisyenlerin tez çöplüğüne dönmüş, yüzüne bakıp da, neşredip para kazanmak isteyen yayınevi yok, çünkü “Tezler”in dünya ölçeğinde kiymeti harbiyesi yok! Üniversitelerde en fazla basılan kitap adedi 250’dir; Türk Tarih Kurumu nadiren 500-1000 basıyor ve yıllarca elinde kalıyor! Biyografilerine baksanız maşallah her hocanın 25’den aşağı eseri yok! Fakat yabancı çalışmalara göz atarsanız bunlardan faydalanan bir Allah’ın kulunu göremezsiniz! Kendi eserleri ise Cumhuriyet devri kültür atılımından alınan “kopyala-yapıştır” dan ibaret! Hele bir tarih hocası “Turancıyım” falan diyorsa hak getire! İslâmi bir eğitim görmüşse peygamber Türktür, hızını alamazsa bu sıfatı Allah’a da yakıştırır! Allahaşkına bunların komediden farkı var mı?
“Turancıyız” anladık da; ne demek Turancılık! Bir kere Turan muhayyel bir vatanın adı ve bir coğrafya deyimi! Farslar İran ötesine “Turan” diyorlar; kaynağı da Firdevsi’nin Şehname’si! Bakın şimdi bu coğrafyanın üzerinde İran, Rusya, Moğolistan, Afganistan, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Kırgızistan, Türkmenistan, Moğolistan, Özbekistan, Kazakistan, Çin ve gibi daha birçok devlet var! Tabii olarak siyasette ifâde edilenlere bakarsak Suriye, Irak, İran, İsrail, Ürdün, Mısır, Hicaz, Balkanlar Orta ve Doğu Avrupa, Kafkaslar da Turan’ın içinde değil mi? Bana göre içinde. Ne yapacağız şimdi? Böyle bir düşüncenin Siyasi İslâm’la ne farkı var, anlatır mısınız? Elbette hangi anlama gelirse gelsin Kızıl Elma gibi insanın hoşuna gitmiyor değil! Bütün milletlerin böyle Kızıl Elması var! Ne yapacağız?
“Efendim kültürel bir deyim kullanıyoruz” diyeceksiniz! Buna söylenecek bir şey yok! Kaldı ki bu geniş coğrafyanın her yanı ile basit araçlarla görüşüp konuşabiliyorsunuz, resim ve video alabiliyorsunuz! Demek günümüzde Turan kültür ve hamaset olarakfiilen realize olmuş; parti tabelalarına fiilen hiç gerek yokmuş! Şöyle sanal medyaya bakıyorum da mafya babaları – ayak takımı – istihbaratçılar – ilgisiz ve bilgisizler – yeraltı dünyası hep “Turancıyız” diyor, sanki bizlere gerek kalmamış!
Mesele bu değil, AKP son günlerde “Operasyon” adı altında bal gibi milliyetçilik yapıyor ve MHP’yi söğüşlemeye çalışıyor. Bir taraftan da bunu “Ağabeyler” yaparsa daha iyi olmaz mı? Böyle yazıyorum diye bana bu çevrelerden “Yalaka” ve “Vekillik sözü aldı” diyenler oldu, yüzleri kara olsun, Sayın Bahçeli ile ne konuştum, ne icazet istedim, ne tanırım; ama gittim aday adayı oldum! İnanmıyorum ve Parti’ye yakıştıramıyorum ama, bühtan edildiği gibi olsaydı belki belki sıraya girerdim, lakin listeye bile giremedim! Fakat fakat var ya, %1’e de düşse MHP’liyim ve böyle öleceğim! İşte aday adaylığı da kalmadı, yaşımız da 70’e geliyor, bakalım öyle olmuyoruz diye ne diyecekler! Boş bunlar boş, zavallı öğretmenlerin ve öğrencilerin boşu boşuna kafasını bulandırmayın! Ama size şu partinin amblemini göstereyim! Onun boş partisine değil “Kurd”una kurban olayım! Acaba nereden kopyaladılar merak ederim! Lütfen kızmayın küsenlerimiz artmasın!
Muhabbetle Efendim.