Ali BADEMCİ
İşte siyaset ilmi, işte ülkemizde siyasetçinin durumu! Öyle olunca bocalarsınız ve ana tüzüğünüzde olan deyimlerin tarifini bile yapamazsınız! Politikacıların yüzde kaçı oturduğu koltuğu doldurabilir? Popüler siyasetçi ilmin değil spekülatör açıklama ve düşüncelerin peşindedir! Bugün ak dediğine ertesi gün kara diyebiliyor! Böyle ilim olur mu? Hitabet yeteneğini bırakın da bizim politikacılarımız Türkçe’yi bile düzgün konuşamaz! Eski lisan kullanacağım diye Osmanlıcayı, yenilikçi olacağım diye de dili katlederler! İmlâyı bırakın da telâffuz bile çoğu zaman Anadolu anasırının fonetiğidir! İşte özet bu, ister kabul edin isterse etmeyin!
SİYÂSET SİYÂSET
Siyaset insanlık tarihinin en eski bilimlerindendir; tarih boyunca bu ilmi en zeki, en cesur ve en donanımlı insanlar icra etmiş ve onlara hep büyük önderler denmiştir. İşte bu önderler siyaset ilmini tam kavrayarak büyük devletler yaratmış ve çoğu zaman çağ değiştirmişlerdir! Tarihte siyaset; akıl, üstünlük ve donanım demektir. Siyaset ilmi akılsızlık ve zekâ yokluğunu dâima tasfiye etmiş ve çöplüğe atmıştır. Merak ettiniz mi ki, acaba siyasetin üzerinde mutabakat sağlanmış bir tarifi var mıdır? Elbette vardır, fakat bu tarif mutlaka önderlerin niteliği ile ilgilidir!
Siyaset, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış demektir. Bizim dilimizde kelime Arapça “Seyis” (At Bakıcısı) kelimesinden türemiştir. Antik Yunan kültüründe ise , polise veya devlete ait etkinlikler biçiminde tanımlanmıştır. Yeni deyimle politika bilimi politik hareketler ve güç edinilmesi ve kullanımı konusunu inceler. Diğer bir deyimle siyaset bilimi, siyasi teorileri ve siyasi teorilerin pratiklerini inceleyen, siyasi sistemler ve siyasi davranışlar alanıyla ilgilenen bir sosyal bilim alanıdır. Siyaset bilimi geçmişte dar anlamda devlet ve iktidar kavramları üzerine araştırmalar yapmaktayken günümüzde, siyasi kararların tahlili, sosyal grupların karar ve etki ilişkilerindeki rolü, siyasi katılma, sosyal yapı ve iktidar ilişkisi, siyasi değişme ve gelişme gibi konuları da incelemektedir. Garpta siyaset biliminin temelleri antik Yunan da ise şarkta ve tam gelişme devrinde İmam Gazali’dedir! İlginçtir ki şarkın felsefecileri aynı zamanda tarihçi ve siyaset âlimdir! Bu açıklamalardan şunu anlıyoruz ki medeniyetin en nitelikli ilmi “Siyaset Bilimi”dir.
Avrupa’da Sanayi Devrimi’nden sonra gelişen işçi hareketleri ve sosyalizm, siyaset biliminde niteliği bozdu ve siyaset artık yetişmemiş, genellikle tarih bilmeyen insanların elinde demokrasinin oyuncağı oldu! Şimdi siyaseti bilenler değil artık bilmeyenler yapıyor; çünkü seçilmiş insanlarda popülerizm önde gittiği için donanımlı insanlar daima dışarıda kalıyor! Onun için günümüzde siyaset denince toplum “Çokyüzlülük”ü anlamaktadır. Demokrasinin bu kadar geliştiği günümüzde siyasetçiye nitelikli insan demek mümkün değildir. O sebeble siyaset ve siyaset kurumuna karşı toplumlarda derin bir nefret oluşmuştur. İşte bugün idare güçlükleri genel olarak bu sebeplerden kaynaklanmaktadır. Maalesef siyasetçiler çok eğitimli ve donanımlı insanlar değildir; üstelik ilme saygıları da azdır!
Bugün ülkemizde, kuruluşunda yüksek öğrenim olarak görülmeyen ve gece eğitimi ile bol mezun veren ekonomi mezunları siyasetin en önündedir! Bunlar eğitim hayatlarında çok iyi yetişmiş insanlar değildir; mesela hiç birinde yabancı yoktur; halbuki bugün yabancı dil öğrenimi hobiye dönüşmüştür! Asında o ekonomi okullarının amacı etkin ilim adamı veya siyasetçi yetişmek değil ara idareci elaman yetiştirmekti! Dolayısiyle bu okulların mezunlarının yarattığı diploma enflasyonu zamanın büyük eğitim kurumlarını kısa zamanda geride bıraktı; çünkü o okullar daha düzeyliydi ve az mezun veriyordu! Okullara girmek elbette çok zordu! Fakat ekonomi okulları puansız öğrenci topladılar! Dolayısiyle bugün milisten düzenli ordular yaratma gibi bir duruma düşüldü! İşte gelinen bu noktada siyaseti seçilmişler değil danışmalar yönlendirmeye başladı ve karşımıza “Bürokratik Siyaset” çıktı! Bürokrasi ise öyle çok sorumluğu olmayan ve topluma hesap verecek bir kurum değildir! Türkiye’de devlet devasa danışmanlar ordusunun ürünüdür; neden çünkü siyasetçi yetersizdir!
Siyasetçide eğitim aranmıyor; geçmiş yıllarda ilkokul mezunlarının yerini şimdilerde ortaokul-lise mezunları almıştır! Bin liraya dışarıdan öğrenim lise diploması alabilirsiniz! Bu şartlar altında siyasetten hangi faydaları bekliyoruz! Siyasi partilerin bünyesinde “Siyaset Okulları” açılıyor, acaba bunların öğretmenleri kimler, öğrencilerine ne öğretirler, bilen var mı? İlginçtir ki bunlar ilim adamlarını sevmez, çünkü onlar yalan söylemiyorlar! Devletlerin istihbarat kuruluşları daima siyasetçi ile el ele kol koladır! Uluslararası istihbarat gazeteciler ve akademisyenler gibi popüler meslek erbabları aracılığı ile yapılıyor ki kariyer yapmada da istihbarat notu zayıfsa bir adım ileriye gidemezsiniz!
İşte siyaset ilmi, işte ülkemizde siyasetçinin durumu! Öyle olunca bocalarsınız ve ana tüzüğünüzde olan deyimlerin tarifini bile yapamazsınız! Politikacıların yüzde kaçı oturduğu koltuğu doldurabilir? Popüler siyasetçi ilmin değil spekülatör açıklama ve düşüncelerin peşindedir! Bugün ak dediğine ertesi gün kara diyebiliyor! Böyle ilim olur mu? Hitabet yeteneğini bırakın da bizim politikacılarımız Türkçe’yi bile düzgün konuşamaz! Eski lisan kullanacağım diye Osmanlıcayı, yenilikçi olacağım diye de dili katlederler! İmlâyı bırakın da telâffuz bile çoğu zaman Anadolu anasırının fonetiğidir! İşte özet bu, ister kabul edin isterse etmeyin!
İyi pazarlar.