“ 2014 Yılı Bütçe Kanun Tasarısının geneli üzerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan görüşmeler esnasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç. Dr. Mehmet GÜNAL; bütçe hazırlama sürecinin ve bütçe hedeflerinin AKP Hükümetinin hazırladığında diğer bütçeler gibi yine gerçekçi olmadığını, 2013 hedeflerinin tutmadığını, 2014 hedeflerinin de tutmayacağını söyledi. „
MHPli Günal: AKP Yolsuzlukların Üstünü Örtüyor! Bütçe Hukuki Değil!
2014 Yılı Bütçe Kanun Tasarısının geneli üzerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan görüşmeler esnasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç. Dr. Mehmet Günal; bütçe hazırlama sürecinin ve bütçe hedeflerinin AKP Hükümetinin hazırladığında diğer bütçeler gibi yine gerçekçi olmadığını, 2013 hedeflerinin tutmadığını, 2014 hedeflerinin de tutmayacağınısöyledi. AKP Hükümetinin denetimden kaçtığını ve yolsuzlukların üzerini örttüğünü ve bu yüzden Sayıştay’a bilgi ve belgelerin verilmediğini, hazırlanan denetim raporlarını ise açıklamaktan kaçındığını belirten Günal, belediyelerin de denetlenmediğini ve borçlarının giderek arttığını ve harcamaların yerinde yapılmadığını ifade etti. Ekonomide sorunların çözümü için üretim odaklı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini belirten Günal, aksi takdirde ne tasarrufu artırmanın ne de işsizliği düşürmenin mümkün olmadığını, dış kaynaklara muhtaç olmaya devam edeceğimizisöyledi.
Günal’ın açıklamasının bazı bölümleri şöyle:
2014 BÜTÇESİ ANAYASAYA VE YASALARA UYGUN HAZIRLANMAMIŞ
2014 Bütçesi maalesef Anayasaya ve yasalara aykırı olarak hazırlanmış olup, hukuki dayanaktan yoksundur. Bütçenin Hükûmeti ve bütçe hakkının savunulacağı yer olan TBMM’yi temsil eden bir milletvekili olarak haklarımızı savunuyor olması gereken Sayın Bakan’a soruyorum: Sayıştay raporlarında sadece kurumun görevleri yazılıp gönderilmiş. Yan yana tutunca paragrafların büyüklükleri bile aynı sadece bakanlık ismini değiştirmişler, içinde kamu iştirakleri raporunun özeti, genelinin özeti var bu kadar. Beş sayfalık raporun sadece dört satırında denetim görüşü olur, onun da sadece bakanlık adı değişirse bu raporunuz yok demektir. Bunu yapıp da bize göndermek meclise hakarettir.
Bir mazeretiniz olsun hiç olmazsa; “veri denetim sistemini biz kuramadık, Say2000 programı çalışmıyor, onun için de bize istediğimiz veriler gelmedi, kusura bakmayın, bu sene de size rapor yok, yetişmedi, olmadı.” deyin geçen seneki gibi… Bugünün bilgi çağında, e-devletin olduğu, bütün kayıtların elektronik olduğu bir ortamda, haczin bile elektronik olduğu bir ortamda bilgi ve belgelerin hazırlanamamasına benim aklım ermiyor!
Daha önce AKP döneminde bile böyle komik bir rapor çıkmış mı Sayıştay’dan, YDK’dan?
“Biz söyledik, yaptık ama şu anda şekil şartına uymuyor.” diyorsunuz. Peki, ne zaman uyacak? Bu kanun çıkaralı kaç sene oldu.
Mahalli idareler genel faaliyet raporu İçişleri Bakanlığından gelmiş, ama Sayıştay’dan gelen bir mahalli idareler denetim raporu yok. Yani bize gelen bütçeyle beraber mahalli idareler faaliyet raporu var değerli arkadaşlar, belediyelerin denetim raporları yok.
SAYIŞTAY MALİYE BAKANININ MAAŞININ YARISINI KESSİN!
Sayıştay Kanunu’nun 8.maddesi Hesapların verilmesi, 9.maddesi de Kamu idareleri ve görevlilerinin sorumluluğu içeriyor. Yani Sayıştay isterse “Eğer sizin verdiğiniz veri eksikse, sizin maaşınızın kesilmesini Sayıştay Başkanı talep edebilir ilgili genel müdürün veya yetkili kime verdiyseniz bu verileri toplamakla, vermekle görevli olan arkadaşlarımızın 9’uncu maddeye göre maaşları yarıya kadar kesilir.” diyor. Üç ay içerisinde veya niteliğine göre verilen süre içerisinde tamamlamazlarsa görevlerine son verilir.” diyor. Bu kadar ağır bir şey var. Bu düzenleme varken, 5018’de böyle görevler verilirken, Sayıştay Kanunu’nda bunlar yer alırken o zaman bir şey yapmamız lazım.
Hazine Müsteşarlığının borç yönetim raporuna bakıyorum, Vadesi geçmiş alacaklar 5.04 milyar TL, bunun 4.8’i yani %95’i mahalli idarelere ait. Vadesi gelecek alacaklar 15 milyar TL bunun 8.2 milyar TL’si yani yarısından fazlası yine belediyelere ait. Defalarca Sayıştay Başkanı’na, İçişleri Bakanı’na bunun nedenini sordum. Hiçbir mahalli idare raporu Sayıştay bana gönderemiyorsa, 20-30 milyar bütçesi olan belediyelerin bütçesini denetleyip bana veremiyorsa böyle denetleme olmaz! Varsa de veremiyorsa bizden kaçırıyorsa o başka bir şey!
2013 HEDEFLERİ TUTMADI, 2014 HEDEFLERİ DE TUTMAYACAK!
OVP’ye bakıyoruz, o da dostlar OVP görsün misali hazırlanmış! Yine bütçenin meclise sunulmasından bir hafta önce bütün belgeler Resmi Gazete’de yayımlandı. Geçen yıl da söyledik: “Büyüme hedefi gerçekçi değil, bu şartlarda tutmaz.” dedik “İyimser olsun.” dediniz, şimdi yüzde 4’ten yüzde 3.6’ya düştü beklentimiz şu anda, o da tutarsa, yani tahminimiz o. Önümüzdeki yıl için yüzde 5 demiştik, şimdi yüzde 4’e düşürdük yeni OVP’de. Kişi başı millî gelirimiz aynı şekilde 500 dolar civarında bu sene, 700, 800 önümüzdeki sene düşmüş durumda. Ha, bunları yanlıştır diye demiyoruz, hedefleri koyarken bu kadar yüksek koyalım da tutturursak, tutturamazsak dediğimiz zaman inanılırlığımız kayboluyor. O koyduğumuz hedeflere bu sefer herkes 1 puan “4’se bu 3 olur, Hükûmet fazla söyledi.” diyecek. Tekrar tekrar revize ettiğimiz zaman, her sene üç yıllık program yapmamızın bir anlamı kalmıyor Sayın Bakanım, yani OVP’nin bir anlamı kalmıyor. Enflasyonu 5,3’e çekecektik, siz 6,8’lik revize tahmini iyimser bir şekilde şu anda bize söylüyorsunuz. Yani 1 puandan fazla yani yüzde 20’den fazla bir sapma. Şimdi 2014 hedefini de yine yüzde 5’ten yüzde 5,3’e çıkardık. Bu da iyimser, eğer o şartlar devam ederse yüzde 6,8’i yüzde 5,3’e çekmek bir sonraki yıl için de iyimser görünüyor. Yani, işsizlik yine “Sırf psikolojik sınır” diye % 9’un altına düşürdük. Kamuoyunu yönlendirmek için bunları söylemek başka bir şey ama o hedefler tutmadığı zaman bütün makro dengelerin kayması ve gelir hedeflerimizle beraber gider de sapıyor
ÜRETİM OLMADAN TASARRUFLAR ARTMAZ, İŞSİZLİK AZALMAZ!
“Bu bir seçim bütçesi değil.” diye zaten başlarsanız bu tersinden “Vallahi bu, seçim bütçesi olacak ama idare edin.” sonucu çıkar. Size “Seçim bütçesi mi?” diye sormadık ki. Başlangıç cümlesinde bu bir seçim bütçesi değildir denildiği anda “Ne yapalım, seçim de var, biraz idare edeceğiz.” sonucu çıkar, öyle algılanır. Çünkü, insanlar böyle bilinç altındaki şeyi en önce bir itiraf ederek söylerler.
Bu hedeflerin bu sene de tutturulması zor görünüyor. Üretim hedefleri tutmadığı zaman ancak özelleştirme ve varlık barışı gibi bir defalık gelirlerle geçici olarak geliri artırıyoruz, ama öbür taraftan tasarruf açığını düşüremiyoruz. Özelleştirme raporlarına bakın ne kadarını yabancıya vermişiz ne kadar kar transferi yapılıyor? O tasarruf yerli olsaydı kazancını nereye yatırırdı? Yeni yatırım yapar mıydı, Türkiye’de kalsaydı tasarrufa doğru gider miydi? Doğal olarak o açığı bir yerden kapatmak lazım! Tasarruf açığı en önemli sorunlardan biri. Peki tasarruf açığını geliri artırmadan, üretimi artırmadan nasıl kapatacağız? Aynı sorun işsizlik rakamlarında da görünüyor. Sadece kredi kartına limit koyarak tasarruf açığı sorununu çözemezsiniz. Birinci şart istihdam yaratacak üretimi artırmak ki hem tasarrufumuz artsın hem de işsizliği azaltacak önlemler alabilelim.
Kredi limitini kıstınız. Peki insanlar kredi kartına neden yükleniyor? Tüketim çılgınlığından mı? İhtiyaçlar var, gelir yetmeyince bir şekilde kapatmak lazım! Tasarruf açığını başkasının tasarrufuyla kapatıyoruz, onun üzerini yurtdışındaki tasarrufla kapatıyoruz. Dolayısıyla Cari açığımız da artıyor!
İstihdam odaklı büyüme stratejisi izlenmezse ve Merkez Bankası üzerinden kavgalar yerine
rekabetçi kur sistemi getirilmezse, kabine içinde bakanlar birbirine çatmaya ve çakmaya devam edecek! Rakamları gerçekçi bulmadım. İnşallah gerçekleşir ama perşembenin gelişi çarşambadan bellidir! İnşallah önümüzdeki sene dört başı mamur Sayıştay raporları gelir ve yine konuşmak zorunda kalmayız!
haberiniz.com