Ali BADEMCİ
İdlib sınırlarımıza epeyce bir yığınak yapıldığını haberlerden öğreniyoruz. Şimdilik bu bölgede sıcak bir çatışma beklenmiyor. Elbette Türkiye’nin sınır projesi Fırat Doğusu’na kayacaktır. Devlet Başkanı ve Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarına göre Menbiç’den Irak sınırına kadar olan yerlerin PKK ve YPG’den arındırılması öncelikli konudur. Zaman zaman yapılan hava harekâtı ile zemin hazırlanıyor ve Irak bölgesine sık sık giriliyor. Türkiye Devleti bu işi başaracaktır, kimsenin şüphesi olmasın, bu mesele her türlü iç siyasi meselelerin üzerinde bir bekâ meselesidir.
BÂB-AFRİN-İDLİP IV
İdlip Suriye’nin başkent Şam ve Halp’den sonra en stratejik ilidir. En önemli özelliği anayolların kavşağında olmasıdır ki bu yollar aynı zamanda etnik ve dinî durumu belirler. İdlib coğrafî olarak biraz şişmanlamış Lübnan’a benzer. Doğu tamamen Araplar ile meskûn eskiden beri kökten dinciliğin merkezidir, ki inanç tarihi İbni Teymiye’ye kadar uzanır. İdlip batıda Altınözü ilçemizle Türkiye’de de devam eder. Bir müddet Asi Nehri Hatay sınırlarımız olur. Asi kıyısı ve batısı tamamen Türkiye sayılabilir. Suriye’nin her bakımdan omurgası olan Asi Havzası Şam’ın batısından Humus ve Hama üzerinden Golan’a kavuşur. Asi Reyhanlı’da Afrin Çayı’nı da alır ki bu durum Kilis – Golan Hattı demektir ve tarih boyunca hep Türk şeridi olmuştur.
İdlip sadece Şam otoyolu üzerinde bulunmakla kalmaz, aynı zamanda Cisrişuğur gibi önem bir kavşak noktasında Laskiye, dolayısıyla bizim Bayır Bucak’a yol verir. Osmanlı zamanında Hatay’dan Suriye’ye Altınözü üzerinden gidilirdi ve burası İpek Yolu güzergâhı idi. Fakat Fransızlar çok ince hesaplarla Yayladağı yolunu halka münavebe ile yaptırdılar ve Bayır yolunu uzattılar. Altınözü’nde Türkiye’nin son noktası Kolcular’da hâlâ yer döşemelerinin yol izleri vardır. Altınözü-İdlip Yolu hem kısadır hem de sarp değildir. Fakat Yayladağı Yolu pek sarp ve dağlıktır; o sebeble MSB kaç yıldan beri bu yolu yapmaya uğraşmaktadır. Buna karşılık Altınözü yolu topu topu iki aylık çalışma ile otobana dönüşebilir. O zaman Bayır Bucak-Antakya arası 80 km. değil sadece 30 km. olacaktır.
Türkiye Astana mutabakatı çerçevesinde Ekim 2017’den Mayıs 2018’e kadar 12 adet gözlem noktası kurmuştur. Gözlem noktası deyip geçmeyin bunlar birer küçük üs konumundadır. Bu gözlem noktalarından Hama’ya nazır olanı sınırlarımızdan 88 km. içeridedir. En yakın gözlem noktamız 35 km. civarındadır. Çok isabetli seçilen bu noktalar aynı zamanda Esad rejimi ile muhalifleri ayıran bir çizgi üzerindedir. İdlip’in batısı tıpkı Altınözü’nün birçok köyünde olduğu gibi Arapça konuşur ama hiçbir şekilde “Arabım” demez. Dinî ve siyasal görüşler de köktendincilikten pek uzaktır. Zaten sınırlarımıza doğru yaklaşıldığında o taşeron örgütleri de bulamazsınız.
İdli’in demografik ve coğrafî yapısını gerek kitaplarımız gerekse bu sütunlarda intişar eden yazılarımızda pek detaylı ortaya koymuştuk. Elbette İdlib’in önemi stratejik konumundan gelmektedir. Bir taraftan Halep’den gelen Şam Otoyolu, diğer yandan Lazkiye ve Gebeli (Bayır Bucak) parçalı görüntü ortadan kalkmış kuzey ve orta Suriye Türkmenlerini birleştirmiştir. Elbette Türkiye Türkmen kartı kullanmaktadır. Fakat yüz yıldan beri Bayır-Bucaklılar Haleb ve Hama’ya gidemiyordu. O sebeble fasit bir daire içinde kalmışlar ve sırtlarını Yayladağı’na dayamışlardır. Bayır Bucak’da çok insan hemen hemen Arapça bilmez.
Şimdi elimizde Eylül ayı içinde kabul edilen bir Soçi mutabakatı bulunmaktadır. Buna göre Türkiye İdlib’ın sınırlarımızdan başlamak üzere 15-25 km. mesafedeki küçük sayılmayacak bir bölgesini “Güvenli Koridor” hâline getirmeyi yüklenmiştir. Kıssa zaman geçmesine rağmen Türkiye’nin sadece moral desteği ile İdlip’de çatışmalar durmuş, kısmi huzur sağlanmış İdlip içi ile ilçelerinde barış gösterileri başlamıştır. Elbette Rusya ve İran Türkiye’nin yanındadır ve bunlar dolayısiyle rejim de ses çıkarmamaktadır. Bütün mesele ABD’nin tezgâhlarını farketmek ve bozmaktır. Elbette Rusya ve İran’ın da yapmak istedikleri bulunmaktadır ve bunu da iyice bilmek gerekiyor. Netice itibariyle ateş içinde şeytanlarla dans ediyorsunuz. Rejimin Lazkiye, Rusya’nın Tartus’u sağlama alma gayretlerini biliyoruz, elbette İran da Şam batısında kendi milisleri ve hakimiyet alanlarının peşindedir. Netice olarak şunu söylemek gerekiyor, Türkiye’nin Suriye politikası doğrudur ve sabırla ilerlemektedir.
İdlib sınırlarımıza epeyce bir yığınak yapıldığını haberlerden öğreniyoruz. Şimdilik bu bölgede sıcak bir çatışma beklenmiyor. Elbette Türkiye’nin sınır projesi Fırat Doğusu’na kayacaktır. Devlet Başkanı ve Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarına göre Menbiç’den Irak sınırına kadar olan yerlerin PKK ve YPG’den arındırılması öncelikli konudur. Zaman zaman yapılan hava harekâtı ile zemin hazırlanıyor ve Irak bölgesine sık sık giriliyor. Türkiye Devleti bu işi başaracaktır, kimsenin şüphesi olmasın, bu mesele her türlü iç siyasi meselelerin üzerinde bir bekâ meselesidir.
Hoşçakalın.