Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz, sözde barış için akademisyenler bildirisine imza atan akademisyenleri eleştirdi.
Kılavuz, yaptığı açıklamada akademisyerleri Ebu Cehil’e benzetti ve üniversitelerin terör yuvası haline getirilmek istendiğini kaydetti.
Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz’un açıklaması şu şekilde:
“SÖZDE AYDIN ÖZDE KİTAP YÜKLÜ MERKEP’LER”
AKP’nin iktidarda olduğu süre boyunca, kademeli olarak yapmış olduğu uygulamalar ve nihayetinde son yılların gaflet sarhoşluğu ürünü, adını milli birlik, kardeşlik, barış “açılım” ve “çözüm” koydukları süreçler boyunca izlenilen politikalar, verilen tavizler hepimizin bildiği üzere kahpe terör örgütünü ve mensuplarını, her zeminde daha da kuvvetlendirmiştir.
“Analar ağlamayacak” diyerek başlatılan bu süreçte nice yiğitlerimiz şehit olmuş, şehit analarının gözyaşları sel olmuş, babaların feryatları yürekleri dağlamış, eli kınalı gelinler ersiz, beşikteki tazeler yetim kalmıştır.
Verdikleri tavizlerle doğu ve güneydoğu bölgelimizi pkk’ya teslim edilmiştir. Terör örgütü şehir merkezlerine silah, bomba ve mühimmat stoklamıştır.
Sözde asayiş timleri oluşturarak çadır mahkemeleri kurmuşlar, okulları ve sağlık ocaklarını yakmışlardır. Eskiden rüyamızda görsek “kâbus” diyerek soğuk terlerle uyanacağımız hadiselerin artık gündelik yaşantımızın birer parçası haline gelmiş olmasının baş sorumlusu elbette ülkeyi uzun yıllardır yöneten akp iktidarının ta kendisidir.
Habur sınır kapısında dağdan inen canavarları çiçeklerle karşılayanlardan tutunda akil denen cahillerin milletimizi zehirlemeleri, terörist başıyla yapılan müzakereler, uzun yıllar terörle mücadele veren asker ve polislerimizin örgütçülükle suçlanmaları, iktidarın sözde çözüm politikaları nedeniyle askerimiz kışladan ve polisimiz karakoldan çıkartılmaması gibi sayısız taviz ve hatanın bedelini günümüzde, her günü kâbus gibi yaşayarak Türk milleti fazlasıyla ödemektedir.
Her fırsatta, üniversitelerin terör yuvası haline geldiğini belirttik. Terör örgütü sempatizanlarının sadece öğrencilerin değil onlara çanak tutan idarecilerin ve sözde eğitimcilerin olduğu konusunda uyarıda bulunduk.
Bu gidişat karşısında gösterilen sorumsuzluğun, gencecik vatan evlatlarımızın sadece eğitim haklarının ellerinden alınmasına değil yaşam haklarını da tehdit ettiğini haykırdık, ne yazık ki şahit olduk. Gelinen süreçte yaşanan hadiseler üzülerek ifade ediyorum ki bizi haklı çıkarmıştır.
Yine son günlerde ülkemizin gündemini işgal eden konulardan biri de sözüm ona “aydın” kisvesi altındaki “Ebu Cehil” lerin yapmış olduğu açıklama ve toplamış olduğu imzalardır. Hatırlatmak isterim ki “Ebu Cehil” de döneminin en bilge insanları arasında gösteriliyor ve kendisine “Ebu Hikem” (bilgelerin babası) deniliyordu. Ancak kibri, hakikati örtme çabası, gerçeği kabul etmeyişi onu sonsuza dek cahil bıraktı.
Okudukları ve öğrendikleri ile gerçeğe ulaşamayanlar, onunla amel etmeyenler Kur-an da ki ifadesiyle “Kitap yüklü merkep” ler olarak kalacaklardır. Şu bilinmelidir ki hiçbir sıfat ihaneti şirin ve haklı gösteremez, göstermemelidir. Hepinizin malumu olan bu zevat takımının isimlerinin başında ki unvanlar ne olursa olsun yaptıkları açıklama ile hangi karanlık odakların maşası haline geldiklerini de aşikâr etmişlerdir.
Sözde aydın özünde şeref yoksunu hain akademisyenler, yapmış oldukları açıklamada, ne hikmetse şehit edilen binlerce askerimiz, polisimiz, kamu görevlimizindin, yine şehit edilen sivil vatandaşımızın, bebeklerin, öğretmenlerin katili olan pkk terör örgütünden hiç bahsedilmemekte aksine sorumluluğun devlete ait olduğu vurgulanmaktadır.
Bu kendini bilmez zavallılar yapmış oldukları açıklama ile birbirleriyle vermiş olduğu cehalet yarışını sadece milletimizin evlatlarına aşılamaya çalışmakla kalmayıp, Yüce Türk Milletinin de aklıyla alay etmeye kalkışarak alan genişletmeye gayret göstermiş, kamuoyu nezdinde, ünvanlarını kullanarak hedef değiştirmeye çalışmışlardır. Bu ebu cehillerin üniversitelerde nasıl, ne şekilde kadrolar aldıkları da ayrıca incelenmesi gereken bir başka husustur.
Vatanının bütünlüğü, milletinin bağımsızlığı noktasında kendilerini adeta siper eden, teröre, bebek katillerine karşı takdire şayan bir mücadele veren kahraman polis ve askerimize atmış oldukları iftiralar ve yakıştırmaları, Büyük Türk Milleti asla kabul etmeyecek, o tasmalı aydınları kendi karanlıklarına terk edecektir.
Son yıllarda devletin varlığının ve idaresinin hiçe sayıldığı Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da adeta kendi kaderlerine terk edilen kahraman polis ve askerlerimize karşı duymuş olduğumuz güven ve saygı, Bedir’in Mücahitlerine, Alparslan’ın Fedailerine, Fatihin Yeniçerilerine, Çanakkale’nin Mehmetçiklerine beslediğimiz duygular ile eşdeğerdir.
Eminiz ki siyasal iktidar engel çıkarmaz ise güvenlik güçlerimizin göstermiş oldukları fedakârlıklar ve cesaret sebebiyle terörün kökü kazınacak, bebek katillerine fırsat verilmeyecektir. Kahraman güvenlik güçlerinin göstermiş olduğu iradeyi aynı şekilde iktidarın ve yükseköğretim kurumunun da göstererek, geleceğin inşa edildiği, üniversiteleri, yurtları terör örgütü mensuplarından, sempatizanlarından temizleyerek kaliteli eğitim yuvaları haline getirmelerini istiyoruz.
Son olarak şehitlerimize Allah’tan rahmet acılı ailelerine başsağlığı diliyorum