Bursa’da Küçük Millet Meclisi adı altındaki diyolog grubunun davetlisi olarak Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Akil İnsanlar Heyeti’nin Marmara Grubu’nda yer alan Levent Korkut, Hayrettin Karaman ve Mustafa Armağan katıldı. Kentteki 50 sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldığı toplantıda gergin anlar yaşandı.
Bu sırada katılımcılar arasında yer alan Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Selçuk Türkoğlu ve üyeler, akil insanların yarın Bursa’da yapacağı toplantıya kendilerinin davet edilmediğini ve bunun bir ayrımcılık olduğunu söyleyerek, durumu alkışlarla protesto ettiler. Tepkilerini sürdüren Türkiye Kamu-Sen üyeleri, ’Bursa akil insanları meydanlara bekliyor. Sizin zihniyetiniz kokuşmuş’ diye bağırarak, salondan çıktılar. Bunun üzerine Karaman, ‘Ben 80 yaşında bir adamım benimle kavga etmeyin. Diğer konuşmacılar geciktiği için bana yükleniyorsunuz. Bu haksızlık. Ancak sizin söyledikleriniz bizim için önemli. Sizin söylediklerinizi biz kaydediyoruz. Vatandaş diyor ki ’Siz ne verdiniz de bunlar silah bırakıp gidiyor’ diyor. Hemen söyleyeyim. Allah’tan korkarım, yalan yere yemin etmem. Vallahi, billahi, tallahi onlara verdikleri herhangi bir şeyi, sizin bilmediğiniz, bizim bildiğimiz herhangi bir şeyi bize bildirmediler. Böyle birşey yok. Biz sizin kadar biliyoruz’ diye konuştu.
Toplantının ilerleyen dakikalarında Akil İnsanlar Heyeti Marmara Grubu’nun Sekreteri Levenk Korkut da toplantıya katıldı. Bu sırada söz alan ve Güneydoğu’da vatani görevini yaptığı sırada iki bacağını kaybeden Selçuk Çelik, ‘Bu ülkede bölünme sorunu var. Bu ülkede PKK sorunu var. Bu ülkede Kürt sorunu yok. Bu ülkede Kürtler cumhurbaşkanı, başbakan oldu, işadamı oldu. Bizim Kürtlerle bir sorunumuz yok. Niçin bunu sorun yapmaya çalışıyorlar. Ben mayına basarak iki ayağımı verdiysem, bu ülkenin bölünmez bütünlüğü için verdim. Ben iki bacağımı, PKK ile mücadele ederken verdim. Bu ülkede onlara kimse ’dağa çıkın’ demedi. Neyin barışı olacak? Bu insanların amacı, ülkeyi bölmek’ dedi.
Çelik’in konuşmasının ardından söz alan ve 1990 yılında Kuzey Irak’ta gazi olan Ümit Kaplan’ın, ‘Ben Kürdüm ve hiçbir zaman sıkıntı yaşamadım. Türk demek, bütün 36 etnik kökeni kucaklamaktır. Benim kırmızı çizgilerim var. Kırmızı çizgilerim aşılırsa, haddimi bildiririm’ demesine üzerine arka sıralarda oturan katılımcılardan biri ’biraz yavaş konuşun’ diye tekpi gösterdi.
Bu kez Kaplan’ın yanında oturan ve Güneydoğu’da vatani görevi yaptığı sırada mayına bastığı için iki bacağını kaybeden Gazi Selçuk Çelik, takma bacağını çıkararak Gazi Selçuk Çelik takma bacağını çıkartarak, arkada oturan ve kendilerine itiraz eden katılımcılara doğru fırlattı.
Bu sırada dengesini kaybeden Çelik, oturduğu sandalyeden düşünce, ayağa kalkmasına diğer katılımcılar yardım etti. Takma bacağı kendisine verilen Selçuk Çelik daha sonra kendisi gibi gazi olan arkadaşı Ümit Kaplan ile birlikte salonu terk etti.
gazetevatan.com