Türkeşçi olmak!
Türkeşçi olmak:
Merhum Başbuğ’a son zamanlarında (söylentilere veya iddialara göre) hayatı zindan edip;
O’na kültablası fırlatmamaktır..
Bu bağlamda, Türkeşçi olmak:
Son günlerde yeniden debreşen bazı tutum ve davranışlarıyla, (benim tam 30 yıl kadar önce O’na verdiğim)
“Kızıl yenge” sıfatına yeniden dönmemektir!
Türkeşçi olmak:
O’nun soyadını taşımakla birlikte, aziz ruhunu muazzep edercesine; “boyalı” medyaya malzeme olup, mankenlerle denizde çiminmemektir..
Türkeşçi olmak:
İlla O’nun sülbünden olmak şart değildir. Manevi evlatları olarak; izinde yürümek, fikirlerini yaşatmak demektir!
Türkeşçi olmak..
Hamamönü’nde, Yenimahalle’de film fırıldak çevirmek değildir..
Türkeşçi olmak:
Kapı kapı, yada parti parti gezmek değildir..
Türkeşçi olmak:
Yazdığı mektupla MHP’yi CHP’lileşmekle suçlayıp, bunu da, Feytullah’ın gazetelerinde ve televizyonlarında yayınlatıp, ardından CHP’den belediye başkanı olmak değildir..
Türkeşçi olmak:
CH(İ)P-SA+HDP/PKK Konsorsiyumunu kurup, bu meşum yapıya intisap etmemektir..
Türkeşçi olmak:
İP’in Genel Başkanını “fetö’den destek almakla” itham edip, ardından suçladığı o partiye girmemektir..
Türkeşçi olmak:
MHP’de vekilken, “İP” dediği parti ile beraber olduğu ittifakı “fetö destekliyor” iddiasında bulunup, bir süre sonra suçladığı bu yere ‘usta’ca bir manevrayla katılmamaktadır..
Türkeşçi olmak:
MHP’yi okullarda “andımız’ın kaldırılmasına ses çıkartmamakla” suçlayıp, beri taraftan Apo’nun ev hapsine alınmasını isteyen ve aynı zamanda “andımızın” okutulmasına karşı çıkan birini; Genel Başkan Yardımcısı yapmamaktır..
Türkeşçi olmak:
Türkiye Cumhuriyeti “Çerkesleri asimile etti” diyen bir densizi kurucu üye yapıp, ardından da partide önemli göreve getirilmesine meydan vermemektir.
.
Türkeşçi olmak:
Atatürk’ün kurduğu partinin başına bir kaset kumpasıyla geçen ve bir kere bile kendisinden “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü duymadığımız Kemal Kasettaroğlu’nun peşine takılıp, dümen suyuna girmemektir!
Türkeşçi olmak:
Sorunlarına çözüm bulmak yerine, tatil ve gezip tozmaları yüzünden İstanbul’a sadece turist olarak ancak gelebilen. Gittiği Diyarbakır’da ise “Diyarbakır annelerini” görmezden gelip, aksine bölücü belediye başkanlarını ziyaret ederek onlara destek veren birini; Atam Fatih Sultan Mehmet Han’a benzetmemektir..
Türkeşçi olmak:
Gittiği yerin adamı veya üflenen kavalı olmasına vede oranın borazanını öttürmesine rağmen, “Eski MHP’li veya eski ülkücüyüm” diye zırvalamamaktır…
Türkeşçi olmak:
“Kurduğumuz parti, Merkezdeki boşluğu dolduracaktır.. Yani biz merkez partisiyiz” açıklamalarıyla yeni bir parti kurup;
Riyakarca, ülkücü, milliyetçi söylem ve eylem gösterilerinde bulunmamaktır..
Türkeşçi olmak:
Bir partinin kuruluş aşamasında insan unsurunun yanısıra en önemli faktör olan ve çok büyük maliyetler gerektiren FİNANSMAN’ın yani PARANIN kimler tarafından ve nasıl sağlandığını net bir şekilde açıklamaktır..
Türkeşçi olmak:
“Kızıl Soros” lakaplı bölücü hamisi Osman Kavala’ya destek olmamaktır.. Keza O’na arka çıkanlarla yanyana durmamaktır..
Türkeşçi olmak:
“Ben bir daha asla ‘ülkücüyüm’ demeyeceğim” beyanında bulunmamaktır..
Türkeşçi olmak:
Bölücü Selo’yu “Kürtlerin temsilcisi” olarak görüp, O’nun kahvaltı davetine olumlu yanıt veren “Madam’ın” arkasında yürümemektir…
Türkeşçi olmak:
Her tarladan bir kesseğin yeraldığı ve adeta bir gökkuşağını oluşturan ne idüğü belirsiz, Nato’cu bir oluşumda yer almamaktır..
Türkeşçi olmak:
Bölücübaşı Apo’nun “eşit yurttaşlık” kavramını kurduğu partinin programına almamaktır!
Türkeşçi olmak:
Geçmişte Orhan Doğan’ın, yakın tarihte ise “Madam’ın” Tekirdağ İlimizde “Türkiye mozayiktir yada Türkiye mozayiği” sözlerine; Merhum Başbuğ’un “Ne mozaiği, mermer ulan mermer” kükreyişiyle cevap vermektir..
Türkeşçi olmak:
ABD pamuğundan yapılıp, İngiliz dokuma tezgahlarında üretilip piyasaya sürülen İP’e mandalla asılan çamaşır olmamaktır..
Türkeşçi olmak:
J. Biden’den, Pensilvanya’dan, İMF’den kesinlikle “dost” olmayacağını bilmek, bu meyanda medet ummamak; emir veya talimat almamaktır..
Türkeşçi olmak;
Vatandaşı dinliyoruz ayağıyla gittiği her yerde çeşitli kurmaca senaryoları devreye sokmak değildir..
Türkeşçi olmak:
Koşarak arkasından yetiştiği Şehit yakınının yüzüne aleni sövmek, ardından sövdüğünü inkar etmek; en önemlisi de, çeşitli kılıfların ardına saklanıp “arsızca” söven birine arka çıkmamaktır..
Türkeşçi olmak:
Demokrasiye inanmak, her vatandaşını aziz bilmek, millet iradesine saygı göstermek; seçimle gelmek, seçimle gitmektir…
Türkeşçi olmak:
Sözde değil özde birer ülkücü olarak,
“Bu ülkeyi karşılıksız sevmek”, gerektiğinde de; Türkiye için, büyük Türk milleti için, yardan, serden, makamdan ve mevkiden vazgeçmektir..
Fikir, düşünce ve tespitlerimi siz değerli okurların takdirine bırakıyor;
Varsa eksik bırakıklarımı sizler tamamlayınız diyor..
Türkeşçi olmak:
Fikirlerine sadık fertler olarak;
O’nun “Ülkücülük sadece MHP’de olur” direktifine;
kayıtsız şartsız uymaktır!
Diyerek, bitiriyorum…
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!
Harun KILIÇ
ANKARA