Kenan Eroğlu
Monşer-Usta: Sen beni hep eleştiriyorsun ya. “Şöyle diyorsun böyle diyorsun vs”. Diye.
Odgurmuş: Evet.
Monşer–Usta: Sen bana “her şeyi eleştiriyorsun diyorsun. Her konunun mutlaka bir eksik yanını bulup oradan yükleniyorsun” diyorsun.
Odgurmuş: Evet öyle diyorum. Çünkü öyle yapıyorsun.
Monşer-Usta: “Doğruları yazıyorum, olması gerekenleri söylüyorum, ben size ayna tutuyorum vs” demenin sana hiçbir faydası yok. Elin adamı ya da senin arkadaşların bir yazı yazıyor, herkesi aptal yerine koyuyor kendisini en akıllı sanıp asmadığı kesmediği, ölçüp biçmediği kimse bırakmıyor, her hareketi, her icraatı ister iyi olsun, ister kötü olsun yerden yere vuruyor, hayattaki tüm olumsuzlukları karşısında olduklarına yüklüyor ve senden daha çok okunuyor.
Odgurmuş: Sevgili Monşer-Usta, ben öyle her konuya maydanoz olmadığım gibi her konuya da ahkâm kesmiyorum. Benim bildiğim konular vardır, bilmediğim konular vardır. Bir insanın her konuda, özellikle de Siyaset, strateji, jeopolitik, Ortadoğu, dünya siyaseti, AB, ABD konularında kalem oynatması büyük büyük maharet ister, biz haddimizi biliriz. Harekete katıldığımız sıralarda edindiğimiz düşünceler doğrultusunda Devletimin ve milletimin yanında olmaya gayret gösteriyorum.
Benim derdim insanımızın geleneklerimize ve inançlarımıza yanlış gelen zihniyet dünyası iledir. Bu konuları da dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyor ve günlük politik meselelerden de uzak duruyorum. Günlük politika ile uğraşmanın ve insanımızı sürekli bununla meşgul etmenin bir faydası olduğuna inanmıyorum. Türkiye’nin geleceğine kafa yorması gereken insanlar ne yazık ki, “şu şunu dedi, bu bunu dedi” diyerek zaman geçiriyorlar. Tahsilini ve kariyerini bildiğimiz insanlar akılları sıra, “dış politika, iç politika, strateji, jeopolitik” konularda akıllar veriyorlar. Bir insan eğer bir konuyu bilmiyorsa biraz da susmasını bilmelidir. Mesela Eğitim mevzuunda yıllarca eğitimcilik ve idarecilik yapmış arkadaşlar hiç bir şekilde “eğitim şöyle olmalıdır, benim teklifim de şudur, çocuklarımızı şöyle yetiştirelim” demiyorlar ve habire partilere-siyasete şekil verme çalışmaları yapıyorlar. Ayrıca tüm değerlendirmeleri iktidar karşıtlığı üzerinden yapıyorlar. Sol görüşlü yazarları beğeniyor, onların yazılarını paylaşıyor, haklılıklarını vurgulayıp vefat eden sol görüşlülere güzellemeler diziyorlar. Ben bunları yapamam. Bu durum benim inançlarıma ters düşer. İnsan biraz haddini bilmeli. Senin bahsettiğin konularda elbette bir şeyler söylenebilir fakat ne yazık ki, her söylediğimiz yanlış anlamalara sebep oluyor.
Müsaade ederseniz şu konuyu da belirtmeden geçemeyeceğim. Daha önceki zamanlarda, “partiler birleşemiyor, partiler anlaşamıyor”, “bir birinin aleyhinde bulunuyor” diye sıkça eleştirirken, partiler anlaşınca bu kez de “neden anlaşıyorlar” diye eleştiriyoruz. Normal plan Memleketin menfaatleri için siyasi partilerimizin siyasi mülahazaları bir kenara bırakarak hareket etmesidir. Ama biz buna da kızıyoruz. Çünkü sürekli kavga istiyoruz. Geçmiş zamanlarda Rahmetli Türkeş, memleket meselesidir diye Süleyman Demirel, N. Erbakan ve Turhan Feyzioğlu ile koalisyonlara girmiş, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş o da eleştirilmişti. Hatta 12 Eylül öncesi meclis başkanı seçilemeyince CHP’li Cahit Karakaş’ı destekleme kararı almıştı. Ben bunları belirtince okuyucularım benim ifadelerimi kendi görüşüne göre bir yerler çekiyor ve hatta falcılar gibi niyet okuyarak beni bir siyasi partiye yamanmış diye düşünüyorlar.
Aslında konu; şu parti bu parti meselesi değil, toplum olarak her şeye karşı olup her şeyi eleştiriye tabi tutma hastalığımızdır.
Monşer-Usta: Yani sen bu gibi yazılar yazıyorsun diye mi fazla okunmuyoruz diyorsun.
Odgurmuş: Evet ben böyle düşünüyorum. Elbette herkesin aleyhinde bulunur, herkesin bir yanlışını, bir açığını bulur ona göre yazılar yazılabilir o zaman çok okunuruz. Fakat ben asla öyle yapamam, doğru gördüğüm şey karşısında olduğum birisinden de gelse yazar söylerim. Eğri gördüğüm şey de yanımda olan kişiden de gelse bu davranış eğridir, diye belirtirim.
_______________________________
(1)- “Monşer-Usta”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz ülkücü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet
(2)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.