Hayriye Nurcan Yazıcı
Bu sıkıntılı günler geçip gittiğinde aklımızda kalacak iki güzel şey olacaktır.
Birisi bilim adamlarımızın ve sağlıkçılarımızın bizler için canla başla çalışması…
Diğeri müziğin “balkonlarda ve sokaklarda, sanatın her çeşidinin sanal ortamlarda” yaşamımıza kattığı güzellikler.
Özellikle 23 Nisan günü balkonlarımızda birlik ve berberlik içinde söylediğimiz marşlar ve paylaşılan heyecanlar en güzel anılarımız olarak hep hatırlanacaktır.
O saatlerde, ülke olarak bu zor günlerin üstesinden gelebileceğimizi damarlarımıza kadar hissettik.
Dolayısıyla bu türden süreçlerin iyi yönetilmesi için iki şeye ihtiyacımız olduğunu anlamış durumdayız. BİLİM VE SANAT.
İnsanların evrene dair bilgi elde etmek, hayatı açıklamak, ortamlarını iyileştirmek, moral bulmak ve toplumla iletişim içinde olmak için kullandıkları iki önemli olgu “bilim ve sanat”.
Bilim virüse karşı aşı ve ilaç üretmek, sanat ise insanlara, kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak için büyük bir çaba içinde…
Özellikle sanat, uzak kaldığımız doğadaki ve çevremizdeki güzellikleri hissetmemiz ve yaşamamız için yanı başı kitabımız gibi.
Sanatın bize kazandırdıkları ile yaşama bakış açımız değişirken, çirkinliklere ve zorluklara olan tahammülümüz artıyor.
Platon, müziğin insan ruhuna kattığı ahenk ve ritim duygusunun insan yaşamında ruhsal denge sağlayacağını öne sürer.
Sanat, belki sorunları çözmüyor ama insanların sorunlar karşısındaki duruşlarını ve sabırlarını güçlendiriyor. En çok da insanların, sorunlarını çözebilme yetilerini geliştiriyor.
Bu süreci atlatmak için dünya bilime ve sanata sarılmış vaziyette.
Sokağa çıkma yasağının insanlar üzerinde oluşturduğu karamsarlığı dağıtma çabasında olan sanatçılar insanlara, internet üzerinden ulaşarak en faydalı dönemlerini yaşıyor. Sosyal medya hesaplarından canlı konserler veriyor, sohbet ortamları kuruyorlar.
Ünlü sanat kurumlarının arşivleri internet üzerinden erişime açılmış durumda…
Dünyaca çok önemli müzelerin ve galerilerin online turları mevcut…
Kitaplar, televizyonda izleyebileceğimiz filmler, diziler hepsi bir tuşa dokunmak kadar yakın…
Sorun ortak olunca!..
Gördük ki sorun ortak olunca, toplumun ortak dili sanat devreye giriyor. Umarım sanatçılar, bundan böyle de her ortamda bu sorumluluklarının idrakinde olurlar.
Özetle;
Bugünlerde insanların, en az ilgi gösterdiği alan siyaset.
BİLİM ve SANAT ise insanların en fazla güvendiği, çözüm aradığı ve umut tazelediği alanlar.
İnşallah bundan böyle, gerçekleri idrak eder. Bizi ve dünyayı neyin değiştireceğini, iyileştireceğini ve de en fazla neyle meşgul olmamız gerektiğini anlarız.
Sağlıkla kalın. Hayırlı Ramazanlar.
