MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, ekonominin kaynağı belli olmayan döviz girişi ile ayakta durduğunu söyledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, ‘Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Ülkedeki siyasi ve sosyal kaos ve kargaşa AKP’nin eseridir. Türkiye güvenlik açısından bir darboğaz içine girmiştir. Türkiye’nin geleceği yok edilmek istenmektedir. Ülkenin bugün geldiği nokta AKP’nin uyguladığı politikaların eseridir. Ülke savaş halinde gibidir” ifadesini kullandı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, , Meclis’te düzenlediği basın toplantısında “Bugün içinde bulunduğumuz durum AKP iktidarının yaratıcısı olduğu yıkım ve çözülme süreçlerinin sonucudur.
Ülkedeki siyasi ve sosyal kaos ve kargaşa AKP’nin eseridir.Türkiye güvenlik açısından bir darboğaz içine girmiştir. Türkiye’nin geleceği yok edilmek istenmektedir.Ülkenin bugün geldiği nokta AKP’nin uyguladığı politikaların eseridir. Ülke savaş halinde gibidir.
Türkiye’nin ana karargahı başkent bombalanmaktadır. Hükümet ortada yoktur. Huzur ve emniyet de yoktur. İstihbaratta yoktur. Bütün bunlara ilave olarak Türkiye’nin milli güvenliği AKP döneminde alenen tehdit edilir hale gelmiştir.
Türkiye’nin hem Suriye’de hem içerde strateji geliştirme kapasitesinin kalmadığını yandaşlar söylemeye başlamıştır.Güvenlik hiç kalmamıştır. Daha dün İzmir’de jandarma binasına roket atarla saldırı meydana gelmiştir.Bildiğiniz üzere; Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları henüz üçüncü toplantısındazamansız bir şekilde dağıtılmıştır.
Akabinde Sayın Meclis Başkanı tarafından, bir gün önce sonlandırdığı Komisyon çalışmalarına kaldığı yerden devam çağrısıyapılmıştır.Konuylailgili partimiz görüşleri Komisyonda partimizi temsil eden arkadaşlarımız tarafından yapılan basın toplantısı ile kamuoyumuzla paylaşılmıştır.
Gelinen noktada;
Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletimizin ihtiyaçlarını karşılayacak ve kesintiye uğramayacak bir demokratik yapıyı tesis edecek bir ” Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ” yolunda katkıda bulunma amaç ve niyetimizi muhafaza etmekteyiz. Ancak bunun için Anayasa Uzlaşma Komisyonunu dağıtan iktidar ve ana muhalefet partisinin tekrar çalışmaya devam etme iradesini ortaya koymaları bir zorunluluktur. Anayasa Uzlaşma Komisyonunu bu yolda iyi bir imk‰n olarak görmekteyiz ve bu çerçevede komisyonun çalışmaya devam etmesiarzusundayız” açıklaması yaptı.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Ayhan, “Diğer taraftan Sayın Cumhurbaşkanının yinelediği ” millete gidelim ” (referandum) çağrısı ve Başkanlık sisteminin bu şekilde hayata geçirilmesine yöneliktemennileri, AKP’nin Yeni Anayasa konusundaki tek ve temel motivasyonunu ortaya koyması bakımından dikkat çekicidir. Bu noktada hangi anlayışların masanın bir an önce devrilmesinden istifade etmeye mütemayil olduğu milletimizin gözleri önüne serilmiş bulunmaktadır. Hem de ülke yangın yerine dönmüşken.
Ana muhalefet partisinin 7 Haziran sonrası siyasi sempati toplamak için masayı deviren taraf olmama fobisinin, bu defa zamansız bir acelecilikle masayı devirme gayretine dönüştüğü, komisyon çalışmaları üzerinden siyasi rant devşirme gayretlerinin ortaya çıktığı da üzüntüyle müşahede edilmiştir. AKP’nin ” stratejik derinliği ” 15 km ile sınırlanmıştırÜlkeyi yönetenler sözde müttefiklere veryansın ederek ülkeyi bu duruma düşüren süreçte kendi hatalarını örtbas etme gayretine girmiştir.
Tüm bunlar olurken Güney sınırımızda bir teröristdevlet kurulması ihtimali giderek kendini hissettirmektedir. Mülteci krizi ise katlanarak devam ediyor.Ortadoğu’da aşama aşama yayılan derin bir kaos, AKP hükümetinin dış politikadaki tarihi sapma ve yanlışları komşu coğrafyalardaki gerilim ve çatışmaları Türkiye’ye sıçratmıştır” dedi.
SURİYE ÇIKMAZI
Ayhan şunları söyledi: “Hal böyle iken, Türkiye Bölgede yalnızlığa itilmiş, ulusal menfaatlerinin kollanması konusunda caydırıcılığını yitirmiştir. AKP’nin öngörüsüzlüğü, ilkesizliği, milli politika ve stratejileri benimseme konusundaki zafiyetinin ülkemizi düşürdüğü durum endişe vericidir.Milli birlik ve kardeşliğimiz, iç barış ve huzur ortamımız AKP eliyle oyuna gelmiş, tuzağa düşürülmüştür.Düne kadar PYD ile açıktan ilişki kuran,
Bu terör örgütünün sözde liderini İstanbul ve Ankara’da ağırlayan,Hatta peşmergeye ülke topraklarından koridor açıp Ayn el Arap’a geçişini sağlayan,
AKP’nin şimdilerde PYD’yi sahiplenen stratejik ortağına sitem ve serzenişte bulunması inandırıcı, ikna edici midir?ABD ile Rusya PYD ve PKK’ya bakışta aynı çizgide, aynı safta toplanmaktadır.
ABD terörle mücadele ettiğini iddia ederken PYD ile ilişkilerini devam ettirmektedir. Rusya ise,İŞİD’i bombalama bahanesi ile Türkmenleri katletmektedir.
Hatırlayacağınız üzere, Suudi yönetimin hava üslerimizde keşif yaparak ülkemize savaş uçakları göndereceği, gerektiğinde asker yollayabileceği bizzat Dışişleri Bakanı tarafından açıklanmıştır. Bugün farklı şeyler de söyleyebilmektedir.
AKP hükümeti Suudi Arabistan’la birlikte hangi yetki ve hukuki dayanağa göre Suriye’ye yönelik kara operasyon icra edecektir?Küresel projeleri temin ve takviye için mi bir askeri operasyon planlanıyor?
Ülkemizin güney kara sınırlarında milli güvenliğe dönük aşırı tehditler bulunmakta ve her geçen gün artmaktadır.AKP, halkımıza ve kamuoyuna doğru dürüst, açıklayıcı bir bilgi vermemektedir.
AKP hamaset yapmakta, ülkeyi bir maceraya sürüklenmektedir. Suudi Arabistan’la anlaşmanın içeriği nedir? Bu politikanın Türk dış politikasına, güvenliğine ve iç huzuruna maliyeti ne olacaktır? Bu gelişmeler Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine nasıl etki edecektir?
“AKP HÜKÜMETİ DOLMABAHÇE’NİN ÜZERİNİ ÖRTEMEZ
İçişleri Bakanı Bütçe görüşmeleri sırasında çözüm sürecinin acı bilançosunu açıklamıştır. “7 Hazirandan bu yana 308 şehit,7 ilçedebugüne kadar imha edilebilen 2 bin 40 çukur-barikat ve 2 bin 313 bomba düzeneği,” imha edilmemiş olanlar bu hesaba dahil değildir.
Bütün bunlar olurken ülkede iç işleri bakanı yok muydu? Zamanın iç işleri bakanı acaba neyle meşguldü?
Ne yazık ki? Dolmabahçe’de mutabakat imzalayan o zatlar şimdi yol açtıkları tahribatın boyutlarını anlatmaktan hiç sıkıntı duymuyorlar.AKP hükümeti Dolmabahçe’nin üzerini örtemez. Dolmabahçe’nin hesabı verilmeden sorumluları millete hesap vermeden hiçbir master plandan sonuç alınamaz.
Esasen Başbakanın Mardin’de açıkladığı “master plan” da şimdiden mefta olmuştur.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, daha geçenlerde kaymakamlara söylediği “koyun mevzuatı bir kenara” yaklaşımına yenik düşerek rafa kaldırılacağı anlaşılmaktadır.
İşsizlik rakamlarının açıklanmasından hemen önce 30.000 öğretmen ataması yapılmıştır. Milli Eğitim Bakanı ise intihar eden işsiz öğretmenlere gösteriş için intihar ediyorlar demiş, ‘gösterişçi intihar eylemi’diye bir sendromdan bahsetmiştir.
Ülkenin neredeyse üçte birinde eğitim öğretim yapılamamaktadır. Sayın Bakan Milli Eğitimde “terör sendromu” ndan hiç bahsetmiyor. Sayın Bakan, kaç ilde, kaç ilçede, kaç öğretmenin hizmet içi eğitime çekildiğini, kaç okulun kapalı, kaç öğrencinin öğrenim göremez hale geldiğini açıklayabilir mi?
Bu sendroma bir isim koyabilir mi?
“EKONOMİ KAYNAĞI BELLİ OLMAYAN DÖVİZ GİRİŞİİLEAYAKTA DURMAKTADIR”
Ekonomide son günlerdeki gelişmeler ile ilgili düşüncelerimizi de sizlerle paylaşmak isterim.
Cari açıkrakamları AKP’nin petrolü bedava bile alsa, hatta üste para verseler cariaçığı kapatamayacağını ortayakoymuştur.
BildiğinizgibiTCMB tarafından Aralıkayı ödemeler dengesi rakamları açıklanmıştır. Buna göre, cariaçık 2015 yılında bir önceki yıla göre 11.4 milyar dolar azalarak, 43,6 milyar dolar seviyesinden, 32.2 milyar dolar seviyesine gerilemiştir. Cari açığın milligelire oranı 2104 yılında yüzde 5.5 seviyesinden, 2015 yılındayüzde 4.4 seviyesine düşmüştür.
2015 yılında cari açığın küçülmesindeki ana etken ham petrolün varil fiyatının 100 doların üzerinden 29 dolar seviyelerine kadar gerilemesi ve ülkemizin enerji faturasının yaklaşık15.5 milyar dolar ucuzlaması olmuştur.Zira aynıd önemde ihracat %8,8 azalmış, turizmgelirleri %8,5 gerilemiştir.
Diğer taraftan, cariaçık daralırken finansmanı sağlıksız hale gelmekte ve sürdürülebilir olmaktanu zaklaşmaktadır. 2015 yılında cari açık doğrudan yatırım, portföy yatırımı, döviz cinsi krediler gibi kalemlerlerden kapatılamamış, 11,8 milyar dolar döviz rezervi eritilmek zorunda kalınmıştır.Ekonomi kaynağı belli olmayan döviz girişi ile ayakta durmaktadır.
2015 yılında ülkemize 11,5 milyar dolar doğrudan yatırımgirişi olmuş, portföy yatırımlarında yabancıların hisse senedi ve DİBS yatırımlarından 9.4 milyar dolar çıkış yaşanmıştır. Bunun yanısıra net hata ve noksan kaleminden 9,7milyar dolar kaynağı belli olmayan dövizgirişi gerçekleşmiştir.
Esasen ekonomiye kaynağı belirsiz para girişinigösteren Net hata noksan kalemi, AKP döneminde pozitif bakiye vermeye başlamış ve katlanarak yükselmiştir. 2002 yılında 152 milyon dolarolan net hata noksan 2003 yılında 5 milyar dolara çıkmış, 2010 yılında 8 milyar dolar, 2015 yılında ise yaklaşık 10 milyar dolar seviyesine yükselmiştir.
“GERÇEK İŞSİZ SAYISI 5,5 MİLYON DÜZEYİNDEDİR”
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 yılı Kasım ayına ilişkin işgücü istatistiklerini açıklamıştır.İşsizlik oranı ise çifthaneli seviyesini koruyarak 10,5 seviyesindeg erçekleşmiştir. Yükseköğretim görenler arasındaki işsizlik %10,8olmuştur. Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, geçen yılkasımda bir önceki yılın aynı dönemine göre 29 bin kişi artmışve 3 milyon 125 bin kişiolmuştur.
Ancak iş aramayıp da çalışmaya hazır olan 2 milyon üçyüzellibeş kişi mevcuttur.
Ayrıca TÜİK rakamlarına göre, İş bulma ümidini yitiren 703 bin kişi ve diğer sebeplerle işgücüne dahil olmayan 1 milyonaltıyüzelliiki bin kişivardır.Buna göre gerçekte toplam işsiz sayısı 5 milyon dörtyüzseksen bin kişiye ulaşmışdemektir.
EKONOMİDEN SORUMLU BAŞBAKAN YARDIMCISI DA EKONOMİDEN ŞİKAYET ETMEYE BAŞLADI
Çift haneye yükselen Enflasyonun tehdit olduğunu nihayet kabullenebilmiştir.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek TÜSİAD genel kurulunda enflasyonda yüzde 10’a yaklaşan resim ile karşı karşıya olunduğunu belirterek, bunun ciddi bir tehdit olduğunu ve büyüme potansiyelini aşağıya çektiğini söylemiştir.Sayın Mehmet Şimşek cari açık önemli birsorun olduğunu veTürkiye’nin tasarruf açığının yüksek olduğunu da ifade ediyor.
Sayın bakan adeta 13 yıllık AKP iktidarından şikayet etmiş, Ülke ekonomisini getirdikleri noktadan anlaşılan kendileri de memnun değildir.
Ekonomi serbest piyasa ekonomisinden “Narh ve müdahale ekonomisine” dönüşmüştür.
Ekonomiye devletin müdahale silahını çektiği fakat etkili olmadığı manşetlere çıkmaya başlamıştır. Konulan narhların piyasa tarafından tarumar edildiği hususları yer alıyor.
Ucuz uçak bileti hayalinin kısa sürdüğü, bulunmayan ilaçların risk yarattığı, et ve süt kurumunun müdahalelerinin sınırlı kaldığı, sütte referans fiyatlarının delindiği, kırmızı ette varılan mutabakatın son bulduğu bakanların boy boy mülakat verdikleri gazetelerde yer almaya başlamıştır.
Hükümetin fiyatlara müdahalesinin ardından Cumhurbaşkanı bir kez daha faiz ve kurlara ilişkin adeta müdahalede bulunmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanı “yüksek faiz yatırım düşmanıdır” deniyor. Faiz ve kur bu tür beyanlardan sonra daha da yükseliyor.
Faizi, özellikle enflasyonun en önemli sebebi olarak görmekle sayın başbakan yardımcısı ile çelişmektedir. Hatırlarsınız aynı tartışma geçen yıl yapılmışve ülkeye çok pahalıya malolmuştu. Ancak birileri kazançlı çıkmıştı. Dolar 3tl’ye yükselmişti. Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanın beyanlarının ardından kurlar yeniden hareketlendi, faiz de %11,20 seviyesine çıkmıştır.
Tüketici güven endeksi yüzde 7 azaldı. Hizmet sektörü güven endeksi yüzde 3,5, parekende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 2,4, İnşaat sektörü güven endeksi yüzde 1,3 azalmıştır.2015yılında yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü ve daire sayısı yüzde 16’lar düzeyinde azalmıştır.
DOLARLIK GAZ ABONELERE 345 DOLARA ULAŞIYOR
Enerji Bakanı Berat Albayrak bu düşüşün faturalara yansıtılacağını açıklamasına rağmen herhangi bir indirim yapılmadı.İndirimin derhal açıklanması ve şubat ayında kış bitmeden yürürlüğe girmesi için Enerji Bakanına bir kez daha çağrı yapıyoruz. Aksi takdirde kış geçtikten sonra nisan mayıs aylarında yapılacak indirimin bir faydası olmayacaktır.
Kendisinin de, sayın Babacan yerine, ekonominin yeni çıpası olma hayalleri suya düşecektir.
AKP çözüm sürecinde ortağı olduğu HDP ve PKK ile ilişkisini tamamen bitirmeli, fişi tekrar devreye sokmak ümit ve gayreti içinde olmamalıdır. PKK ve HDP’ye de umut vermemelidir. Aksi takdirde hesabını verecektir. Artık bunları AKP’nin geçmiş ilişkilerini saklayacak durumu kalmamıştır.
Bugün ülkenin içinde bulunduğu ve AKP’nin müsebbibi olduğu yıkım ve çözülme sürecinden Türkiye Cumhuriyeti mutlaka kurtulacaktır.
2015 yılında Türkiye’ye 11,5 milyar dolar doğrudan yatırım girişi olduğunu, portföy yatırımlarında yabancıların hisse senedi ve Devlet İç Borçlanma Senedi yatırımlarından 9.4 milyar dolar çıkış yaşandığını belirten Ayhan, “Bunun yanı sıra net hata ve noksan kaleminden 9,7 milyar dolar kaynağı belli olmayan döviz girişi gerçekleşmiştir. Esasen ekonomiye kaynağı belirsiz para girişini gösteren net hata noksan kalemi, AKPdöneminde pozitif bakiye vermeye başlamış ve katlanarak yükselmiştir. 2002 yılında 152 milyon dolar olan net hata noksan 2003 yılında 5 milyar dolara çıkmış, 2010 yılında 8 milyar dolar, 2015 yılında ise yaklaşık 10 milyar dolar seviyesine yükselmiştir.” diye konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenledi.
İçişleri Bakanının bütçe görüşmeleri sırasında çözüm sürecinin acı bilançosunu açıkladığını belirten MHP’Li vekil, “7 Hazirandan bu yana 308 şehit, 7 ilçede bugüne kadar imha edilebilen 2 bin 40 çukur-barikat ve 2 bin 313 bomba düzeneği, imha edilmemiş olanlar bu hesaba dahil değildir. Bütün bunlar olurken ülkede İçişleri Bakanı yok muydu? Zamanın İçişleri Bakanı acaba neyle meşguldü?” dedi.
Dolmabahçe’de mutabakat imzalayan o zatların şimdi yol açtıkları tahribatın boyutlarını anlatmaktan hiç sıkıntı duymadığını kaydeden MHP Genel Başkan Yardımcısı, şöyle devam etti: “AKP hükümeti Dolmabahçe’nin üzerini örtemez, Dolmabahçe’nin hesabı verilmeden sorumluları millete hesap vermeden hiçbir master plandan sonuç alınamaz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, daha geçenlerde kaymakamlara söylediği ‘koyun mevzuatı bir kenara’ yaklaşımına yenik düşerek rafa kaldırılacağı anlaşılmaktadır.”
Cari açık rakamları AKP’nin petrolü bedava alsa, hatta üste para verseler bile cari açığı kapatamayacağını ortaya koyduğunu ifade eden Emin Haluk Ayhan, “Merkez Bankası, aralık ayı ödemeler dengesi rakamları açıklandı. Buna göre, cari açık 2015 yılında bir önceki yıla göre 11.4 milyar dolar azalmış, 43,6 milyar dolardan, 32.2 milyar dolar seviyesine gerilemiştir. Cari açığın milli gelire oranı 2104 yılında yüzde 5.5 seviyesinden, 2015 yılında yüzde 4.4 seviyesine düşmüştür. Cari açığın küçülmesindeki ana etken ham petrolün varil fiyatının 100 doların üzerinden 29 dolar seviyelerine kadar gerilemesi ve ülkemizin enerji faturasının yaklaşık 15.5 milyar dolar ucuzlaması olmuştur. Halbuki geçmiş dönemlerde tamamen AKP hükümeti özellikle Ali Babacan ve şu anki Başbakan yardımcısı eski Maliye Bakanı bunu enerji faturasına bağlıyordu. Enerji faturasının bu kadar düşmesine rağmen cari açığın beklenen ölçüde düşmemesi sıkıntı yaşatmıştır. Zira aynı dönemde ihracat yüzde 8,8 azalmış, turizm gelirleri yüzde 8,5 gerilemiştir. Diğer taraftan, cari açık daralırken finansmanı sağlıksız hale gelmekte ve sürdürülebilir olmaktan uzaklaşmaktadır. 2015 yılında cari açık doğrudan yatırım, portföy yatırımı, döviz cinsi krediler gibi kalemlerlerden kapatılamamış, 11,8 milyar dolar döviz rezervi eritilmek zorunda kalınmıştır.” şeklinde konuştu.
Ekonominin kaynağı belli olmayan döviz girişi ile ayakta durduğunu ifade eden Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “2015 yılında ülkemize 11,5 milyar dolar doğrudan yatırım girişi olmuş, portföy yatırımlarında yabancıların hisse senedi ve Devlet İç Borçlanma Senedi yatırımlarından 9.4 milyar dolar çıkış yaşanmıştır. Bunun yanı sıra net hata ve noksan kaleminden 9,7 milyar dolar kaynağı belli olmayan döviz girişi gerçekleşmiştir. Esasen ekonomiye kaynağı belirsiz para girişini gösteren net hata noksan kalemi, AKPdöneminde pozitif bakiye vermeye başlamış ve katlanarak yükselmiştir. 2002 yılında 152 milyon dolar olan net hata noksan 2003 yılında 5 milyar dolara çıkmış, 2010 yılında 8 milyar dolar, 2015 yılında ise yaklaşık 10 milyar dolar seviyesine yükselmiştir.”
Gerçek işsiz sayısının 5,5 milyon düzeyinde olduğunu anlatan MHP’li vekil, “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 yılı Kasım ayına ilişkin işgücü istatistiklerini açıklamıştır. İşsizlik oranı ise çift haneli seviyesini koruyarak 10,5 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yüksek öğretim görenler arasındaki bu daha fazla. Bunun aşağıya düşmeyeceğini eski Maliye Bakanı şimdiki Başbakan Yardımcısı açıklıyor.
Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, geçen yıl kasımda bir önceki yılın aynı dönemine göre 29 bin kişi artmış ve 3 milyon 125 bin kişi olmuştur. Ancak iş aramayıp da çalışmaya hazır olan 2 milyon 355 kişi mevcuttur. Ayrıca TÜİK rakamlarına göre, iş bulma ümidini yitiren 703 bin kişi ve diğer sebeplerle işgücüne dahil olmayan 1 milyon 652 bin kişi vardır. Buna göre gerçekte toplam işsiz sayısı 5 milyon 480 bin kişiye ulaşmış demektir.” diye konuştu.
184 dolarlık gazın abonelere 345 dolara ulaştırıldığını ifade eden Emin Haluk Ayhan, “Enerji Bakanı Berat Albayrak bu düşüşün faturalara yansıtılacağını açıklamasına rağmen herhangi bir indirim yapılmadı. İndirimin derhal açıklanması ve şubat ayında kış bitmeden yürürlüğe girmesi için Enerji Bakanı’na bir kez daha çağrı yapıyoruz. Aksi takdirde kış geçtikten sonra nisan mayıs aylarında yapılacak indirimin bir faydası olmayacaktır. Kendisinin de Babacan yerine, ekonominin yeni çıpası olma hayalleri suya düşecektir.” dedi.
Bir gazetecinin, “ABD Irak’ta ve Suriye’de toprak bütünlüğünü savunduğunu açıkladı. Son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Ayhan, “ABD’de ile TürkiyeCumhuriyeti’nin görüşleri arasında hiçbir paralellik bulunmuyor. Hükümet bu konuyu kamuoyuna net bir şekilde açıklamalı ve tavrını koymalıdır.” diye cevapladı.
Başka bir gazetecinin, “Ankara patlaması sonrası mecliste güvenlik önlemleri tartışılmaya başladı. Bazı idari amirlerinin milletvekillerinin kurallara yeterince uymadığı konusunda eleştirisi var buna katılıyor musunuz? Milletvekillerinin araçları aranmalı mı? Size göremeclisteki güvenlik önlemleri yeterli mi?” sorusuna MHP Genel Başkan Yardımcısı, şu cevabı verdi. “Burada kastettiğiniz hangi olaylar o önemli. Güvenlik mensuplarının ne gerekiyorsa güvenlik açısından hukuki çerçevede hepsini yapması gerekir. Ama burada önemli olan milletvekillerinin davranışlarını ölçmekten ziyade kuralların uygulanıp uygulanmaması. İktidara farklı kural muhalefete farklı kural olmaz.”