Namık Açıkgöz
Artık mevsim güzdür.
Okullarımızda öğretilen takvim ve mevsim bilgisine göre Eylül, Ekim ve Kasım ayları sonbahar mevsimi demektir. Yani okullarda öğretilen takvime göre 1 Eylül’den itibaren son bahar/ güz aylarına girdik ve bu mevsim Kasım ayı sonuna kadar devam edecek.
Okullarda öğretilen bu bilgi doğru mu?
Yazı konusu yaptığıma göre öğretilen mevsimlerde mutlaka bir problem var ki ele alıyorum.
Evet!…
Okullarda öğretilen takvim bilgisi yanlıştır.
Hemen itiraz etmeyin!… Anlatayım; bana hak vereceksiniz. Çünkü anlatacaklarımdan bazılarını siz de biliyorsunuz.
Başlayalım.
Yılın en uzun gecesi, 21 Aralık; gece ile gündüzün eşit olup günlerin uzamaya başladığı gün 21 Mart; yılın en uzun günü 21 Haziran; gece ile gündüzün eşit olup gecelerin uzamaya başladığı gün de 21 Eylül’dür.
Bunlardan bazılarını biliyorsunuz. Mesela 21 Aralık gecesini. O geceye şeb-i yeldâ denir. Şairin “Yılın en uzun gecesini yıldız falına ve vakit ayarlama işine bakan ne bilir?… Yılın en uzun gecesini gam çekene sor” dediği şu beytinde, “şeb-i yeldâ” ne güzel dile getirilir:
Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir
Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat
21 Mart için uzun uzun yazmaya gerek yok. Geceler kısalmaya, hava ısınmaya ve hayat uyanmaya başlar. Şiirler, şarkılarla anlatılır 21 Mart Nevruz günü. Asya toplumlarında (Türkler, Farslar, Kürtler) bu günü bayram olarak kutlanır.
21 Haziran ile ilgili pek bilgi yoktur. Yaz sıcaklarının başladığı günlerde bahardan yaza geçişte arada kaynar gider 21 Haziran. Bu arada şu bilgiyi vereyim. Eski Türklerde ve günümüzde bazı Türk gruplarında “ilk bahar” adlandırması yoktur; onun yerine “yaz” kelimesi kullanılır; bizim “yaz mevsimi” dediğimize de eski Türklerde “yay” denirdi. “Yayla, yaylak” kelimeleri de bu kelimeden türetilmiştir.
21 Eylül ile ilgili ne biliyoruz?
Herkes ansiklopedik bilgi olan “ekinoks: güneş ışınlarının ekvatora dik vurması” ile bilgiler çerçevesinde cevap verecek sorumuza.
Evet. 21 Eylül günü de tıpkı 21 Mart günü gibi güneş ekvatora dik vurur ama 21 Mart’ın arkası bahar; 21 Eylül’ün arkası son bahar ve kıştır. (Rahmetli Halil Aga sağ olsaydı Mezopotamya kültüründeki Tamuza/Dumuzi ve İnanna ilişkisinden; Tamuza’nın yılda iki defa ölmesinden ve bunun da ekinoksla ilgisinden bahsederdi ama yok!… Aga 25 Kasım 2019 günü zamansız ve mevsimsiz âleme göçtü. İyileşince Muğla’ya gelecek ve Mezopotamya-Sümer takvim bilgisinden söz edecekti. Olmadı!…) 21 Eylül’de hava değişimi rüzgârdan fırtınaya dönmeye başlar. Muğla’da meşhuur Deli Memet rüzgârı bu günlerde başlar ve denizleri hırçın, insanları sersem eder.
Muğlalı hemşehrilerimizin “Deli Memet” dedikleri rüzgârın adı Anadolu ağızlarında ve eski kültürümüzde Mihrican idi. Bu kadar güzel bir isim şiddetli rüzgârların başlangıcını ifade eden Farsça bir kelimedir. Fars takviminde Eylül, “Mihrgân” ayına denk gelir. Biz bunu “Mihrican”a çevirmiş ve rüzgâr adı olarak kullanmışız. O güzel türküyü hatırlayın:
Mihrican mı değdi, gülün mü soldu?
Gel ağlama garip bülbül ağlama
Şayet bu türküyü dinlemediyseniz; tam mevsimindeyiz. Şu linkten dinlemenizi tavsiye ederim: https://www.youtube.com/watch?v=ukyQsB-gA8I
Eylüldür.
Mihricandır.
Mihrican esmektedir; esmekte ve gülleri soldurmaktadır. Serçelerin, fırıklıkların uçuştuğu bu günlerde bülbüllere de ağlamak kaldı.
***
Bir gün dünyada yetkili biri olursam her ayın 1’ini 21’ine kaydıracağım. Çünkü atmosferik olaylar bunu gerektiriyor.