MHP Lideri Devlet Bahçeli, Mersin’de düzenlenen “2023’e Doğru Aday Belli Karar Net” mitinginde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı adaylarının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu bir kez daha dile getiren Devlet Bahçeli, Millet İttifakı’na da sert tepki gösterdi. “Bu ittifakı oluşturan proje partilerinin tek gayesi Türkiye’nin ilerleyişini durdurmak’ diyen Bahçeli, CHP ve 6’lı masanın tamamıyla yabancıların güdümünde olduğunu söyledi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar;
“2023 sandık yılıdır, demokrasi yılıdır. Önümüzdeki yıl çılgın Türklerin yeni bir şahlanış dönemi yaşanacaktır. Hiç kimse boşuna hayal kurmasın, Türkiye zillete düşerek ziyan olmayacaktır.
Türkiye’yi üzerinde hesapların yapıldığı, oyunların kurgulandığı, müdahale edilebilir ülke olmaktan çekip çıkarmak istiyoruz.
Bu süreç milletinin sevinciyle sevinen üzüntüsüyle üzülen yüreklere ihtiyaç duyacaktır. Bu yürekli duruş Cumhur ittifakında mevcuttur.
Cumhuriyetin 100’üncü yıldönümü Türkiye ve Türkiye Yüzyılı’nın dönümü olarak görüyoruz. 2023 sandık yılıdır. Millet iradesinin bir kez daha tecelli edeceği demokrasi yılıdır. Önümüzdeki yıl, çılgın Türklerin yeni şahlanış yılı olacaktır.
Milletlerin tarihinde kritik ve stratejik dönüm noktaları vardır. Milli ve tarihi hedeflerin güncellenip yeni bir güçle serpilmesinin fırsat kapısıdır. Biz önümüze çıkacak altın fırsatları yakalamak istiyoruz. Haysiyetli ve huzurlu bir hayatı tahkim gayesindeyiz. Gelişmelere sahne arkasından bakamayız. Başı eğik, sesi çıkmayan bir pısırıklığa tahammül edemeyiz.Kendimize güveniyor, aziz milletimize gönülden inanıyoruz.
Cumhur İttifakı Türk milletinin ta kendisidir. Bu ittifak ihanetlere karşı her zaman set çekmiş, baraj olmuştur. Bu ittifak, işgal girişimlerinin karşısında yer almış, her kalkışmaya canla başla direniş göstermiştir. Kutlu emanet zayi edilmeyecektir.
Türkiye’de muhalefet kıtlığı ve kısırlığı maalesef ileri düzeydedir. Bu yüzden Türk siyaseti kurumuş toprak gibidir. Muhalefet partileri zillette, köksüz ve kimliksizdir. Muhalefet partileri ekseriyette zillettedir. Siyasi ikballerini ülke çıkarları üstünde gören siyasi zihniyetin inandırıcılığı olamaz, ilkesi olamaz. Zillet ittifakı siyasi canlılığını kural ihlalleriyle sürdürmektedir. Yalan derseniz bunların dilindedir. Nerede bir yara varsa zillet ittifakı orayı daha da deşmek için faaliyete geçmektedir.
CHP ve 6’lı masa tamamıyla yabancıların güdümündedir. Milyon dolarlar ödeyerek görevlendirilmiş ücretli ve ithal danışmanlara bel bağlayacak kadar geleneğinden kopmuş bir partinin milletimizin yanında olması imkansızdır. Kılıçdaroğlu pusulayı kaybetmiş, istikameti şaşmıştır. Türkiye’ye ABD’den ve İngiltere’den bakan, Kılıçdaroğlu’nun kiralık akıl hocaları Atatürk’ün partisinin kılavuz kaptanı haline gelmiştir. Parayla danışmanlık alanlar yarın parayla da her değerini satacaktır.
CHP’nin 3 Aralık’taki sözde vizyon toplantısı teslimiyeçiliğin vitrinidir. Vizyon diye açıklanan ne varsa milletimize uzak ve yabancı, milli hayatın gerçekleriyle de bağlantısızdır. CHP’nin ekonomi vizyonu diye bir şey yoktur. Misyonu Türkiye’nin dağılmasıdır. Kılıçaroğlu vizyon diye isimlendirilen sahne gösterisinde küçülmeyi ve gülünç duruma düşmeyi normal karşılayacak derecede denge ve öz kaybına uğramıştır.CHP ekonomide vizyonsuzluğu belgelerken MHP aylar evvel ekonomik büyüme bağlamında geleceğin ekonomi vizyonunu saygın akademisyenlerin katkısıyla hazırlamıştır. Bizim binlerce kilometre mesefeden online bağlanan danışmanlara ihtiyacımız yoktur.
Karanlıkta kaybettiği değerlerini loş ışıklar altında aramaktadır. CHP yönetimi dersini tarihimizden değil Türk ve İslam düşmanlığından almaktadır. CHP hastadır, bu hastalığın adı da işbirlikçiliktir. CHP’nin altı su alan kayığı batmak üzeredir.Bu CHP’yi ne menfaat çeteleri ne de organize suç örgütleri kurtarabilecektir.
21 Mart 1921 ile 1 Nisan 1921 tarihleri arasında yapılan İkinci İnönü Savaşı devam ediyorken, Ankara’da çıkan Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’nde Merhum Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un şu hayranlık uyandıran şiiri yayımlanmıştı:
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol Hak yoludur, dönme bilmez yürürüz!
Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehit olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar,
Taşıp da kaplasa afakı bir kızıl sarsa,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir,
Sevinmek bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
Yüreklerimizin atışı topludur.
Yürüyüş istikametimiz dosdoğrudur.
İman dolu kalbimizle, sağlam karakterimizle, sağduyulu tavrımızla her biri rehin edilip zincirlenmiş siyasetçilere tahammülümüz hiç yoktur.
Türkiye’yi yenemeyecekler.
