Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda muhtarlara seslendi. Davutoğlu’nun görevi iadesinin ardından gözlerin çevrildiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ilginç bir mesaj geldi. Hükümet kurma görevini Kılıçdaroğlu’na verip vermeyeceği tartışılan Erdoğan, Saray’ı boykot eden CHP’yi ima ederek, “Beştepe’nin adresini bilmeyenlerle vakit geçirecek zamanımız yok” dedi.
Siyaset işi gücü bırakıp Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsıyla ailesiyle uğraşmak değildir, diyen Erdoğan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye hedef alarak hakaretler savurdu. 17-25 Aralık sürecinde yargıyı bloke edip adaletten kaçıran Erdoğan “kalkıp benim evladıma, ismiyle “Bilal’i ver iktidarı al” bu ne biçim yaklaşımdır ya. Eğer benim oğlumun yaptığı bir yanlış varsa, yaptığı bir yolsuzluk varsa buna hesabı soracak olan yargıdır. Sen kimsin? Benim evladımla ilgili iktidar bağlantısını nasıl kurarsın. Nasıl böyle bir hakareti yaparsın?” diyerek milletin aklı ile yine dalga geçti.
HUYUNDAN VAZGEÇMEDİ BAHÇELİ’YE HAKARETLERİ SAYDIRDI
Evladı olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha doğal bir şey olmaz.
Çünkü bunlar aile nedir bilmez, evlat nedir bilmez. Dolayısıyla hak hakikat nedir bilmez. Sadece maalesef böyle kuru sıkı hakaretlerle bir yere vardırmak isterler. Nedir o Mussolini Hitler, aynaya bak ya. Önce kendinin nerede olduğunu görürsün. Biz ilhamımızı ne mussolini’den ne de Hitler’den aldık. Biz haktan aldık. Bunu bir defa bileceksin.
Eğer şu anda bu ülkede, halkımın kabullenmekte zorlanacağı bir yola eğer gidiyorsa Türkiye’de hükümet kurma çalışmaları, bunun vebalinin kimde olduğunu halkım çok iyi görecek, bunun bedelini de ödetecektir.
Bugüne kadar şahsımla uğraşanların, aklı başında bir teklif getirdiğini duyan var mı? Peki sen siyasetçi olarak bunda sorumlu değil misin? Niye kalkıp vücudunu taşın altına koymuyorsun? Bunların böyle bir derdi yok.
“BEŞTEPE’NİN ADRESİNİ BİLMEYENLERİN DE BİZİM VAKİT GEÇİRECEK BİR ZAMANIMIZ YOK”
E zaten Beştepe’nin adresini bilmeyenlerin de bizim vakit geçirecek bir zamanımız yok. Şahsımın üzerinden, milletin taciz eden, daha da ileri gidip millete hakaret eden bu anlayış kaybetmeye mahkumdur. Bunlar çalışmadan, terlemeden ülkenin geleceğinin kendi ellerine teslim edilmesini istiyorlar. Milletimiz “üç kuruşa beş köfte yok” diyor. Önce hak edeceksiniz, sonra talep edeceksiniz. Bu millet seni kurtarmaya geliyorum deyip, sırtına yeni yükler bindirerek kaçıp gidenleri çok gördü.
Hezimetlerinin sebebi olarak şahsımı görenlere, dönüp kendilerini bir sorgulamalarını tavsiye ediyorum.
Bunlar yönetim sisteminin değiştiği ifademi dillerine doladılar. Meclis’te kabul edilen, artık ülkemizde cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor. İlk uygulaması 10 Ağustos’ta gerçekleşti. Türkiye tarihinde ilk defa, kendisine yeni bir yönetim modeli oluşturmuyor mu? Anayasa literatürü ortadadır. Bu bir sistem değişikliğidir. Bakın anayasadan mı bahsediyorum? Bunu bile idrak etmekte zorlananların, ülkedeki diğer meselelerin çözümü konusunda çok ciddi tereddütlerimin olduğunu belirtmek durumundayım.