MHP Merkez Disiplin Kurulu Sekreteri Avukat Mete Han Özkan, kurultayın neden toplanamayacağını anlattı. Temyiz süreci bitmeden yapılan açıklamaların bir anlam ifade etmediğini söyleyen Özkan şunları dile getirdi:
’15 MAYIS AÇIKLAMASI YOK HÜKMÜNDEDİR’
Ankara 12’inci Sulh Hukuk Mahkemesi’nin atadığı çağrı heyetinin yaptığı açıklamanın hukuki bir dayanağı yok. Süreç aşama aşama ilerliyor. İlk derece mahkeme tespit niteliğinde bir karar verdi ve üç kişilik bir çağrı heyeti atadı. Ancak biz bu mahkemenin kararını temyiz ettik. Çağrı heyeti üyeleri oturup konuşmuş ve 15 Mayıs’ta kurultay toplama kararı vermiş.
Ancak kesinleşmemiş mahkeme kararına dayanarak çağrı heyetinin kendilerini görevli sayarak bir tarih açıklamaları hem açıkladıkları tarih hem de kendilerinin görevinin başladığın yönündeki iddiaları hukuken yok hükmündedir.
ÇANKAYA İLÇE SEÇİM KURULU’NA BAŞVURU YOK
Çağrı heyetinin Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na başvurusu ve oradan çıkmış bir karar yok. Ayrıca başvurduklarında seçim kurulunun ne karar vereceğini kimse bilmiyor.İlçe seçim kurulunun vereceği karara iki tarafında itiraz hakkı var. Bütün bu süreçler işletilmeden nasıl kongre toplayacaklar. Bütün bu süreçler sonuçlanmadan kongrenin toplanması hukuki değildir.
ÇAĞRI HEYETİ BAĞIMSIZ DEĞİL
Kaldı ki çağrı heyetinde yer alan kişilerin genel başkan aday adayları ile paralel olarak aynı veya yakın tarihlerde kongrenin toplanacağını ifade etmeleri tarafsız olmadığını gösterir. Çağrı heyeti ile genel başkan aday adaylarının benzer söylemleri, heyetin başkan aday adayı kişilerce yönlendirildiklerini ortaya koymaktadır.”
NEDEN YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİNDE BULUNMADILAR?
Muhalifler MHP avukatlarının mahkeme kararını temyiz ederken n ‘yürütmeyi durdurma veya tehiri icra’ talebinde bulunmadığını öne sürdü. Avukat Mete Han Özkan, ‘Kararın uygulanmasının geri bırakılmasını istemek hukuken mümkün değildir” dedi. Gerekçesini de şöyle açıkladı:
“Ankara 12’inci Sulh Hukuk Mahkemesi, gerekçeli kararında Türk Medeni Kanunu’nun 75/2’nci maddesi uyarınca davanın kabul edildiğini açıklamıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 367/2’inci maddesi ‘Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez’ hükmüne yer verilmiştir.
Yani bu karar kesinleşmeden icra edilmesi, yani uygulanması yani kongrenin toplanması hukukin mümkün değildir. Kanun maddesi çok açık bir şekilde bu tip kararların kesinleşmeden uygulanamayacağını belirttiğine göre, yerel mahkemenin kararı Yargıtay nezdinde temyiz edilirken dilekçede kararın uygulanmasının geri bırakılmasını istemek hukuken mümkün değildir. Bu açık hükümlerden anlaşılacağı üzere çağrı heyetinin yetkisi ancak Ankara 12’inci Sulh Hukuk Mahkemesi kararının Yargıtay denetiminden geçmesi ve bu kararın onaylanması halinde geçerlilik kazanacaktır.”