Kenan Eroğlu
Fransa’da güvenlik güçlerine karşı bizim Güneydoğu’da güvenlik güçlerimizin operasyonlarında, bölücülerin hendek kazarak yaptıkları silahlı kalkışmalarındaki feryatlarına benze bir şekilde “Güvenlik güçleri orantısız güç kullanıyor.” feryatlar yükseliyor.
Bu cümle bize de tanıdık geliyor.
Ne kadar çarpıcı ve masum! Bir cümle değil mi? “Fransız polisi orantısız güç kullanıyor” Ya da bu Fransız göstericiler bizim hendekçiler gibi şaka yapıyor olmalılar.
Buradan sesleniyoruz; “Eyyy Fransız güvenlik güçleri neden orantısız güç kullanıyorsunuz. Bu hareket size yakışıyor mu, güç kullanıyorsun bari orantılı kullan. Bu çiçek çocukları! Çevre aşığı, sokağa izmarit atmayan! Özgürlük ve de benzin zammı savaşçılarını sakın üzme!”
Bu Fransız polisi de bir alem; “Canım böyle polis mi olur, elinde ne varsa kullanıyor. Hâlbuki polis dediğin demir perde ülkelerinde, Çin’de olduğu gibi karşıda bulunan gruba göre davranmalı, ezip geçmeli! Affedersiniz. Gezip(!) geçmeli. Karşıdaki grup ne kullanıyorsa bir eksik kullanmalıdır.”
“Karşıdaki masum! Özgürlük savaşçısı(!) işçi-öğrenci ve eylemciler 2 taş atıyorlarsa, Fransız güvenlik güçleri bir taş atmalı veya hiç atmamalı. Güvenlik güçlerine taş atmak kesinlikle yakışmaz.”
“Fransız güvenlik gücü gösterici bir kadına yumruk mu atmış. Olmaz asla olmaz. İnanmayın. Fransız polisi bunu asla yapmaz.”
“Fransız güvenlik güçleri bizim güneydoğu hendek operasyonlarını hiç mi takip etmemişler?. Hiç mi ders alınmamış? Eylemci gruplar dikkate almalı, incelemeli, gözlemeli ve eylemden bir gün önceden neleri kullanacaklarını nereden eyleme başlayacaklarını sormalı, onların kullanacağı patlayıcılı ve patlayıcısız şeylere göre hazırlanmamalı, yollara barikat kurmamalı, yolları açmalı, yollara çiçek döşemeli. Hatta gerekirse çeyrek altın saçmalı.. Bizim güvenlik güçlerimizin güneydoğuda eylemci ve de masum! Gençlerin yollarına nasıl çiçekler maytaplar döşemişlerdi. Fransız polisi bunları da görmedi mi?”
Fransız polisine tavsiyemiz bu çiçek-böcek sever özgürlük atletleri çocuklar! Üzülmesin diye kendi üzerine “Molotof”denilen oyuncak patlayıcısı attırmalı ve kendini Fransız halkı için gerekirse feda edip yaktırmalıdır, güvenlik gücü dediğin bu kadar fedakârlığa katlanmalı. Dünya kadar maaş alıyorlar, akşama kadar yan gelip yatıyorlar, bu kadarcık fedakârlığı da yapsınlar artık.
Eyy Fransız güvenlik güçleri; Değmez mi bu saf eylemci-çocuklara! Polisleriniz onları üzmemeli, yaralamamalı, hoş tutmalı, eylem yerinin orta yerine aşevi açmalı, eylemci masumlara çay, çorba, hatta hamburger ikram etmeli, bir kahve bile ikram etmiyorsa tebessüm etmelidir. Nede olsa bunlar masum! Öğrenci-işçiler, benzin fiyatlarına yapılan zamların geri çekilmesini istemekten, çiçek böcek ve ağaçtan ve de çukur-hendekten başka bir istekleri (ne yapacaklarsa bu kadar böceği, ağacı, çiçeği, çukuru) yoktur. Bunların ilgi alanı “parklardaki türlü çeşitli böceklerle, mahalle aralarında ilerde açacakları muhtemel çukurlar, dağlarda ovalarda açan küçük çiçekler bir de ilaveten benzin fiyatlarıdır.”
Fakat-ama bunlar için “biraz “Marksist-leninist” takılıyor” diyorlar. Olacak iş mi? Bunların amacını iktidarlar anlayamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar.
Gezi olaylarında Türkiye’de de bu masumları! Yetkililer anlayamamışlardı.
Elin ağzı torba değil ki büzesin, “olsun canım o kadar masum düşünceden bir şey olmaz”, onlar ihtilalci görüşler savunuyorlarmış, hükumeti
Dedik ya bunlar benzin-çiçek-böcek sever diye.
Bazıları yüzlerini kapatıyorlarmış. Şom ağızlılar! Bunu da dillerine dolamışlar. Neden yüzlerini kapatıyorlar diye.
Canım, böyle şeylere takılmamak gerekir. Açıklamak lazım. Bu da soru mu, bunu bilmeyecek ne var, tevazudan efendim tevazudan, mahcup çocuklar! Yaptıkları barışçıl! Masum-benzin eylemlerinden dolayı utanıyor, çekiniyor, çevreyi rahatsız ettik diye üzülüyorlar tevazu gösteriyor ve yüzlerini kapatıyorlar. Yaptıkları hayırlı! İşleri kimin yaptığını göstermemek lütfunda bulunuyorlar. Ne kadar büyük ve yüksek ahlak örneği değil mi okullarda ders olarak okutulmalı. Çocuklara örnek olarak anlatılmalı.
“Onlara kızılır mı? Onlar “çiçek bozgunu”, af edersiniz “benzin-çiçek-çukur-barikat-
Vs. vs.
Ah zavallı benzin-çiçek-böcek-çukur-
Zaten üzülmemek elde değil, zavallı çocuklar kendilerine zarar verecek bu kadar eylem yapıyorlar, yarın bizim güneydoğuda olduğu gibi Paris’in göbeğine çukurlar kazarlar ve bu çukurlara çiçekler dikerlerse şaşmamak lazım. Fransız polis de çok acımasız davranıyor bu çiçek-böcek sever eylemcileri açtıkları çukurlara gömerlerse buna da hiç şaşmamak lazım.
Gerçi dünya, Avrupa medyası ve dünyanın önemli medya kuruluşları eylemleri oldukça masum gösteriyor olmalarına rağmen kameralara çok ilginç insani(!) manzaralar yansıyor.
Görüyoruz ki Fransız polisi çok ama “orantısı güç kullanıyor” gibi biz manzara çiziyorlar. Böyle olmaz ki canım. Bu asayişi bozmayan(!), toplum huzurunu kaçırmayan(!), suç işlemeyen(!) kişilere zaten ve en baştan çok ama çok orantısız davranıyorlar.
Huzur bozmayıcılarla(!) bu açıdan kıyas kabul etmez orantısızlar.
Masum! Masum! Fransız şarkıları söyleyen, benzin benzin diye inleyen bu çiçek-böcek sever, yarın da çukur açacak çocuklar üniformalılara karşı yerli yersiz karşı durmasalar tabii ki iyi olacak. Orantısız bir durumla karşılaşmayacaklar.
Fransız polisi de üzerine düşeni yapmalı ve elinde bulunan ve orantısızlığı teşkil eden tüm donanımını bırakmalı ve eylemcilerin karşısına yalın ayak başı açık olarak çıkmalı.. Orantılı olmalı(!).
Hatta Fransız polisi yarından itibaren bir daha ki eylemlere terazi götürmeli, karşılıklı kilo ve oranlar çabucak tartılıp hesap edilmeden karşı karşıya gelinmemeli. Aksi takdirde, güvenlik güçleri elindeki tüm yetkileri kullanarak-bırakarak bu oranı sağlamalı, makul olmalı, sevecen olmalı.
Fransız polisinden beklentimiz budur.
Ve tabi bu da bizim düşüncemiz, olmaz mı?
Yani, neden olmasın sen istersen her şey olur.
Bırakın biraz da biz hayalî takılalım.