Kürşat Tecel
MHP bu vatanın orta direğidir.
Sağın da solun da marjinalleşmesinin,
terörize guruplara yaklaşmasının,
önündeki engeldir.
2002- 2015 yılları arasında MHP’nin duruşu olmasaydı;
açılımda PKK tüm kapıları bir bir açardı.
2012-2016 arasında MHP olmasaydı FETÖ bu ülkeyi teslim alır, herkesin yüzünü duvara dayardı.
ABD ve onun işgüdümündeki beslemeleri Türkiye’ye güneyimizde uydu Kürt devleti dayatıyor.
MHP olmasa şu şartlarda AKP’yi böler,
Suriye ve Irak’ta Kürt devleti kurarlar.
HDP’nin çok rahat yönlendirebildiği CHP ile yakınlaşan bazı siyasi partiler de milli duruş gösteremezler.
MHP 12 Eylül öncesi bu ülkeyi Sovyet istilasından koruyan milli iradenin adıdır.
Bugün de MHP, ABD tezgahlarına ve onun 3. Kol faaliyeti yürüten işbirlikçilerine karşı görev ifa etmektedir. Bu görevini de yaparken kimsenin militarize olmasına müsade etmemektedir.
Amacım siyasi propaganda yapmak değil, MHP’yi de körü körüne yüceltmek değil.
Neden’ Sonuç ilişkisi açısından son 15, hatta 20 yılın siyasi mecrasını objektif değerlendirmek gerekiyor.
Türkiye’nin geldiği yeri, durduğu konumu görüyoruz.
Geçmişte AKP ve Tayyip Erdoğan hakkında oldukça şiddetli itiraz yazıları yazdım.
Şimdi daha esnek, ılımlı ve bazen de destekleyici ifadelerimi döneklikle itham edenler ya cahildir ya da amaçları ülkenin felahından ziyade iktidar paydaşlığına sulanmaktır. Bazı yakından tanıdığım ve samimiyetini yakinen bildiğim dostlarımı tenzih ederim.
Bir hakkı teslim etmek istiyorum;
MHP’nin sancılı kongre sürecinde Devlet Bey’e karşı durdum.
Yıllardır üzerimizde hissettiğimiz iktidar baskısının yanında, FETÖ’nün fısıltısı ile bizi tahrik edenlerce de kışkırtılarak, iktidar olamamanın öfke patlamasını yaşadım, yaşadık…
Kongre sürecinde, Devlet Bahçeli karşıtı organizasyonların gayr-i milli tarafların gayretleri ile toparlandığını hissettiğim andan itibaren Bahçeli’ye olan güvenim eskisinden daha fazla bir hal aldı.
15 Temmuz ayrıca milat olmuştur.
Sayın Bahçeli’nin Anadolu’nun yeniden kurtuluş mücadelesine olan samimi katkısı ve devlet içindeki saygın etkinliği, ABD işbirlikçisi hainlerin önüne Hendek kazmıştır. Bu gerçeği de yaşayarak, görerek, yorumlayarak tespit etmiş olduk.
Bu yaşımıza kadar MHP’nin ana hatlarını belirlediği, içeriğini Türk Ülkücülüğü olarak tanımladığı milli politikaların savunucusu olduk.
Vatandaşımızın yarısından fazlasının ve devlet mekanizmalarının milli duruş gösterdiği, bağımsızlık mücadelesinde ittifak halinde olduğu şu zaman diliminde tabii ki bize düşen de bu ittifakın safında olmak, hayrına gayret etmektir.
Geçtiğimiz yıllarda şahsım da dahil olmak üzere bir çok ülkücü haksızlıklara uğradı.
İşini, istikbalini kaybeden çok oldu.
O günleri unutmadık, unutmamız mümkün değildir.
Ülkücülere yapılan haksızlıklar tam olarak son bulmuş sayılmaz, bunun da farkındayız.
Ne yapalım?
Mevzu bahis vatansa….