Türkiye gündeminin kilitlendiği “Beka Sorunu” siyasi gündemin en üst sırasına taşındı.
Ülkemizin geçtiği kritik dönemeçte bu soruna dikkat çekerek siyasi rekabeti bir tarafa bırakarak AKP ile bir cephe hareketi kuran Devlet Bahçeli’nin sözlerinin satır aralarında Beka sorununa dair ifadeleri sizin için bir araya getirdik:
Beka, Türk milletinin ezeli yörüngesi, ebedi yönüdür. Yörüngeden çıkmak yok, doğru yönden sapmak hiç yok.
PKK beka sorunudur, PYD/YPG beka sorunudur, FETÖ beka sorunudur, emperyalizm beka sorunudur, siyasi ve ekonomik suikastlar beka sorunudur. Sorunu görmeyen sonunu da göremez. Bekayı kabullenemeyen belaya kucak açar.
Ne büyük bir şuursuzluk? Bekaya inanmıyorlar, bekayı inkâr ve ihmal ediyorlar. Hâlbuki beka olduğu için bugün varlar, beka kadar meşru ve mevcutlar. Beka olmasaydı siyaset ve siyasetçiden bahsetmek mümkün müydü? Beka olmasaydı vatan ve milli varlıktan söz edilir miydi?
Hedef ülke Türkiye’dir. Zulüm ibresi, ihanet okları Türkiye’ye çevrilmiştir. Bunu görmek, bunu kabullenmek lazımdır. Bu nedenle milli bekamızın muhafaza ve müdafaası her siyasi mülahazanın müttefiken üstündedir.
Beka dediğimiz zamanlar üstü gerçek aslında tarihle ilgilidir. Tarih olmak, tarihi olmak, tarihe gömülmek, tarihe yön vermek, tarihi inşa etmek farklı farklı anlamlar ihtiva etmektedir. Tarih cahilleri bekayı bilmez, ecdadı özümsememiş köksüzler bekayı itiraf edemez. Ecdadımızın emanetlerini muhafaza ve bunu istikbale taşıma gayesi Türk milletinin vazifesidir. Ecdadımız bizim için mezar taşlarına yazılan isimlerinden, geride bıraktıkları kahramanlık destanından ibaret değildir. Ecdad vatandır, bayraktır, maneviyattır, şeref simgesidir.
Dileğim milli beka hedefine herkesin kilitlenmesi, dürüst ve namuslu her siyaset adamının milli bekaya sahip çıkmasıdır. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti ancak bu sayede varlığını temin ve tescil ettirecektir.
Dileğim milli beka hedefine herkesin kilitlenmesi, dürüst ve namuslu her siyaset adamının milli bekaya sahip çıkmasıdır. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti ancak bu sayede varlığını temin ve tescil ettirecektir.
Bekayı bilmeyen milleti bilmez, tehditleri görmez, tarihten anlamaz, ecdadı tanımaz. Bakınız ne diyordu Gazali: “Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.” Beka özdür, payidar milli ömürdür. Kabukla uğraşan, kalburla elenip gitmeye de mahkumdur.
Beka, tasarlanmış bir propaganda kavramı, dönemsel ihtiyaçlara cevap veren bir söylem aparatı, içi dolmamış/doldurulmamış bir ifade aracı, gerçeklerin maskelendiği hamaset sığınağı değildir. Aksi iddialar ise tamamıyla hezeyandır. Tecrübe, sadece başımıza gelen hadiselerin yekûnu değildir. Esasen tecrübe, başımıza gelenlerle ne yaptığımız, ne yapacağımız, neyi başaracağımızdır. Tecrübeli siyasetçi demek, pek çok badireyi yenmiş, beka ve birliğe samimiyetle yüreğini koymuş adam gibi adam demektir.
Biz bekamız için ecdadımızdan gücümüzü aldık. Biz bağımsız yaşamak için şehitlerimizden, şühedamızdan duamızı aldık. Elbette Milli Mücadelenin duruşuyla Cumhuriyet’in duruşuyla, Cumhur İttifakı’na ruh verdik. Milli bekamız için bir araya geldik.