Bülent Vedat Aydemir
Ulusal yayın yapan bir TV kanalında üç zındık, yani ahlaksız, kötü, iyi eğitilmemiş kimseler, Atatürk’e, Annesi Zübeyde hanımefendiye ve manevi kızı Afet İnan Hanımefendiye ağza alınmayacak hakaretlerde bulundular.
Milletin gözünün içine bakılarak yapılan bu hakaretlerin o an karar verilen ferdi bir eylem olmadığı kanaatindeyim.
Bu daha önceden planlanmış bir eylem biçimidir.
Maksatları toplumun tepkisini ölçmektir.
Tepki zayıf kalırsa hakaretlerini farklı konularda devam ettireceklerdir.
Tepki şiddetli olursa bir müddet susacaklar, ortalık sakinleştikten sonra “nerde kalmıştık” diyerek hakaretlerine devam edeceklerdir.
Bunu anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.
***
Siyasi ümmetçi/İslâmcılar, İskender Öksüz hocanın “Millet ve Milliyetçilik” adlı kitabında da belirttiği gibi, Türk Milletinin Türkiye’de egemen olmasından hoşlanmayan üç gruptan birisidir.
Diğerleri ise; solun Türklükle problemi olan ırkçılığa yatkın veya emperyal politikalarca ikna edilmiş fraksiyonları ile eskiden solcu olup şimdi liberal olduğunu söyleyen ve yine emperyal politikalara paralel pozisyon alanlardır.
Bu üç grubun ortak noktası kozmopolit ideolojilere mensup olmalarıdır.
Bu kozmopolit kişilikler, kendilerini içerisinde yaşadığı milliyetten ayrı bir etnisiteden olduklarını iddia ettikleri gibi aynı zamanda azınlık milliyetçiliği yaparlar ve niyetlerini açıkça söyleyemedikleri içinde “siyasi ümmetçi/İslâmcılık” gibi kozmopolitliğe sığınırlar.
İnsanları içinde yaşadıkları toplumun kimliğinden soğutmaya hatta ellerinden gelse “kurtarmaya” çalışırlar.
Bunlara göre millet ve milliyete ait her şey sonradan icat edilmiştir; Türklük uydurmadır, Milliyet kavramı bir “virüs”tür. Bu kavramlar Atatürk tarafından uydurulmuştur.
Bu zihniyetle hareket edenler millet, milliyet kavramları ile milli sınırlara önem ve değer vermezler; mozaikçiliği methederlerken Kürt devleti oluşturmak için elerinden geleni yapmaya çalışırlar.
***
Rahmetli Erol Güngör hoca bunları şöyle anlatır. ” İslâmcılık şimdiye kadar hep hâkim milliyete karşı hoşnutsuzluğunu doğrudan doğruya belirtmeyen etnik azınlıkların ideolojisi olmuştur.
Bunların amacı İslâm ülkeleri arasında birlik sağlamaktan ziyade kendi yaşadıkları ülkede milliyetçi politikayı etkisiz duruma getirmektir.
Bu azınlıklar ayrılıkçı bir politikayı takip edecek kadar kalabalık ve güçlü olduklarını hissettikleri an kendi istikametlerinde bir milliyetçilik hareketi açıklamaktan hiç geri kalmazlar; böyle bir güce erişemedikleri müddetçe İslâm davasının şampiyonu olarak görünürler” (İslâm’ın Bugünkü Meseleleri)
Bu üç zındığın nabız yoklamaları Erol Güngör hocanın tespitleriyle tıpa tıp örtüşüyor.
Bunların gayesi ülkedeki hâkim çoğunluk olan Türklüğe karşı çıkmak, onu yok saymaktır. Daha doğru bir ifadeyle Milli birliği ve Türk milli egemenliğini yok etmektir.
***
Siyasi ümmetçi/İslâmcıların Millet kavramından anladıkları Osmanlı Millet Sistemindeki ümmetlerdir. Bu sistemde Müslümanlar herhangi bir etnik ayrıma tabi tutulmadan “Müslüman milleti” diye tanımlanmıştır.
Günümüz Siyasi ümmetçi/İslâmcı oluşumların “millet-milletimiz ve millî” kavramlarını kullanırken Türklüğü değil, Osmanlı’daki ümmet anlamını kastetmektedirler.
***
Bu anlatılardan anlaşılacağı gibi bu zındıkların ana gayeleri ve ortak noktaları Türk Milletine karşı besledikleri düşmanlıklarıdır.
Atatürk, yeni kurulan Cumhuriyet Türkiye’sinde devletin merkezine Türklüğü yerleştirmiştir.
Orhan Türkdoğan Hocanın da dediği gibi “Türk’ü Türk’e unutturan” Osmanlı Ümmet modeline son verilmiş, “Türk’ü Türk’le buluşturan” millî devlet sistemine geçilmiştir.
Atatürk’e de bu yüzden saldırmaktadırlar.
***
Bu zındıklar ilk değildir.
Son da olmayacaklardır.