Ali BADEMCİ
Bugünkü Rusya’nın tarihten gelen “Türk Meselesi”den kurtulması mümkün değildir; elbette sağlam bir demokrasi problemleri çözer! Çünkü Rusya kontrolündeki Türkler Türkiye’den çok fazladır! Üstelik Türk kavimlerinin Rusya dahilinde bir “Devlet” problemi yoktur; çünkü insanların şovenizmin ağır basmadığı bir devlet şekline itirazları yoktur! Tıpkı İran’da olduğu gibi! O sebeble Türk dünyasında kardeşlerimizin görüşlerine saygılı olmalıyız; çünkü onlar hiçbir zaman milliyet değiştirmezler! Bizim istediğimiz de bu değil midir?
RUSYA’DA TÜRK MESELESİ
Siyaset tarihçileri bugünkü Rus Devleti’nin Altınordu İmparatorluğu üzerine bina edildiğini itirazsız kabul ediyorlar; Rus literatürü de böyledir! O sebeble XVI. asır ortalarından itibaren Türk tarihinin büyük bir devresinin Ruslar’la tecelli ettiğini kabul etmek zorundayız! Esasen Ruslar’da devlet tecrübesi, savaşçılık da Altınordu’dan çok evvel Kuman-Kıpçaklar’ın eseridir! Hazarlar Arap ordularının önünde Kafkas seddini oluşturmamış olsaydı kesinlikle Slavlar’ın Müslümanlığı da söz konusuydu! Tarihten öğreniyoruz ki X. asır sonlarında bir kısım Ruslar İslâmı denemişler fakat Bizans kültürü ağır basmış ve onları Hıristiyanlaştırmıştır! Aynı durum birer Asya kavmi olan Macarlar, Finler, Gagauzlar ve Tuna Bulgarları için de söz konusudur! Doğu Avrupa’da birer Hun bakiyesi olarak Peçenek-Uz-İdil Bulgarları ve Kumanlar’ın yayılışı Slavlar’dan çok daha öncedir! O sebeble Karadeniz’in kuzeyi ve İdil(Volga)-Ural sahasının kadim adı Deşt-i Kıpçak’dır.
Tarihin ilginç bir tecellisidir ki, Türkler’le komşuluk yapmış, dostluğu veya düşmanlığı bulunan her milliyetin bugün bile devam eden bir “Türk Meselesi”vardır! Türkiye’nin yakın komşularından Çin’e kadar gidiniz bu gerçeği daima müşahede edeceksiniz; çünkü tarihi “İpek Yolu” tamamen bir Türk yoludur! Zeki Velidi “Türkler ayrık otu gibidir, kökünü kaybedemezsiniz” diyor; ne kadar doğru! O sebeble başta birer imparatorluk olan Rusya ve Çin’de silinemeyecek bir “Türk Meselesi” bulunmaktadır! Elbette Çinliler medeniyeti erken keşfetmiştir; lâkin devlet olarak ayakta durmayı Türklerden öğrenmişlerdir! Türk tesirinden evvel Çinliler tıpkı Araplar gibi “Entari” giyerlermiş! Hun tipi “Pantolon” ve savaş giysileri zamanın Çin imparatorları tarafından onlara zorla ve ancak bir asırda kabul ettirilmiştir! Tıpkı Ruslar gibi Çinliler de bu gerçeği inkar etmez ve kaynaklarında Hunlar ile “Ata” birliğinden söz ederler! Bunlar hamaset ihtiva eden iddialar değil herkesin kabul ettiği tarihi gerçeklerdir!
Sanıldığı gibi Cengiz Han, Mançurya veya Moğolistan’lı değildir; o Ural Dağları’nda başlayıp Atlas Okyanusu’nda son bulan kadim Türk vatanı Sibirya’nın; Asya’nın kuzey batısı olan ucunda Burhan Haldun Dağları eteklerinde doğmuş, Hun ve Göktürk neslidir! Tarih biliminde coğrafyayı yeterli kullanamadığımız için Cengiz’i Mançurya’nın “Tunguz”u sanarız! Bir “Tunguz”un peşine milyonları takması ve devletinin mümkün mü? Cengiz Han sadece Türk bakiyelerini birleştirmekle kalmamış aynı zamanda yerleşik kültürün medeni devleti Türk Bulgar Devleti’nin de üzerine oturmuştur! Bugün Rusya’nın omurgası olan ve fevkalade sanayileşmiş bölgenin tarihte en güçlü sahibi Cengiz Han’dır!
Biraz tarihten uzaklaşalım; 1917 İhtilali günlerinde Kazan’da 150 bin sanayi işçisi bulunmaktadır; bunu %75’i Tatar-Başkırt-Kıpçak-Nogay’dır! Bolşevik liderler Rus unsurlardan evvel peyda olmuş; Troçki-Zinovyef-K.Radek-Kamanev- Macar Belakun Musevi, Stalin ve Ordjonkidze Gürcü, Frunze Letonyalı, Miloyan-Karahan-Saumyan Ermeni, Rakovsy Çingene, Joffe Karayi Tatar’dır. Amacı Çarlık’dan kurtulmak olan bu ilk Bolşevikler içinde Lenin’in dışında hemen hemen Rus bilinen yoktur! Elbette Sultan Galiyev’i tanıyorsunuz, bunlar kendi milliyetlerini ancak “Sosyalizm” yolu ile kurtaracaklarına inanmışlardı; lâkin Stalin diktatörlüğü seçerek Rusya mazlumlarının oyununu bozdu! Galiyev hem iyi bir Pantürkist, hem iyi bir Müslüman, hem de ileride üçüncü dünya adını alacak görüşlerin sahibi önemli bir ilim adamıdır! Fikirlerini hiçbir zaman gizlememiştir; bugün birçok Slav onun izindedir! Zeki Velidi-Sadri Maksudi dönemin dışarıya kaçanlardır ve Türkiye’de Türklüğü ihya etmişlerdir! Türkistan’da Turar Rıskulov, yine dışarıya çıkmayı tercih etmiş Alaşçı Mustafa Çokay çağının devasa şahsiyetleri idi! Bunları “Sosyalizm”den soyutlamak hemen hemen mümkün değildir!
Görülüyor ki Rusya ve Ruslar sadece eski tarihleri ve toplum yapıları ile değil, yeni düzenleri ile de önemli derecede “Türk Motifleri” taşımaktadır! Sovyetler devrinde fevkin de üzerinde Türk tarihi ve Türkoloji çalışmışlardır; biz Türkiye aydınları daha bu işin %25’ini görmüş veya tanımış değiliz! Bugünkü Rus aydınlarının “Avrasyacı” görüşleri de tamamen Türk ırkı ile ilgili, Avrupa ve Asya’yı etkileyebilen önemli bir ideolojidir! Meseleyi Türkiye’deki komünist köleler gibi görmüyorsanız “Avrasyacılık”ı ciddi olarak inceleyebilirsiniz!
Bugünkü Rusya’nın tarihten gelen “Türk Meselesi”den kurtulması mümkün değildir; elbette sağlam bir demokrasi problemleri çözer! Çünkü Rusya kontrolündeki Türkler Türkiye’den çok fazladır! Üstelik Türk kavimlerinin Rusya dahilinde bir “Devlet” problemi yoktur; çünkü insanların şovenizmin ağır basmadığı bir devlet şekline itirazları yoktur! Tıpkı İran’da olduğu gibi! O sebeble Türk dünyasında kardeşlerimizin görüşlerine saygılı olmalıyız; çünkü onlar hiçbir zaman milliyet değiştirmezler! Bizim istediğimiz de bu değil midir?
İyi Pazarlar.