Ali BADEMCİ
Ah kırk beş yıldan beri şu ülkücülüğü herkese kabul ettirdik de bazı ard niyetliler hâlâ insanları ürkütmeye ve aramıza fesat saçmaya devam ediyorlar. Bizim kuşak bu umde için canını vermiş ve ipe gitmiştir; bu sebeble mukallidlerin hafife aldıkları gibi bir yola katiyetle girmeyiz. Ülkücülük sosyal ve kültür hayatımızdan süzülerek gelen Türk Milliyetçiliğinin siyaset ortamında veciz ifâdesidir. Bu sebeble, siyaset olmuş milliyetçiliğin ülkücülük olarak tezahür etmesinin tek ve tartışılmaz lideri de Rahmetli Türkeş’dir; ömrü boyunca da bu fikri savunmuştur. Bunun farkına varılmadan ülkücülere dayalı çalışma yapmak ve politika üretmek mümkün değildir. İçeride ve dışarıda yabancılar da bizi bu şekilde tanımlamaktadır. Türk Milliyetçileri içinde yolundan dönmeyecek olanlar, yani siyasi harekette bu bayrağı taşıyanlar bu fikirleri ile mezara kadar gideceklerdir. İşte bizler ülkücülükten öncelikle bunu anlıyoruz.
Şöyle iyice düşünüp arkamıza bakarsak, ülkücülüğün derin anlamı, milliyetçiler arasında tartışmaları rafa kaldırmış ve birleştirmiştir. Daha Kurtuluş Savaşı yıllarında İngilizler’in ortaya attığı, milliyetçilerle birlikte omuz omuza veren insanları Çerkez-Kürd-Boşnak-Çeçen-Gürcü olarak adlandırmak ve ifâde etmek nihayet bulmuştur. Çerkez Ethem’in torunu da ülkücü olabilir, çünkü kimse âilesindeki hatalardan sorumlu değildir. Böyle moda gibi bu deyimleri telâffuz etmek, kendi beceriksizlerini kamufle etmek için kullanmak aşağılıktan başka anlama gelmez. Türk milliyetçiliğinde böyle bir şey yoktur. Fakat anası Çerkez olan, babası Kürt veya Çeçen olan bir ülkücünün de ayrıcalık yapması veya öyle görünmesi ihanettir. Türk Milleti ayrılık kabul etmeyen bir bütündür. Bakınız hâfızalarımızda iz bırakan Enver Paşa’nın fiili Turancılık hareketinde bu tertemiz insanlar onun en yakınlarıdır. Arap asıllı Dürzi lider Şekip Arslan Bey Moskova’da Paşa’nın en yakınıdır. Kurtuluş Savaşı’nı analiz edin aynı gerçeği göreceksiniz. İşte 1970’lerden sonra Ülkücü Hareket milliyetçiler arasındaki bu muzır dedikodulara nihayet vermiştir. Şimdi ülkücülükten taviz verirseniz artık siyasette milliyetçiliği izah edemezsiniz. 12 Eylül’den sonra mahkemelerde bile dâvânın adı “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Dâvâsı”dır. Bugünkü MHP’nin misyonu da budur; başka bir isim vermek katiyetle mümkün değildir; hepimize bağlayan bu kutsal umdedir.
Bakınız “Ulusalcılar” denen beslemeler ara-sıra “Milli” kelimesini kullanırken, “Milliyetçilik”e hiç yaklaşmadıkları gibi “Ülkücülük” ü de itici bulurlar! Neden, çünkü “Ülkücülük” bir patent gibi MHP’nin öz malıdır. Öyle din düşmanlığı barındıran “Ulusalcılık”, bir eyyamcı ifâdesi olan “Vatanseverlik”, “Ülkücülük”ün karşılığı olamaz. Türk Milliyetçiliği’nin kalıplaşmış ifadesi olan Ülkücülük, sadece Türk Milletine ait olan kültür, tarih, inanç, gelenek, töre gibi bütün unsurları içinde barındırmaktadır. Bunların birisi eksik oldu mu ülkücü olamazsınız!
Elbette herkes her türlü fikri açıkça savunabilir; İslâmiyet’in bizi geri bıraktığı ve Arap dini olduğunu, ülkücülüğün siyasete uymadığını, başarısızlığın sebeblerinin bunlar olduğunu ortaya koyabilir. Fakat bunları bir câmia veya kurum adına söylemezsiniz, ancak kendiniz yazar kendiniz de okursunuz, böyle çarpuk-çırpık sallama lâflarla âilenizi bile iknaa edemezsiniz.
MHP Ülkücü bir siyasi harekettir, sekiz milyon oy bu isme verilmektedir. Ülkede %40 ülkücü oyu olduğu ifâde ediliyor; BBP’si de yine Ülkücü kardeşlerimizin partisidir. Bazılarına şirin görünmek için “Ulusalcı” gibi tabirlere yanaşmak yalakalıktan başka bir şey değildir. Milletin bunlara bir tane bile verilecek oyları yoktur. Elbet BBP’li kader arkadaşlarmız doğruyu bulacak, hatta aklı selim SP bile ülkücülerle birlik olarak MHP diyecektir. İstediği kadar provakatörler bu ayrılığı körüklesin BBP’li ülkücüleri tecrit edemez. Keşke beraber olsalardı; ama bütün çabalara rağmen olmadı; ne yapalım! İslâmcı SP’sine gelince ülkücüler onlardan ayrı düşünmüyor! Binlerce ülkücü İslâmiyet için canını vermiştir; fakat AKP gibi başkalarının komutları ile böyle görünenlerden olmak istemiyoruz. İktidarın milletin başına ne belâlar açtığını görmeyen var mı? İyi olduğunu kim söyleyebiliyor? Bu çember büyük balyozla kırılır; CHP-MHP-BBP-SP meseleyi en iyi görenlerdir; hatta AKP içinde de bizim gibi düşünenlerin sayısı az değildir.
Hoşçakalın.