Ali BADEMCİ
Bu sefer açık seçik görülüyor ki AKP bütün hesaplarını MHP’ye göre yapmış; Türk askerini alnından vuranlar bir tarafa bırakılmış, varsa da yoksa da Devlet Bahçeli’nin güya yanlışları her ortamda konu ediliyor, Başbakan olacak adam da sürekli onun duruşu ve beyanları ile muahaze ediyor! Elbette mal görmüş mağribi gibi sarıldıkları Tuğrul’un tabanda hiçbir karşılığı yok! Yan atağa geçen CHP’nin Sinan Oğan’ı aday yapacağı söylentileri de bu toy adamın gitmesinin hiçbir zararı olmayacağını iyice biliyoruz! Fakat bu hiper saldırılar karşında, tam bir hesaplaşmaya gitmek, gidene güle güle deyip yan gelip yatmanın zamanı da değildir!
MHP’de 17 yıllık Devlet Bahçeli hakimiyetinin hep hesaplaşmalar ile geçtiğini kabul etmek zorundayız; bu hesaplaşmalarda aldığı terbiye gereği bizim gibi düşünenlerin ısrarla ve inat ölçülerinde onun yanında olduğumuzu da dost düşman herkes bilmektedir. Bu destek çaresizlik veya kerhen yapılan desteklerden ibaret değildi ve halen de öyledir! Koro halinde “Kol kırılır yen içinde” dedik! Kendi kadrolarının marifeti değil, bizler gibi düşünen MHP çoğunluğunun bir başarısı olarak, şartlar ne olursa olsun, Sayın Bahçeli’yi tartışanların dost unsurlar olmadığını ispat ettik; bu sebeble bugün bir Genel Başkanlık tartışması yoktur! Çok küçük i’zan ve izafe ise kendi çevrelerinin yerlerini muhafaza etmek için daima gündemde tuttukları şahsi beceriksizlikler mahsulüdür!
Elbette Tuğrul’u takip edecek hain zihniyetten bahsetmiyoruz; kendilerini ülkücülüğün yaratanları gibi göstermeye gayret edenlerin, “Ağabey” pozunda duranların hiçbir itibarlarının bulunmadığını da bilmekteyiz ve her ortamda bunlara karşı durumumuzu Genel Başkan’ın yanında yer alarak sürdürdük. Fakat geçmişteki doğru veya yanlış hareketlerinden ötürü kıyıma uğrayan ve mevcut olumsuzluklara isyan ettiği halde eli kolu bağlı duranların bir kıymet olduğuna inanmaktayız. Birlik olmaya ve MHP üzerindeki oyunları bozmaya her zamankinden fazla ihtiyacımız var. AKP ve diğer fırsatçıların oyunları ancak böyle bozulabilir. Böyle bir hareket ve yeniden yapılanma bir karşı hareket olarak bozulan zihinleri düzeltebilir hatta MHP’yi çok ileri yerlere de taşıyabilir.
Nereden başlayalım; elbette BBP ve onunla birlikte hareket SP’sinden! Böyle bir işbirliği MHP’ye birkaç puan kazandırmaz mı? Arkasından uzun yıllardan beri lafının edilmesine bile “Muhteşem Kadro” tarafından disiplin konmuş insanları Genel Başkan tek tek huzura davet ederek en azından fikirlerini sormalıdır. Bundan ne çıkar, eminim ki bu insanlar belki koşa koşa gelmeyecek ama şu kötü günlerde “Allah” korkusundan titreyeceklerdir. Şartlar ne olursa olsun bunlar hareketin her safhası ve devrinde işin içinde olmuşlar ve siyasetçi kimliklerini MHP’ye borçludurlar! Şahsen üç-beş kitabımız okunuyor ve satılıyorsa inanıyoruz ki bunu ülkücü olmakla ancak izah edebiliriz!
Dostlar hep sorarlar; “Sen böyle yıllardır saflardan ayrılmaz, çok ağır tenkidler de yaparsın, itibar eden var mı?” Olmasın ne olacak yani? Hayatımızın heyecanı bazılarından itibar görmek değil insanımız ve dava arkadaşlarımız ile bütünleşerek ülkücü olarak bu dünyadan belki de sesiz-sedasız şehidlerimiz gibi göçüp gitmektir! Yüzümüzde tüy yokken ülkücü olduk şimdi de yetmişli yaşlara geldik dayandık! Allah her ülkücüye şerefi ile ölmeyi nasip etsin!
İşte şimdi hamasetin, gönül koymanın, gönül kırmanın zamanı değildir! Biliyoruz ki münafıklık yapmayan, kendini namaza ve niyaza veren yüzlerce yetişmiş insan bilerek veya bilmeyerek hareketin dışına atılmıştır! Tartışmaları bırakıp da Genel Başkan’ın belki de bir “Hoş geldin” demesini bekliyorlar! Bir çoğunu yakından tanıdığımız ve beraber büyüdüğümüz dava adamlarının ikbal peşinde olanlar gibi hesapları olacağını da sanmıyorum! Herkes Sayın Bahçeli’nin yalnız olduğunu söylüyor, her giden bunu ifâde ediyor, doğru mu yanlış mı bilmiyoruz ama bizzat Genel Başkan bunu daha iyi ve sağlıklı ölçülerde bilir. Tasfiye değil düzelme ve düzeltme zamanıdır. Yeter artık herkes eteğindeki taşları döksün! Daha, adam gibi ülkücülük zamanı gelmedi mi?
Muhabbetle.