MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, ülkenin ve demokrasinin geçtiğimiz Cuma günü büyük bir tehlikeye atıldığını belirterek bağımsızlığın ve uluslararası itibarın uçurumun kenarından döndüğünü bildirdi.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) olayların başlangıcından itibaren hızlı ve net bir tavır otaya koyduğunun altını çizen Parsak, “Darbelerin bedelini en çok ödeyen siyasi hareket olarak Milliyetçi ve Ülkücü Hareket, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklaması ile sembolleşen tavrını, kararlılıkla demokrasi ve Türk Milleti’nin iradesinden yana koymuştur. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, olaylar henüz yeni başlamışken ve kimsenin konuya ilişkin net bir bilgisi bulunmazken, Başbakan Binali Yıldırım’ı arayarak Türk Milleti’nin oyları ile seçilen iktidarın yanında olduğunu bildirmiş, Milliyetçi Ülkücü Hareketin demokrasiden yana yaklaşımını net bir şekilde ortaya koymuştur” dedi.
“Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk milletinin göz bebeğidir”
Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki küçük bir grubun, demokrasiyi ve millet iradesini askıya almak üzere harekete geçtiğini kaydeden Parsak, “Türk Silahlı Kuvvetleri, binlerce yıllık şerefli geçmişi ile Türk milletinin göz bebeğidir. Dönem iktidarlarının yanlış politikaları sonucunda bu şerefli kurumumuza sızan hainler, Türk milletinin geleceğine ipotek koymaya kalkmış ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bunlara gereken cevabı vermiştir. Bu süreçte Emniyet güçlerimizin bulunduğu binalara ve eğitim tesislerine saldırılmış, her şeyden önemlisi düşmanlarımızın bile saldırmaya cesaret edemediği 96 yıllık geçmişe sahip Gazi Meclisi bombalanmıştır. Tarihe utanç vesikası olarak geçecek bu olay, yıllar sonra bile lanetle anılacaktır” dedi.
“Askerlerimizi linç edenler de hesap verecek”
Darbenin bastırılması sırasında halkın sokağa dökülmesi ve devlet otoritesinin henüz tam olarak sağlanamadığı alanlarda utanç verici ve vahşi olayların gerçekleştirildiğinin de altını çizen Parsak, “Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, ilk andan itibaren darbenin karşısında ve Yüce Türk milletinin iradesinin yanında olmuş ancak Türk Milleti’nin sokağa dökülmesini ise uygun bulmadığını beyan etmiştir. Gerçekten de, Cumhurbaşkanı ve hükümetin çağrısı üzerine devlet otoritesinin henüz tam olarak sağlanamadığı alanlara çıkan insanlarımız büyük güvenlik tehditleri ile karşı karşıya kalmış diğer yandan bazı kötü niyetli hainlere gün doğmuş ve hiçbir şeyden haberi olmayan askerlere linç girişimlerinde bulunulmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarına kastetmeye yönelik bu hareketleri lanetliyor, darbeciler gibi bu hainlerin de hak ettikleri şekilde cezalandırılmalarını bekliyoruz. Devlet otoritesinden yoksun bir ortamda sözde darbeci avına soyunarak konuyla ilgili bilgisi dahi bulunmayan askerlerimize hakaret ve eziyet eden, askerlerimizi linç etme girişimin de bulunan, hatta üzücü ve vahşi bir şekilde bir askerimizin kafasını kesen canilerden de hesap sorulması milli bir sorumluluğumuz olmalıdır” diyerek yaşanan üzücü gelişmelere dikkat çekti.