TBMM Başkan Vekili Koray Aydın, Zaman Gazetesine önemli açıklamalarda bulundu.
Zaman’a konuşan MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın, 7 Haziran seçimleri öncesi ve sonrasında yaşanan siyasi gelişmeleri değerlendirdi. AKP-MHP koalisyonunun çok zor olduğunu söyledi. “Ancak, ‘AKP, çözüm sürecini askıya aldık’ derse, o zaman adres MHP’dir. MHP iktidardan kaçmıyor.” dedi.
Koalisyonun AKP ve CHP arasında kurulmasını beklediğini anlattı. CHP’yi bu konuda istekli gördüğünü söyledi. Ancak bunun için Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Saray’a karşı bağımsızlığını ilan etmesi gerektiğini belirtti. Muhtemel bir AKP-CHP koalisyonuna karşı Saray’ın tutumunu ise “Saray demek; macera demektir. Saray demek kaos demektir, kargaşa demektir.
Saray’ın Türkiye gibi bir derdi olduğunu zannetmiyorum. O, kendi hedef, arzu ve istekleri doğrultusunda Türkiye’yi hiç düşünmeden, Türkiye’ye zarar vereceğini hiç hesaba katmadan her türlü kararı alabilir. Aldığı karar da bellidir. Erken seçim arzu etmektedir.” sözleriyle değerlendirdi.
Koray Aydın, Saray’ın erken seçim istemesinin sebebini ise şöyle açıkladı: “Hesap vermekten korkuyor. Hesap vermekten kaçmak için de erken seçimi istiyor. Kurulmuş olan ‘haram imparatorluğu’ kendi mevcut durumunu ve pozisyonunu koruyabilmek için gözünü karartıp her şeyi yapmaya hazır haldedir.
Aldığım bilgilere göre Saray, gözünü karartmış çil çil paralar ile bir seçim kampanyası yapmayı planlıyor. Evlerden sabahlara kadar taşınarak ‘sıfırlanan’ paralar ile kendi dönemlerinde haram paralarla zengin ettikleri bütün yandaşların maddi güçlerinin de devreye sokulacağı, paraların havalarda uçuşacağı bir erken seçim planlamakta…”
ŞARTLARIMIZ BELLİ, ZERRE MİKTAR ESNEMEZ
Koray Aydın’a göre muhtemel bir seçimde AKP’nin oyları artmayacak. Aksine azalacak. Koray Aydın, koalisyon görüşmelerinin ikinci turunda MHP’nin şartlarında bir esneme olup olmayacağı yönündeki soruya net cevap veriyor: “MHP’nin şartlarında zerre miktar esneme olmaz. MHP’yi ve genel başkanımızı tanımayanların böyle bir beklentisi olabilir ama Bahçeli söylediğinden geri adım atan liderden hiç olmadı.”
TBMM Başkan Vekili Koray Aydın, HDP’nin ‘Türkiye partisi’ olamayacağını ise şu sözlerle anlattı: “HDP İmralı ve Kandil’in kumandası altındadır. HDP terörü dışlayan bir tavır sergilemeden Türkiye partisi olamaz. Bir elinizde silah bir elinizde Türkiye partisiyiz, öyle olmaz.”
Koray Aydın’a, dışarıdan HDP destekli, MHP-CHP koalisyonuna neden karşı çıktıklarını da sorduk. Şöyle cevap verdi: “Çünkü bu kirli bir oyundu… Dışarıdan desteklemek demek, ipleri elinde tutmak demektir… İşin kontrolü onda demektir. İşin kontrolünün HDP’de olduğu bir CHP-MHP koalisyonunu düşünmek hangi aklın ürünüdür!”
Koray Aydın, Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlarına çekilmesinin bir şart değil, ‘olması gereken’ bir şey olduğunu söyledi: “Zaten Cumhurbaşkanı öyle olmalıdır. Demokratik ülkelerde böyledir. Anayasal sınırları zorlayarak milletin huzuru üzerinde kendi geleceğini planlamaya çalışmak Türk milletine yapılacak en büyük kötülüktür.
Anayasal sınırlarına çekilmezse partisinde kaos ve kargaşa onu bekliyor. Türkiye’de de daha büyük bir kargaşa ve kaos onu bekliyor.
Tayyip Erdoğan’ın bu tutum ve davranışı Türk milletini teslim alamaz. Bir kişinin hırsına Türk milletinin geleceği heba edilemez.
17/25 Aralık’ın hesabı görülecek, kaçış yok Koray Aydın, “Yeni dönem Meclis’te 17-25 Aralık dosyaları yeniden açılmalı mı?” sorusuna şu cevabı verdi: “TBMM bu konuda adli görevini yerine getirerek bu dosyaları açar ve açacaktır zaten.
Koalisyon kiminle kurulursa kurulsun,
TBMM’nin bu oluşan yapısı bu dosyaları açacak ve bu hesap görülecektir. Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. Bu aynı zamanda AKP’nin de hayrınadır. Çünkü haram üzerine kurulan imparatorluk devam etmez, çöker.
Temelinde haksızlık haram para var. Hesabı verilememiş haram para var. Bunu nereye kadar taşıyacaksınız? Bu günah ile artık nereye kadar yaşayacaksınız? AKP’nin de bir silkinmesi, kendilerine gelmesi, hesap sorma mekanizmalarının çalışmasına imkan ve fırsat vermesi lazım. Tabii bunu yapacak cesaretleri varsa.
Çünkü AKP sadece bu 17-25 Aralık olaylarıyla değil, öyle bir yolsuzluk bataklığının içerisine saplandı ki Allah’ın adı kullanılarak, İslami görüntü adı altında yürütülmüş. Bu büyük yolsuzluk organizasyonları eninde sonunda çözülecektir. Hakkın şamarı inecektir. Ama bugün ama yarın…”