Ergun KAFTANCI
DÜN de Zaman gazetesi kayyuma teslim edildi…
Cumhuriyet Başsavcılığı isteyince Sulh Ceza Hakimliği karar verdi:
-Kayyumlar iş başına!
İlk değil, öncekilere benzeyen bir komut…
……………………
Fethullah Gülen Cemaati’nin yayın organı suçlamasına maruz kalan Zaman, artık meslek mensupları tarafından değil, kayyumlar tarafından yayına hazırlanacak…
Kayyumlar, hangi istikameti gösterirse gazete o istikamete yürüyecek…
Yani gazete hazırlamak artık gazetecilerin işi olmaktan çıktı, kayyumların işi oldu…
…………………..
Kayyum sözcüğü Arapça’dan dilimize girmiş…
Araplar kayyim diyor; bir malın yönetilmesi veya bir işin yapılması için görevlendirilen kimseye verilen ad…
Biz, camide hademe olarak görev yapana kayyum deriz…
…………………..
Sözcük, AKP-Cemaat ortaklığı sona erince çok kullanılır oldu…
Cemaatçi olmakla suçlanan kuruluşlara yargı müdahalesiyle kayyum atandı. Bu kurum da böylece hayatımıza girdi…
Kayyumun görevi ne?
Şu…
Kayyum, ya da kayyumlar el konulan kuruluşlarda yönetim krizinin çıkmasını önlemek göreviyle yükümlü…
…………………..
Dikkat ederseniz kayyumların ya avukat, ya da muhasebeci olduğunu görürsünüz…
Aralarında iktidara yakın siyasetçiler de, mesela belediye meclisi üyeleri de oluyor…
Kayyumlar herhangi bir kuruluşu idari bakımdan taşıyabilir ama meslek erbabı tarafından yönetilmesi gereken mesela bir gazeteyi taşıyamazlar.
……………………
Bkz. Koza-İpek grubu…
Bu grubun başına gelenleri gördük…
Kayyumlar grubun medya markalarını taşıyamadılar ve kapanmalarına neden oldular.
Grubun televizyonları yayından çıkarıldı…
Gazeteleri paydos ettirildi…
Oysa kayyumluk görevinin içerisinde tevdi edilen işi berbat etmek, yüzüne gözüne bulaştırmak diye bir talimat yok…
…………………..
Kayyum vasidir, kendisine teslim edilen işi ve malı vesayeti altında tutmakla görevlidir; vasidir diye onları yok etmek hakkına sahip değildir…
……………………
Zaman gazetesinin kaderi inşâllah Koza-İpek Grubu‘na ait gazetelerin kaderine benzemez, Zaman yayınını aralıksız sürdürür!
……………………
Lâf kayyumdan açıldığı için Boydak olayına da bakalım…
Kuruluşun üst düzey yöneticileri gözaltında…
Gruba dahil şirketlerin yönetimleri kayyuma bırakılacak diyorlar…
Büyük boyutta katma değer üreterek ekonomiye katkıda bulunan bir dev, yanlış adımlar atılırsa cüceleşmeye mahkûm edilmiş olacak…
Tehlike işte bu!
…………………..
Kayyum konusunda hukukçular ne diyor, onlara kulak vermek lâzım…
Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr Metin Feyzioğlu, kayyum konusunda şunu söylüyor:
-Kimse kimseyi kandırmasın. Olan bitenin algılanma şekli Saray’ın muhalif medyaya el koyduğudur…
…………………
Devam ediyor:
-Yargı bağımlı olsun ama algısı bağımsız olsun istiyorlar. Yani Doğan görünümlü Şahin misali.
Bu gönderme de hem Saray’a, hem iktidara…
…………………
Hukuk yerleşik olsa, yargının üzerinde baskı olmayacak…
Bağımsızlık gölgelenmeyecek…
Onu söylemek istiyor Feyzioğlu!
………………..
Denizli Baro Başkanı Müjdat İlhan da güven konusuna değiniyor:
-Kayyum atanması, kendisi gibi söylem geliştirmeyenleri hukuku aracı kılarak cezalandırmak ve hukuk adına bir katliama çanak tutmaktır. Türkiye’de artık hiçbir kuruluş kendini güvende hissedemeyecek.
Şanlıurfa Baro Başkanı Hikmet Delebe de aşağı yukarı aynı görüşte..
Neredeyse bütün barolar, kayyum kurumunun işlevine ve onu gerektiren koşulların siyasal olduğu görüşüne katılıyor…
Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı, Bursa Baro Başkanı Ekrem Demiröz, Kocaeli Baro Başkanı Sertif Gökçe ve diğer başkanlar muhalif gazetecilerin susuturulmak istendiğini, özgür basını devletleştirme gayretlerinin öne çıktığını ve basının nefesinin kesilmesine çalışıldığını ifade ediyorlar…
Kısacası, saptamalar ortak, yani aynı!
…………………….
Kayyuma teslim edilen Zaman gazetesi dün birinci sayfasını siyaha boyayarak çıktı. Gazete yöneticileri sayfada anayasanın 30. maddesini hatırlatmışlar…
Anayasa önümde, 30. madde de…
Doğru…
Basımevi ve eklentileriyle basın araçları, suç âleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz…
Hani nerede?
Zaman‘a el konuldu…
El konulan Millet ve Bugün gazeteleri işletilmedi, kapatıldı…
Yarın Zaman‘ın da başına kapatılma gelirse, hangi kayyum vasi sıfatıyla hesabını verecek!
………………….
Kayyum heyetine bari gazeteci olan bir iki isim de alınsaydı!
Bu arada madde 31’e de dikkatiniz çekerim, açın okuyun!
Önceki maddenin uzantısı, oldukça anlamlı…
………………….
Umudumuz her geçen gün evrensel hukuk anlayışını kalıcı hale geleceği şeklindeydi…
Hayalmiş…
Nerede o günler?
Bu gidişle mevcut hukuk kırıntısından da mahrum hale geleceğimiz anlaşılıyor…
Eyvah ki eyvah!