Ergun KAFTANCI
CEMAATLE yollarını ayıran iktidar, bu suretle bağırsaklarını boşalttı mı?
Hayır!
Midesi de, bağırsakları da lebaleb pislikle dolu…
İktidarın ne halde olduğunu başka sözcüklerle ifade etmek aklıma gelmediği için öğürtücü sözcüklere sığınmak zorunda kaldım; affınızı dilerim…
………………………
Salı günü, beklediğimiz oldu ve iktidar ağırlıklı Meclis, müstafi üç bakanın Yüce Divan‘da yargılanmasına gerek görmedi; bu konudaki dördüncü istek ise verilen önergenin reddedilmesi suretiyle engellendi…
Haklarında yolsuzluk ve rüşvet iddiaları olan müstafi bakanlarla Erdoğan Bayraktar, yargı tarafından değil ama yasama tarafından aklanmış oldu…
Yığınla delilde ve karmakarışık ifadelerde yer bulan suç iddiaları, Meclis’te verilen karar sonucu ortadan kalkmış gibi gözükse bile hâlâ bulaştıkları bedenlerde duruyor değerli okurlar.
Bu efendilerin yargıda aklanmaları, daha şık ve iktidara güç verecek bir girişim olabilirdi, bu şansı yitirdiler…
Bu durumda insanın aklına yanıtı belli olan şu soru geliyor:
-Halkın vicdanında aklandılar mı?
Nabız yoklamalarından çıkan sonuç, “Hayır aklanmadılar” şekinde…
Demek ki halkımız, Meclis tarafından aklanmaktan çok daha önemli olanın, toplumun vicdanın da aklanmak olduğu görüşünde…
Bu aklanmanın siyasal tarihimizdeki yeri ne olacak onu merak ediyorum…
………………………
Meclis’in verdiği bu karar bazı niyeti bozuk tipleri, yolsuzluk ve rüşvet konularıyla buluşturabilir. Yine bu karar bazılarını “Nasıl olsa Meclis aklıyor” diyerek harekete geçirebilir ve rüşvetçiklerin ayakkabı kutularında istiflenmesine neden olabilir. Evet, ileride benzer yeni olaylara tanık olursak şaşırmayalım…
Oysa Meclis’in yerine yargı son sözü söylemiş olsaydı, verilecek karardan ürkenler olacaktı ve bunlar yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet olaylarına karışmamaya özen göstereceklerdi. Yarın, tersine bir özen içinde olanlar ortaya çıkarsa iktidar ne yapacak; yine yasamadaki gücüyle, iddialara bulaşmış olanları aklayacak mı!?
Temiz toplum için, temiz siyasal kurumlara ve siyasetçilere ihtiyaç var. Maalesef iktidarın bünyesindeki temiz adamlar da güçlerini gösteremiyor ve siyasetin temiz ellere geçmesi için yeterince gayret sarfetmiyor…
* * *
İNSAN kendisiyle övünür mü?
Hiç yapmadım, aynanın karşısına geçerek ne kendimi seyrettim, ne de yazılarımdaki isabetli tesbitlerimi anımsayıp “Vay be Ergun efendi, meğer sen ne büyük adammışsın” filan diye saçma sapan biçimde övündüm…
Bunları asla ve kat’a yapmadım…
Sadrazam Ahmet Davudoğlu ise benim aksime, kendisiyle ve hükûmetiyle övünmeden duramıyor. En son incisi de şu, demiş ki:
-Etkili bir hükûmete ve siyasal bir vizyona sahibiz…
“Etkili hükûmet” değerlendirmesi doğru; yolsuzluk ve rüşvetle suçlananların Yüce Divan’a gönderilmemesi için partisine mensup vekilleri hedef alan baskılar etkisini gösterdi; beyler, oylamada fire vermesine rağmen iktidar partisinin sayesinde yırttı, kurtuldular!
Vizyona gelince…
Sözcüğü hangi anlamında kullandığını bilemiyorum; sağgörü, ileri görüş ya da ülkü anlamında kullanıyorsagörünüm öyle değil, yandaş televizyon ekranından farksız, berbat!
…………………………
Bir de masal anlatmış Tekirdağ’da…
Sözde cumhuriyetçi görünen diktatör Napolyon‘a -Napoleon-sormuşlar:
-Dünyada tek bir ülke olsaydı hangi şehir başkent olurdu?
O da “İstanbul” diye cevap vermiş..
Miş miş miş…
Sadrazam bunu anlatmış halka; tabii koltukları kabararak…
İktidarın Sesi radyosundan yapılan son anons ise şöyle:
-Ahmet abi’den bebelere masalları dinlediniz…
…………………………
Mösyö Napolyon bugün hortlasa da dünyanın başkenti ilan ettiği İstanbul’un perişan halini bir görse…
Herhalde tükürülmedik yüz bırakmaz!
* * *
MECLİS‘teki oylamalar da gösterdi ki iktidar partisinde 50’ye yakın sağduyu ve vicdan sahibi vekil var.
Bunlar yolsuzluklara, hırsızlıklara, rüşvete ve yasadışı işlere karşı olduklarını eski bakanların aleyhine oy kullanarak gösterdiler.
Şayet oylama gizli olmasaydı iktidar partisini yönetenler bakanların aleyhinde oy kullanan vekilleri saptayabilirdi. Haziran seçiminde de bunlar aday yapılmazdı. Oylama gizli olunca erdemli 50’ye yakın vekil ağaların hışmına uğramaktan kurtuldu…
İktidar partisi eriyor diyenlerin saptamaları doğru çıkıyor…
Bu ülkenin faziletli evlatlarından olan vekillerin davranışı takdire değerdir, kutlarım!