Ali BADEMCİ
Hain saldırı yürekleri dağladı, ciğerlerimiz söküldü! Kucaklarımızda 18 şehit! Bu millet daha ne kadar dayanabilir? Katilbaşı İmralı’da mışıl mışıl uyuyor; ama anneler feryad ediyor! Nankörler “Besle kargayı oysun gözünü”! İşte bu safhaya geldi! Milletin nasihatını dinlemediniz, “Açılım” diye tutturdunuz, işte sonuç! Sahi o akıldaneler nerede? Çıkıp da hainleri neden lânetlemiyorlar? Hatip bozuntuları, imam artıkları, artistler, eski komünistler neredesiniz? Şehidler elbette torpili olmayan Anadolu’nun yanık yüreğinin ülkücüleri! Biz ölüyoruz, biz Rahmeti Rahman’a uçuyoruz! Şu şehid cenazelerindeki isyanlara bakın kardeşlerim! Elbette bu işin partisi pırtısı olmaz! Allah katında mutlaka onlar Tanrı’nın sevgilileridir! Ama onlar Allah inancının mücahidleri olarak bizim birer parçamız, gönlümüz, yüreğimiz “Yer Tanrımız” değil mi?
Ne olmuşsa olmuş, kim yapmışsa yapmış, asın şu köpeği de gönüller rahatlasın? Ne olacaksa olsun, herhalde bundan beteri olmaz! Hâlâ siyaset mi düşünürüz; “Asılırsa ne olacakmış”! Gönüllerimiz rahatlar gönüllerimiz! O zihniyet ki bir taraftan asılmamasına suçlu ararken diğer yandan “Asılsa ne olur” gibi bir çelişki ile hâlâ bizi kandırmıyor mu? Bu vahşeti seçim malzemesi olarak kullanmak isteyen zihniyet var mı? Varsa işte asıl ihanet eden onlardır! Ahh milletim canım benim! Gönlü açık bahtı karalar! Gözü kara yavrular! Rahman’a vardınız bile, kimden dâvâcısınız? Elbette arkadaşlarınız intikamınızı aldı, bizden ne istersiniz!
Elbette dua ile bitmiyor, başka ne istersiniz? Eminim ki “Aziz Misafir Katilbaşı”dan ilk hesabın sorulmasını! Asalım bunu değil mi? Ondan sonra yeniler için Şerefhan’ın babası Şemseddin’e kurulan üç ayakları Dıyarbakır Surları’nın önüne kurup da “Delü İskender” olmayalım mı? Haysiyet yoksunları, caniler, Allah’dan korkmayan Allahsızlar! Meclise taşınan ihanet, demokrasi katilleri, tahrikçilerin hiç mi vebali yok! Sırtını PYD’ye dayayanların, “Sizi tükrükle boğacığız” diyenlerin hiç mi vebali yok! Hâlâ en önde güya bu siyasetçiler var! Hainlerin kurduğu tuzakların bekçiliğini yapıyorlar da şarapnel parçaları yüzlerini sıyırıyor!
Ey siyaset bir kanun çıkarın ve bu adamları toplayın! Bunlar bölgede ve yasaların gölgesinde, dokunulmazlık zırhında hamilik yaptığı müddetçe bizler nankörlüğe dualarla mukabele edemeyiz! Esas bu adamları asmak, üç ayaklı sehpada sallandırmak gerekiyor! Faydası nedir, varsın hiç olmasın, yürekler soğusun yürekler! Canlar hakkını helâl etsin!
Bizim siyaset; saygıdeğer Bahçeli Ankara’da ise şu Eşbaşkan’ın bir yakasını indirsene! Çağır bunu, gelmezse sen git, yakasına sarıl hesap sor hesap! Çözüm bu muydu, kardeşlik bu muydu, diye sor da, “Genel konuşalım” deyiver! Gelmezse zorla getirt, yakasını indirin, indirin! Şu hükümetçiliğe de ne istiyorsa, hangi desteği almak arzusunda ise verin verin! Biz siyaset yapmayalım! Varsın “Aksaray” haşmetini korusun, fakat “Albayrak” dalgalansın! Biz artık siyaset istemiyoruz, çocuklarımız ile yan yana karatoprakta uyumak bize yeter artar bile!
Ah milletim, canım yavrularım, gönüllerimiz rahatsız! Siyasetin şımarttığı insanları hizaya çekmeli! “Ya devlet başa ya kuzgun leşe!” Elinden gelen değil yapılması gereken herşey yapılmalı! Kan böyle durmalı!
Dua ile.