Ergun KAFTANCI
Bu defa da Kayseri’de saldırdılar…
Yine bomba yüklü bir araç…
Yine patlama!
Çarşı iznine çıkan askerlerin içinde bulunduğu seyir halindeki özel halk otobüsünün soluna giren bomba yüklü araç, dışarıdan mı yoksa içindeki canlı bomba tarafından mı patlatıldı anlaşılamadı…
Bu satırları yazdığım sırada bu menfur saldırıdan şehit haberi gelmemişti, inşallah gelmez, fakat yaralı çoktu…
* * *
Kalleş ve kahpe yatağı terör çetesi, eylemlerini artık bu usulle yapıyor… Çaldıkları araçlara yükledikleri patlayıcıları Kayseri’de olduğu gibi ya seyir halinde patlatıyor, ya da park ettikleri yerde uzaktan kumandayla…
Bu tür saldırıları yoğunlaştırmaya çalıştıklarını görüyoruz…
Öncelikle patlayıcı malzemenin kaçak yolla yurda sokulmasını engellemek lâzım. Yerli malzemeyi üreten firmaları da mercek altına almalıyız.
Emniyet güçlerimiz, uyuşturucu konusunda nasıl ciddi ve köklü mücadele veriyorsa kimyasal patlayıcı malzeme alışverişiyle de o denli bir mücadele vermeli…
Bu elbet de yeterli olmaz, başka önlemler de gerekir…
En önemlisi istihbarat; hainlik nerelerde, kimler tarafından tezgâhlanmaya hazırlanıyor öğrenmemiz lazım.
Güvenlik güçleri çalışmalarını bu yönde de yoğunlaştırmalı…
DERKENAR
Patlamaya ilişkin yazıma nokta koyarken acı haber düştü. 14 şehit 55 yaralımız var. Şehit sayısı artabilir diyorlar, Allah yaralılara şifa versin, inşâllah başka şehit haberi almayız. Başbakan Yardımıcısı Veysi Kaynak “Bu olayların arkasındaki maşayı biliyoruz” diyor. Saçma sapan bir laf, biliyorsun da neden yakalarına yapışmıyorsun be Allah’ın kulu. Cevap tıssss..
Unutmamak için
İki konu var, ne durumda olduklarını bir kez daha soralım:
Birincisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesine ilişkin. Başkan Kadir Topbaş söylemişti; belediyenin kasasındaki 40 milyon küsur dolar, liraya çevrildi mi? Çevrildiyse ne kadar TL oldu…
İkincisi, 189 savcı ve yargıç hakkında gözaltı kararı verilmişti. Durum ne, kaçı serbest bırakıldı, kaçı tutuklandı…
İkisini de öğreneceğiz inşâllah…
Ne gereği var
Başbakan Binali Yıldırım birkaç defa vurguladı ve “Yasama, yürütme ve Yargı erkleri ayrılığı sürecek”dedi…
Ardından ne dedi onu da hatırlayın, dedi ki:
-Yürütmenin başı Cumhurbaşkanı’dır….
Türk tipi başkanlık paketinden çıkan en önemli husus bu…
Diğerini de açıkladı, cumhurbaşkanının KHK çıkarabileceğini söyledi, bu da ikinci önemli husus…
Demek ki o makam, yürütme gibi yasama görevi de yapabilecek…
Pekiyi, nerede kaldı kuvvetler ayrımı?
* * *
Milli iradenin adresi değişiyor değerli okurlar; ararken şaşırmayın diye yazıyorum, yeni mekân Beştepe.
Dostun böylesi de var
SURİYE‘de açıklandı…
İslâm düşmanı DEAŞ saflarında terör eylemlerine katılan üç Amerikalı, çatışmalarda ölmüş…
Biri Teksaslı Well, diğeri Nevadalı Johnson, üçüncüsü de Colorado’lu Andrew…
Taaa Amerika’dan kalk gel, terörist ol ve DEAŞ saflarında silah kuşanıp Müslüman katlet…
Demek ki DEAŞ, bir İslam devleti kurmak için Hıristiyanlarla iş birliği halinde.
Ölü üç Amerikalı, kanıt olarak yetmez mi?
Duvar yazısı
Kumarı bırakacağıma bahse girerim- Serdar
İNCİLER
SSK‘sı olmayana Nazlı’yı vermem (RUKİYE)
Kendi düşen ağlamaz
Eski emniyetçilerden Mehmet Kılıçlar, bir tarihte FETÖ’cü isimlerin yer aldığı bir listeyi ilgililere verdiğini ama kimsenin o uzun listeyi önemsemediğini söyledi…
İktidar gibi, asker de listeyi ciddiye almamış…
O kadar ki listedeki askerler terfi ettirilmiş, memurlar üst görevlere kaydırılmış…
Özetle söylüyorum, kaşınmışız…
İhanete uğramayı göze almışız; bu kabadayılığımız da bizi getire getire 15 Temmuz’a getirmiş…
Kendi düşen ağlamaz derler, o halde susalım…