MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, “Ülkemizde köylü ve çiftçi zor günler yaşamaktadır. AKP iktidarı döneminde girdi fiyatlarındaki aşırı yükselmeler ve ithalata dayalı politikalar üretim yapmayı güçleştirmiştir” dedi.
Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının görüşmelerinde TBMM’de yaptığı konuşmada çiftçinin sorunlarını gündeme getiren Kalaycı yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Ürettiği ürünü değerinde satamayan ve başta mazot ve gübre olmak üzere yüksek girdi maliyetleriyle beli bükülen, bankalara olan kredi borçları katlanarak artan çiftçimiz perişan durumdadır. İnsanca yaşamanın dahi çok görüldüğü çiftçilerimizin ürünlerinden elde ettikleri gelir borçlarını bile karşılayamaz bir durumdadır.
Tarım sektörünün yapısal sorunlarını çözecek, tarımsal girdi yükünü azaltacak ve tarım sektörünü ayağa kaldıracak tedbirlerin mutlaka alınması gerekmektedir ancak tarım kesiminde problemler çığ gibi büyürken Hükmet duyarsızlığını inatla sürdürmektedir. Çiftçinin durumu AKP Hükmetinin umurunda bile değildir.
KONYALI ÇİFTÇİ NE DURUMDA, BİLİYOR MUSUNUZ?
Tarım Bakanı burada, hemen soralım: Sayın Bakan, ülkemizin tahıl ambarı olan, tarımın başkenti olarak bilinen ” Konya ” diye bir ilimiz var, bir de ovası var. Acaba buralardan haberiniz var mı? Konyalı çiftçi ne durumda, biliyor musunuz?
Buraya en yakın ilçelerimize, Kulu’ya, Cihanbeyli’ne beraber gidelim, hatta vaktiniz varsa Yunak’a, Akşehir’e, Beyşehir’e, Seydişehir’e, Çumra’ya, Karapınar’a, Ereğli’ye, velhasıl tüm Konya Ovası’na gidelim, birlikte dolaşalım; çiftçimizin karşı karşıya kaldığı içler acısı durumu yerinde görün.
Ama gelmezsiniz, gelemezsiniz. Çiftçinin yanına gidecek yüzünüz de, cesaretiniz de yok.
GEMİCİKLERİNİZE UCUZ MAZOT VAR, AMA ÇİFTÇİMİZE YOK
Tarım ve hayvancılıkta yaşanan en temel sorunun yüksek girdi maliyetleri olduğu bir gerçektir. Çiftçiler girdilerin pahalı olması nedeniyle yeterli girdi kullanamamakta, bu da verimliliği olumsuz etkilemektedir.
Çiftçimiz dünyanın en pahalı mazotunu ve gübresini kullanıyor. Ağır girdi maliyetlerinin altında ezilen çiftçimizin üretimi sürdürebilecek gücü kalmamıştır. Bugün köyler boşalmış olup köylerde üretici kalmamıştır.
Sayın Bakan, lojistik firmalara, yatlara, kotralara, gemiciklere ucuz mazot verirken; üreten, katma değer yaratan çiftçimize neden ucuz mazot vermiyorsunuz? Lüks arabaların, ciplerin aldığı mazot ile çiftçinin kullandığı mazotun fiyatı aynı. Bu haksızlık değil midir?
Çiftçinin ve üreticinin temel girdilerini ucuz alabilmesi mutlaka sağlanmalıdır. O nedenle, tarımsal üretimde kullanılan girdilerde vergiler mutlaka kaldırılmalıdır.
KAÇAK ELEKTRİK PARASI ÇİFTÇİNİN CEBİNİ DE YAKIYOR
AKP Hükmeti, tüm vatandaşlarımızı olduğu gibi çiftçiyi de elektrikle çarpmaktadır. Elektrik faturalarının neredeyse yarısını kaçak elektrik parası ile vergi ve fonlar oluşturmaktadır.
Bununla da yetinilmemektedir. Elektrik kayıp kaçak hedeflerini tutturamayan yandaş dağıtım şirketlerinin, faturasını düzenli ödeyen vatandaşlarımıza, çiftçilerimize ilave kaçak para faturası çıkaracağı görülmektedir.
Başkalarının çaldığı kaçak elektrik parası dürüst vatandaşımıza ödettirilmemelidir ve bugüne kadar ödenen kaçak elektrik paraları da iade edilmelidir.
ÇİFTÇİ BORÇ BATAĞINDA, ZİRAİ KREDİ BORÇLARI 42 MİLYAR LİRAYI AŞTI
Bankalar tarafından kıskaca alınana çiftçimizin borçları her yıl katlanarak artmaktadır. Çiftçimiz borç batağındadır.
Bankalara olan zirai kredi borçları, BDDK verilerine göre, 2014 Eylül ayı itibarıyla 42 milyar lirayı aşmıştır. Kredi yenilemeleri ve yeniden yapılandırmalara rağmen, takibe düşen kredi borçları 1 milyar 376 milyon liraya yükselmiştir.
İcraların hızla arttığı tarım kesiminde problemler çığ gibi büyürken birçok çiftçi borcunu ödeyebilmek için traktörünü, tarlasını satmak zorunda kalmakta, bunalıma girmektedir.
ÇİFTÇİMİZ İÇİN KAPSAMLI BİR DESTEK PAKETİ ACİLEN UYGULAMAYA KONULMALI
Çiftçinin afetler nedeniyle uğradığı zararlar da telafi edilmemektedir. Kar, don ve sel gibi nedenlerle birçok ilimizde çiftçilerimiz endişe verici zararlarla karşılaşmışlardır.
Tarım Sigortaları Kanunu’na göre, belirlenen riskler için tarım sigortası yaptırmayan üreticiler 2090 sayılı Kanundan yararlanamamaktadır.
Ülkemizde tarım sigortaları fazla gelişme gösterememiştir. Tarım sigortasında başta mülkiyet sorunu olmak üzere birçok sorunla karşılaşılmaktadır. Tarım sigortası yaptıran çiftçimizin sayısı henüz çok azdır, uygulama çok düşük seviyededir. Tarım sigortası yaptırmadı diye çiftçilerimizin hasarı göz ardı edilmemelidir. Tabii afetler nedeniyle çiftçi ve köylünün yaşadığı mağduriyeti hiç olmazsa kısmen giderecek bir düzenleme yapılmalıdır.
Yardımların yapılabilmesi için aranan ürünlerin, canlı-cansız üretim araçlarının ve tesislerin değer itibarıyla en az yüzde 40 oranında zarar görmesi şartının mutlaka hafifletilmesi gerekmektedir. Bu konuda gerekli yasal düzenleme mutlaka yapılmalıdır.”