DOLAR 32,3256 % 0.22
EURO 35,1131 % -0.07
STERLIN 41,0088 % -0.03
FRANG 35,8339 % 0.34
ALTIN 2.300,19 % 0,99
BITCOIN 2.305.512 1.775

FİSEBİLİLLAH ALLAH YOLUNDA ŞEHİT ÜLKÜCÜ ALPEREN

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
FİSEBİLİLLAH ALLAH YOLUNDA ŞEHİT ÜLKÜCÜ ALPEREN

Halim KAYA

Yücel Amil daha önce “Şişli’de Ülkücü Mücadele” adını taşıyan bir kitap yazmış ve bu kitap üzerine bir değerlendirme yazısı da yazmıştık. Bu kitabın önsözünden anlıyoruz ki Ülkücü Hareketin Arşivi Metin Turhan kitabın daha doğrusu “Şişli’de Ülkücü Mücadele”, “Şişli’nin Serdar-ı Ekrem Şehidi Yusuf Bahri Genç” ve üçüncü kitap “Şişli’deki Ülkücü Şehitlerimiz” kitaplarının meydana çıkmasında arşiv ve düzenleme hususunda katkı sunmuştur.

Ben Ülkücü Harekete mensup herkesin hatıralarını yazması gerektiğine inananlardanım. Çünkü yazılanlar Metin Turhan’ın dediği gibi “Ülkücü hafızaya katkı bırakacak bu kitap verilen mücadelenin yarınlara taşınmasında önemli bir belge niteliğini taşıyacaktır” (S:5) ya da bir kaç ay önce Covid 19’dan kaybettiğimiz Merhum Mahmut Metin Kaplan’ın “Başbuğ Türkeş, 1980 Öncesi Ülkü Ocakları Genel Başkanları Alparslan Türkeş’i Anlatıyor” adlı kitabını hazırlama  gerekçesi olarak ileri sürdüğü “Araştırmacıların yararlanacağı ülkücüler tarafından yazılmış bir kaynak yoktu, yarın akademik araştırmalar yapan kişilere birinci elden hazırlanmış kaynak vazifesi görecek bir kitap”  olacaktır. Ancak “herkes yazmamalı, kimi ne yazdığını bilmiyor, maceralarını yazıyorlar, topluma örnek ve nasihat olabilecek hiçbir şey bulunmuyor yazdıklarında” diyerek haklı bir şekilde karşı çıkanların endişelerini de giderebilmek için Metin Turhan gibi tebarüz etmiş üstatlardan destek alması, yazılan metin süzgeçlerinden geçmesi gerekir.

Şişli’nin Serdar-ı Ekrem Şehidi Yusuf Bahri Genç” kitabı Ocak 2022 de ilk baskı olarak Tulpars Yayınları tarafından 414 sayfa olarak basılmış. Kitapta Yücel Amil’i tanıtan bir Özgeçmiş, Metin Turhan tarafından yazılmış bir Önsöz den sonra Yusuf Bahri Genç’in bir fotoğrafı konulmuş ve akabinde kitabın “MHP Şişli Teşkilatında Yusuf Bahri Genç Dönemi” başlığının altında çok sayıda alt başlıklardan oluşan ana gövdesi bina edilmiş.

Yücel Amil’in Yusuf Bahri Genç’in atalarını anlatırken verdiği onların yaşantılarından bahseden örnekler zamanımız insanına da nasıl olunması gerektiği ya da düzgün ve faydalı bir insan olmanın yolu yordamı öğretilmektedir. Yücel Amil’in zaman zaman olaylara vakıf olmuş şahitler tarafından anlatılanları yorumlaması sosyolojik ve tarihi bilgilerin sözlü anlatımdan yazılı ilmi kayıtlarla karşılaştırılıp özdeşleştirilmesiyle destansı akıcılıkla bir solukta okunacak gerçek bilgiler vermektedir. Vatan işgale uğradığında halkın nasıl davranması gerektiği kişilerin yaşayışlarıyla örneklendirilerek verilmektedir. Hatta zaman zaman anlatan kişilerin ağzından ahlaki nasihatler ve öğütlerle örnek alınacak ideal insanların yetişmesinde atalarının yetiştirme tarzları ve dikkat ettikleri hususları günümüz ebeveynlerine sizde evlatlarınızı bunlara dikkat ederek yetiştirin der gibi aktarmaktadır.

Yücel Amil, Yusuf Ziya Genç ve Genç ailesinin bir kolunun 1940 yılında köyleri Karaçukur’dan alınarak daha önceden Rumların yaşadığı Haşere’ye yeni adıyla Yeşildere köyüne yerleştirilişini ve Papazın Konağının Yusuf Ziya Genç ailesine tahsis edilerek ilim irfan yuvasına döndürülmesini anlattığı kısımda Bölgedeki Rumların sırf kendilerine yasak olan işlerde çalışmak için Müslüman görünüp gizli Hristiyan olduklarını, yani bir nevi Sebataycılık gibi bir davranış sergilediklerini ve Yunancada Krifos ya da Kripto “gizli, gizlenmiş, saklanmış” (S:32) olarak isimlendirildiklerinin bilgisini vermektedir. Türk milletinin kripto ve dönmelerle her dönem başı belada olmuştur. Onlar çevirdikleri fırıldaklar ve Türk milletinin ve Türk devletinin aleyhine dış mihraklar ile yaptıkları işbirlikleriyle içeriden büyük darbeler vurmuşlardır.

Yücel Amil önceki kitabı “Şişli’de Ülkücü Mücadele” de olduğu gibi bu kitabında da olaylarla ilgili başka kitaplardan alıntılar yapıp anlatılanları tamamlamakta, bilinmeyen kısımlarını aydınlatmaktadır. Ayrıca olayları mikro düzeyde şahıslaştırarak anlatım ve etki gücünü ve genelden özele doğru sahiplenilmeyi artırmıştır. Ülkücü bir şehidin hayatının ele alındığı bir ferdi olaydan vatan savunması gibi önemli ve genel bir konuya geçişler yaparak da mikro düzeydeki bir mevzuyu genel düzeyde önemli kılmayı başarmıştır.

MHP de görev Allah rızası için yapılacak hizmettir.

MHP Şişli ilçe başkanlığına yeni bir başkan aranıyor, yapılan istişarelerden MHP’nin aday çıkarmayıp desteklediği Şişli Bağımsız Belediye Başkan adayı olan Yusuf Bahri Genç’e teklif götürülür. Ama Yusuf Bahri Genç seçimden sonra üye olduğu Şişli MHP ilçe başkanlığını kabul etmez. Yıllarca yaşadığı Gümüşhane, Malazgirt ve İstanbul gibi illerde ve bu illere komşu illerde gönüllü irşad vazifesi görüp gezerek insanlara din ve İslam akaidi anlatan Yusuf Ziya Genç de odada oturmaktadır. Teklifi götüren öz kardeşi ülkücü Mustafa Genç ile Mehmet Özdemir evde ısrarlı bir şekilde Yusuf Bahri Genç’i ikna etmeye çalışırken komünistlerin banka soygunu haberini dinleyen babaları Demirci Hoca lakaplı Yusuf Ziya Genç bastonun ucuyla omuzundan Yusuf Bahri Genç’i dürterek “Ne nazlanıp duruyorsunuz! Şimdi değilse ne zaman? Yusuf kabul et, gidin en kısa zamanda görevi devralın. Şimdi yapmazsan, ne zaman yapacaksın. Oğlum; Allah rızası için tam da görev zamanıdır.” der sonra Mehmet Özdemir’e dönerek “tamda zamanıdır. Bu Allah rızası için yapılacak bir hizmettir.” (S:74) diyerek sanki oğluna hem icazet vermiş hem de emri vaki ile ona ilçe başkanı olmasını önermiş. Yoksa maksat Allah rızası olmasa o hengâmeli günlerde MHP ve Ülkü Ocaklarında görev almak ateşten gömlek giymek demek iken öleceğini bile bile bunca insan görev alır mıydı? Yusuf Bahri Genç’i tanımlayan en özlü cümle Yücel Amil’in tespitiyle “Milliyeti Türk, dini İslam, iyi bir insan, dini bütün, imanlı, ihlaslı, tam bir mümindi.” (S:75) cümlesidir. Vefatından yaklaşık 43 yıl sonra hal bir insan için böyle bir söz söylenmesi onun ne büyük vasıflara sahip olduğunun alametidir. Ne mutlu kendisini bu şekilde hatırlatabilen insanlara.

Her eline kalem alan 12 Eylül öncesi öldürülen herkesi Ülkücü Şehit ilan ediyor. Ülkücü Şehitler sağlıklı bir şekilde hem bugün ki şehitlerin yaşadığı bölge, il ve ilçe teşkilatlarınca araştırılarak hem de o gün teşkilatlarda görev almış ve şehitlerimizi yakından tanıyan, ülkücü mücadelelerine tanık olmuş Yücel Amil gibi şahitlerin onaylamasıyla tespit edilmesi gerekmektedir. Böylece hem süfli emelleri için öldürülmüş kişilere şehit yaftası takarak ülkücü mücadelenin aşağılanmasına, hem de Allah katında peygamberlerden sonraki bir makam olan şehitlik makamının kirletilmesine engel unmuş olacaktır. Ülkücü şehitliğin kriteri Ülkü Dünya Görüşünün değer verdiği vatan, milleti dün ü devlet uğrunda bu değerlere karşı olan düşmanları tarafından öldürülen ve İslami şehitlik tarifine uymak, şehitlik mertebesine ulaşmak olmalıdır. Bu endişemi dile getirmemin sebebi sosyal medyada paylaşım yapan birinin paylaşımıdır.  Eminim ki paylaşım yapan kişi öldürülenin öldürülme sebebini bilmemektedir, hata o kişinin ülkücülerle hiçbir alakası olmayan biri olduğundan bile haberi yoktur. Ama Türkiye’nin başka bir ucundan nasılsa duyduğu bu ismi şehit ilan ediyor. Kendince de geçmişine sahip çıkıyor. Aslında bu ölen kişi 12 Eylül’den önce dost hayatı yaşadığı bir kadının durumu öğrenen kocasıyla işbirliği yaparak tuzak kurması sonucu hem de dost tutuğu kadının evinde öldürülmüştür. Bu ölen kişinin ismini ülkücü şehit diye paylaşması üzerine paylaşan kişiye mesaj attım ancak hiç mesaja bakmadı. Bugün genel bir kanaat olarak Ülkücü Şehit olarak 5000 civarında yuvarlak bir sayı verilse de aslında 3800 civarında hakiki manada ülkücü şehit olduğu ciddi araştırma yapanlar tarafından tespit edildiği zikredilmektedir.

Fikir arenasında bu yazılar, canı istediği için değil, canı pahasına yazılan yazılardır.” (S:110) Sıradan insanların anlam veremediği, sokakların kirletilmesi olarak gördüğü duvar yazılarının da anlamı vardır. Yücel Amil bunu sadece sokak hakimiyetinin sağlanması olarak görmez alan hakimiyeti sağlanarak devlet kurumlarının işlevlerini sürdürmesini de sağladığını, bölge halkının tamamen komünist tesirden kurtarılması ve ben ülkücüyüm demesinin sağlanması olarak görür. Hatta devlete sadakat, saygı ve bağlılık sağlanmaktadır.  Bu uğurda 1976 yılı Türkçüler Bayramı afişlemesi sırasında Timur Demir, Sitemkâr Başboğa ve daha sonra Murat Kılıç (Allah cümlesine rahmetiyle muamele eylesin) isimli ülkücülerin şehit edildiklerini ifade eder.

Yücel Amil uzun uzun TKP, Dev-Sol, Dev-Yol, Pol-Der, Dev-Genç, THKO, DDD, TİİKP, THKC, PDA, TİP gibi alfabenin bütün harflerini olasılık ve permütasyon vari rast gele kullanarak fraksiyonlara ayrılmış sosyalist, devrimci, komünist terör örgütlerinin eylemleri ve faaliyet alanları ile fikri yapıları hakkında Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Hakkı Öznur, Taha Akyol, Alper Aksoy, Muhittin Soyvural, Devrimci Sol İddianamesi ve bazı dergi, gazete vs. den alarak bilgi sunarak komünistlerin Türkiye’de yapmış oldukları ve yapmak istediklerini bütün açıklığıyla ortaya koymuş, okuyucuya o günlerin fotoğrafını göstermeye çalışmıştır.

Yusuf Bahri Genç’i öldürmek için Gültepe baskını ihbarı Şişli’deki Ülkücüler ile İlçe Başkanı Yusuf Bahri Genç ve MHP il Başkanı Recep Haşatlı tarafından bizzat Emniyet Müdürlüğüne bildirilmiş olmasına rağmen, mücadelede öne çıkan 60 ülkücü çeşitli bahanelerle göz altına alınarak, tutuklanarak zemin oluşturulmuş, bu boşluktan yararlanarak kamyonetlere doldurulmuş silahlandırılmış ve askeri telsizlerle donatılmış  100 komünist militan tarafından, tutuklu bulunan ancak salınması muhtemel MHP Şişli Gençlik Kolları Başkanı Yunus Meral’in mahkemesinin olduğu gün Yusuf Bahri Genç’in iş yeri, MHP Şişli İlçe lokali, Necati Çakıcının işyeri vs. ülkücülere ait bütün yerler, kamyonetlere monte edilmiş 2 makinalı tüfek, askeri bombalar, otomatik tüfekler ve tabancalar ile 45 dakika hiç durmadan saldırılıyor, taranıyor, bombalanıyor, gaz yağıyla çocuklar ve iş yerleri yakılmaya çalışılıyor ancak kolluk kuvvetlerinin gelmesi 3 saati buluyor. 100 metre ilerideki polis karakolunda hareket yok. Ve netice sadece Alaattin Çakıcı’nın amcasının oğlu Necati Çakıcı’nın öldürülmesi olayına indirgeyerek hafife alınmasından başka devletin kolluk güçleri bir iş yapmıyor. Tek teselli olabilecek Yusuf Bahri Genç’in tamamen tesadüf eseri olay yerinden birkaç dakika önce işleri dolayısıyla ayrılması nedeniyle öldürülmekten kurtulmasıdır. Asıl sorulması gereken bu tür olaylarda eksiklikleri, kusurları, ihmalleri olan Çetin Domaç, Hayri Kozakcıoğlu, Necdet Menzir vs. gibi şahıslar bu ülkede nasıl en yüksek görevlere hatta bakan olacak kadar yükseliyorlar.

Ülkücü gençler sadece komünist militan teröristlere karşı canını vatanını koruma mücadelesi vermiyordu, diğer tarafta adil olması gereken devlet, kamuya hakim olmuş komünist memurları eliyle ülkücülere zülüm ve işkence ediyor, yetmiyor bütün güçleriyle ülkücülerin ailelerine da ayrıca işkence etmeye devam ettikleri için ülkücü gençler ailelerini de komünist militanlardan ve devletin kadrolarını işgal etmiş militan memurlardan bütün tecrübesizliklerine, gençliklerine ve sahipsizliklerine rağmen koruma mücadelesi veriyorlardı. (S:154) Ülkücünün ülkücüden başka dostu yoktu. “Devlet vatandaşına sahip çıkmıyordu; vatanperverlerin payına ya musalla taşı, ya da zindanlar düşmüştü.” (S:157)

Süslü Arif’in komünist militanlar tarafından yakalanıp Keçi Deresine götürülüp, boydan aşağı silahla taranıp delik deşik edildikten sonra, öldü diye bırakıp giderlerken imdat istemek için bağırması üzerine tekrar geri gelerek ağzına silahın namlusunu sokup bir şarjörü boşaltmaları ve o boklu derede ölümle kalım arasında yaşadıkları, dereden çıkıp gecekondulardan yardım isteyişi aslında başlı başına bir edebi şaheser çıkarak kıvamda bir anlatışla anlatılmış ve bize ölümün kıyısında dönüşü gayet net bir şekilde tasvir etmiştir. (S:162-176) eğer senaryosu yazılsa buradan bir film ya da yüzyıllarca oynanacak bir tiyatro oyunu çıkabilir.

İnsanın inandığı, peşinden gittiği, itaat ettiği İdeoloji ya da fikir sistemi kendi kültüründen, medeniyet anlayışından neşet etmiyorsa milletine devletine zarar veriri, bu yabancı güdümündeki ideolojiler mensup olanlarını kullanır. Nitekim Dev Sol’cu Ferman Öztürk itiraflarında “Ben 12 Eylül öncesi komünistlerin kullandığı, daha komünizmin ne olduğunu bilmeden, kendimi onların içinde bulmuş, neye hizmet ettiğini bilmeden cezaevini boylamış, cezaevinde bu insanları yakından tanımış, bu canilerin iç yüzünü görmüş biriyim.” ve “orta ve lise sıralarında okuyan 14-15 yaşında, gençliğe ilk adımını atmış insanların eline silah veren, onlara daha fidanken solduran, cezaevlerinde çürümelerine neden olan bu acımasız teröristler”, “Sadece benin gibi sıradan örgüt militanının, Kıbrıs Rum kesiminden Atina’ya, Atina’dan Suriye’nin başkenti Şam’a, Şam’dan Tahran’a uçakla yolculuk yapmış olması” (S.177) şeklinde dile getirmiştir. Bu itirafta komünistlerin Filistin’de eğitim görmesi, yabancı devletler tarafından desteklenmesi, silah temin edilmesi gibi sonuçlar çıkarmamız kaçınılmazdır.

Yine Şişli ile irtibatlı olan şu an Bursa’da ikamet eden Av. Ali Seydi Çakırel’in yazmış olduğu “Pütürgeli Ali -Bir eylemcinin Anıları” kitabında da Yunus Meral ve Yücel Amil’den bahsedilmekte (S:186) ve mücadele ederken temas ettikleri olaylardan bahsedilmektedir.

Devlet kurumları, kolluk kuvvetleri, basın yayın kuruluşları adaletli ve haklıdan yana vazife görüp tolumun doğru yönlendirilmesi ve bilgilendirilmesi vazifesini yaparken tarafsız olmaktan ziyade adaletli ve hakkaniyetli ve doğrudan yana olmak zorundadır. Ancak Şişli’de ülkenin vatandaşı olarak kendi ifade etmek isteyen insanlara sen kendini ifade etmeyeceksin diye baskı kuran ve bombalayan, şehit eden komünist terör örgütü bölücü mensuplarının korunup kollanması, ülkücülerin göz altına alınarak suç isnat edilmeye çalışılıp ortamın boşaltılmasından yararlanarak komünistlerin bu esnada eylem yapmasına fırsat oluşturulması hiçbir hukuk devletinin kurumlarının ve yöneticilerini iş olmaması gerekir. Doğrudan, milletin faydasına olanın yanında olması gerekenlerin ülkücülerin yanında olmasından geçtik adaletli olsalar bari o da yeter denilecek olaylara maruz kalmaları göstermektedir ki devlet kurumları tarafsız bile olamamışlar doğrudan komünist militanlarla ortak olmuşlardır.

Ateş çemberinden geçildiği o günlerde ülkücü olmak ayır bir fedakârlık, ülkücü teşkilatlarda görev almak is daha ayrı bir fedakarlıktı.  MHP Şişli Gençlik Kolları Başkanı Yunus Meral’in “Ben bu yola çıkarken vurulacağımı, sakat kalabileceğimi, öldürülebileceğimi, zindanlarda çürüyeceğimi, çocuklarımın yetim, eşimin dul kalabileceğini göze almıştım.” (S:220) ifadelerinden anlaşılmaktadır. Biz de ortaokula başladığımız 1976 yıllında 12 yaşında Ülkü Ocaklarına gidip gelmeye başladığımızda en basit olarak bir gün cezaevine girerim diye düşünüyorduk. Cezaevine girenlerin orada çok okuyarak fikri olarak kendilerini geliştirdiklerini ve kitaplar yazdıklarını düşünüyordum. Ama ülkücülerin bir bir tutuklanıp karşıt görülü kamu görevlileri tarafından üzerlerine işlemedikleri suçlar atılarak, bu suçları kabul edecekleri ifadeler almak için işkenceler yapıldığını okuyup duydukça ülkücülere yapılanlara hem üzülüyor hem de devletin tarafsız ve adil olmamasını kabullenemiyordum. Bizi bu işkence hanelere düşmekten kurtaran ilk etken belki de ilçemizin ülkücülerin etkin olduğu bir ilçe olması, ikincisi İmam Hatip Lisesinde okumamız ve okulda komünist olmaması dolayısıyla komünistlerle karşıt görüş tartışmasına girecek bir ortamın olmaması, üçüncü etken ise mizaç olarak evden çıkmadan saatlerce kitap okuyan birisi olmamız hasebiyle çevreden karşıt görüşlü olarak fazla dikkat çekmememiz olmuştur. Zaten 12 Eylül ihtilalinin olduğunda1980 Haziran’ında ortaokulu yeni bitirmiş 1980 Eylül’ünde de 16 yaşında bir talebe olarak Lise birinci sınıfa ancak başlamıştım. Şimdi Ülkücülerin yazdığı hatıratları okudukça insan takatini aşan işkence uygulamalarına maruz kalmadığımız için Allaha şükrederken, bu sınavdan geçenlerin ne büyük insanlar olduğunu, ne büyük bir inançla ülkücülüğe sarıldıklarına şahitlik ediyoruz.

Yücel Amil’in konuşturduğu ülkücülerin geçmişte yaptıkları mücadeleleri anlatırken “biz okul sokmuyorlardı, okul boykotları oluyordu, okuyamıyorduk” gibi ifadeler Ülkücü hareketin bir antitez olduğunu, sonradan komünizme karşı oluştuğunu düşündürebilir ancak Ülkücü hareket bir antitez değil doğrudan doğruya tezdir. Çünkü ülkücülerin mensubiyet duydukları millet tarihin en eski milletidir ve insanoğlu mensubu olduğu milleti sever ve savunur bu fıtridir, herkesin anne ve babasını, kardeşlerini sevip sayması gibi, inandığı din de nerdeyse 1400 yıl önce vahyolunmuş ve komünizmden daha eskidir, ve din inancı da fıtridir. Dolayısıyla ülkücüler şahıs olarak teker teker bu değerleri savunmakla antitez durumuna düşmekten kurtulmaktadırlar. Ancak Filistin kamplarında eğitim görmüş uluslararası bir terör örgütü karşısında organize olma işi belki mücadelenin teker teker başarılı olmasın mümkün olmadığını görmeleri sonucu vardıkları bir netice olabilir ancak fikir sisteminin temeli onlara karşı olmaktan değil sahip olunan, vatan, millet, din vs.nin savunulması, zarar verilmek isteyenlerin önlenmesi içindir.

Yunus Meral’in 12 Eylül Cunta ihtilali üzerine yaptığı değerlendirmeye göre 12 Eylül “Kamuoyu araştırmaları MHP’nin gümbür gümbür geldiğini çok net bir şekilde gösterirken Türkeş’i mi iktidar yapsaydık?” ve “Amerikalı Başkana bizim çocuklar işi başarmışlar” diyen ABD yetkilileri sayesinde dışarıdan idare edildikleri anlaşılan yerli ortakları tarafından yapışmıştır. Bu Cunta Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönmesine sağlamış, PKK’yı 3-5 eşkıya statüsüne indirip bugünkü yaşanılanlara zemin hazırlamış, 12 Eylül’den sonra izledikleri ‘savaşma, seviş, hayatını yaşa’ felsefesi ile okuyan, düşünen, araştıran gençliğin yerine inançsız, imansız, uyuşturucu batağında, diskolarda, barlarda, okumayan, düşünmeyen vatan millet sevgisinden habersiz gençlik (S:269) oluşturmuşlardır.

12 Eylül 1977 yılından 12 Eylül 1980 ihtilaline gelene kadar gen son 3 yılda “Yaşanan bu ülkücü soykırım sürecinde 1850 ülkücü şehit edilmiş.” (S:303) diyerek 1850 ülkücü şehit sayan Yücel Amil bizim Ülkücü şehitler zamanın ülkücüleri ve bugünün Ülkü Ocakları yönetimi tarafında sağlıklı gerçek bir sayı ile tespit edilmeli ve sayı kargaşası önlenmeli, bilerek ya da bilmeyerek adli olaylardan ve yüz kızartıcı suçlardan ölmüş olanların ülkücü şehitler arasına karıştırılarak şehitlerimizin saygınlığına gölge düşürülmesini ve şehitlik müessesesinin sulandırılmasını önlemeliyiz. Şehitliğin İslam dairesinde ülkücülerin savunduğu vatan, millet, bayrak, din ü devlet uğrunda samimi duygularla mücadele ederken bu kavramlara düşman olan inançsızlar tarafından öldürülenlerin kavuştuğu bir mertebe olarak muhafazasının gerektiği düşüncemizi haklı çıkarmaktadır.

1978 yılında gün aşırı MHP Örnektepe teşkilat lokali ya kundaklanıyor, ya kurşunlanıyor, ya bombalanıyor, yakılıp yıkılıyor (S:304) ancak devletin kolluk kuvvetleri hala arama yapmak için lokalleri basıyor bu aramalardan sonra savunmasız oldukları sanki tespit edilerek komünist terör elemanlarına saldırmaları için zemin hazırlanıyor. İlçe başkanı Yusuf Bahri Genç’in işyeri 18 Eylül 1978 yılında bombalanıyor ve daha sonra yakılıyor, 11 Aralık 1978 tarihinde kurşunlanıp akabinde bombalanıyor, 27 Şubat 1979, 18 Nisan 1979, 21 Nisan 1979 tarihlerinde tekrar tekrar bombalanıyor ancak kolluk kuvvetleri bu bombalamaları önleyemediği gibi bu sıralar ülkücüleri gözaltına alıp suç yere uzun süreler göz altında tutarak savunmasız bırakmıştır. Dev Sol İddianamesine göre Şişli’de 90 ülkücü şehit edilmişti, bu sayının içinde öldürülen polisler, askerler ve vatandaşlar yoktur, komünistler 222 tane de ülkücü olmayan öldürülme olayının engel olunamayan failidirler. İşyeri bir yıl içinde 18 kere bombalanan, kurşunlana, yakılan yıkılan, sonra dükkanının vitrin önüne “UTANÇ DUVARI” dediği duvar ördüren Yusuf Bahri Genç’in basın toplantısındaki ifadesine göre “kolluk kuvvetlerine eylemi yapanları söylüyoruz, adreslerini veriyoruz hatta kaldıkları hücreleri gösteriyoruz ama onlara dokunmuyor. Aynı inden çıkıyor gelip adam öldürüyor yine aynı ine giriyorlar. Ertesi gün aynı eylemi tekrarlıyorlar ama bize nefes aldırmayan bu kâğıttan kaplan polisler onların semtine uğramıyor ve kılına dokunmuyor.” (S:306)

Şişli bölgesinden gözaltına alına Murat Yıldırım ve daha birkaç başka ülkücü gençlere de polis sorgusunda “Yusuf Bahri Genç ölürse ne olur?”  diye bir soru soruluyor. Yunus Meral bunu cezaevindeyken öğrendiğinde “Başkanı vuracaklar” diye düşünüyor.  Sanki onu durdurabilmek için polis tarafından bir plan yapılıyor şeklinde yorumluyor. Yunus Meral’i cezaevine ziyarete geldiğinde kendisine bir silah almasını söylediğinde ise Yusuf Bahri Genç “Başkan olacağın önüne geçilmiyor. Silah ruhsatı istiyorum vermiyorlar. Koruma görevlendirmiyorlar, sivil polisler peşimde bir suçüstü yapmaya uğraşıyorlar. Partiyi kapatmak için düğmeye bastılar. Bekliyorlar ki belimde ruhsatsız bir silahla yakalansın sonra gazetelere manşet yapsınlar. Güçlü bir delil elde edip partiyi kapatsınlar. MHP Şişli İlçe Başkanı silahla yakalandı dedirtip davama leke sürdürmem! Sen kafana takma takdiri ilahi, mutlaka kader ne ise o olur.” (S:363)diyerek cevap verir. Yunus Meral onun aziz hatırasına saygıyla onu “o bir alperendi, o bir yiğitti, tek korkusu yaptığı işin davasına ters düşmesiydi. Evet, büyük bir dava adamıydı, sözleriyle değil, özüyle yani her şeyiyle adam gibi adamdı.” (S:363) şeklinde vasfediyor. Ne mutlu ki ona bu dünyadan gittikten sonra ölümünün üzerinden on yıllar geçmiş olduğu halde o bir alperendi, dav adamıydı, sözde değil özde adamdı denilen bir hayat sürmüş ve bugün hayırla yad edilen bir hatıra bırakmış. Allah mekanını cennet eylesin.

Yücel Amil bir vefa örneği sergileyerek Yusuf Bahri Genç’in hatıralarını kitaplaştırarak ölümsüzleştirmeye çalışmış. Ancak anlatılanlardan anlaşılıyor ki Yusuf Bahri Genç kitap sayfalarına sığacak bir adam değil. Nasıl sağlığında Şişli dışına taşan bir adam idiyse, kitaptan da taşıyor. Yusuf Bahri Genç tam yaşanılacak adam. Yusuf bahri Genç hayatın kendisi. Ne Mutlu onunla yaşamış, onu tanıyıp arkadaş olmuş inşalara. Çağımızın derviş ruhlu mücahidi, alpereni Yusuf Bahri Genç 13 Mayıs 1979 da henüz daha ömrünün baharında 37 yaşında şehit ediliyor.

Yusuf Bahri Genç şehit olmuş alacaklılar alacağının derdinde, borçlular sırra kadem basmış, ortan kaybolmuşlar, cenaze işleri sırasında dükkanı açanlar ve birtakım komşular dükkandaki malzemeyi yağmalamış, vergi borçlarıyla daha önceden bombalanmış tahrip edilmiş bir dükkan ve üç yetim ile ortada kalan Meliha Hanıma MHP bir daire almış, Berker İnanoğlu bizzat dükkana gelerek Barış Manço, Perihan Savaş, Berker İnanoğlu yardım maksatlı birer çek vermiş (S:400), ancak hala borç çıkmaya devam etmiş, Meliha Hanım da Şehidim yerinde rahatsız olmasın diyerek her borcu var diyene ödemelerini yaparken sıkıştığı bir gün sabah namazından sonra 10 yaşlarında bir çocuk dükkana gelerek Meliha Teyze bunu babam gönderdi deyip, 4000 Markı eline bırakıp ortalıktan kaybolmuş (S:404), ve bu para ile Meliha Hanım kalan borçların da ödemiş ve dükkanı tekrar çalıştırılır duruma getirmiştir. “Şişli’nin Serdar-ı Ekrem Şehidi Yusuf Bahri Genç” kitabı Şehit Yusuf Bahri Genç’ten ziyade Sorgularda ve Cezaevlerinde yaşanılan işkenceler ve cezaevi hayatından bahseden yoğunlukta bir kitap olmuş. Onun için kitap iki ayrı kitaba bölünerek Yusuf Bahri Genç’ten bahseden bir kitap ve Sorgularda ve Cezaevlerinde yaşanılanlardan bahseden ikinci bir kitap olarak basılması daha uygun olacaktır kanaatindeyim. Ama hatıratlar arasında farklılığını muhafaza eden ve yorum ve değerlendirmeleriyle sadece hatırat olmaktan çıkıp analiz eden bir kitap olarak faydalanılacak ve okuyanları duygusallıktan düşünmeye sevk edecek bir özellik taşımaktadır.

YORUM YAP

Şuanda Yücel Amil adlı kişinin yorumuna cevap yazıyorsunuz. Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Yücel Amil 25.04.2022 / Yanıtla

YÜCEL AMİL:Öncelikle Halim Kaya kardeşime yaptığım çalışmalara gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.Onyıldan uzun süren bir çalışma ile 12 eylül öncesinde istanbul Şişli’de verilen ülkücü mücadeleyi bir doktara tezi çalışması yaklaşımı ile anlatmaya çalıştım. ilk kitabım “ŞİŞLİ’DE ÜLKÜCÜ MÜCADELE”, ikinci kitabım; “ŞİŞLİ’NİN SERDAR-I EKREM ŞEHİDİ YUSUF BAHRİ GENÇ” yayımlandı ve okuyucu ile buluştu. Aynı çalışmanın üçüncü kitabı “ŞİŞLİ’NİN ÜLKÜCÜ ŞEHİTLERİ” baskı aşamasında yakında inşallah okuyucusu ile buluşacak. Bu çalışmayı kitaplaştırmaktaki amacım tarihe not düşmektir. Halim Kardeşime her iki kitabımıda okuma lütfunda bulunduğu için teşekkür ediyorum. Halim kardeşim her iki kitabımıda tanıtmak için lütfedip çok güzel yazılar hazırladı ve yayımladı.Bu yazılar çok büyük ilgi gördü. Muhakkak ki o nefis tanıtma yazılarının çok büyük bir yankı uyandırması yaşanan olayların gerçek kahramanlarının büyüklüğünden kaynaklanmaktadır. Ben gelecek yüzyılın Türk Milliyetçilerine mesaj vermek istemiştim. Günümüz ülkücülerini de okuyup tefekküre teşvik edebileceksek ne mutlu bize. Halim Kaya kardeşime tekrar teşekkür ediyor. Tüm okuyucularımın; amilyucel@gmail.com adresime eleştirilerini bekliyor selam ve saygılar sunuyorum. Yücel Amil

Bağdar Caddesi Escorthamile pornobodrum escortbahis sitelerigaziantep escortgaziantep escortmaltepe escortbostancı escortanadolu yakası escortizmir escortdeneme bonusu veren sitelerhttps://www.tedxpenn.com/escort ankaraankara escorthttps://greenhousecraftfood.com/ataşehir escortbetperBetofficeMebbismatbetholiganbettrendyol indirim kodutipobetPusulabetCasibomstarzbet giriştipobetbetturkey twitterbetturkey girişvevobahisgobahisbetsatligobetistanbul escortslot siteleri https://en-iyi-10-slot-siteleri.comsekabetstarzbet adamsah.netbahis sitelerimarsbahiswinxbetbahis sitelericasino siteleriselçuksportsdeneme bonusuistanbul escortcasibomstarzbetpiabetstarzbet girişstarzbet girişbahsegelbahsegelklasbahisankara kombi servisiklasbahisbetebetbelugabahistipobetmariobetbetistmersin günlük kiralık evmarkajbetparibahisbetineceltabetmatadorbetgrandpashabetcasibomgobahisparmabetbettiltbetnisbetsatbetorspinligobetbetkanyonbetturkeyonwinsahabetrokubetmarsbahisextrabetikimisliwinxbetbahisalgorabetelexbetfunbahisartemisbetbetmatiksupertotobetoleybetbetlikekralbetperabetimajbetlimanbetsavoybetintobetdiscountcasinomostbetbetroadpiabetmeritkingholiganbetjasminbetasyabahisredwinbetkolikdiscountcasino7slotsmilanobetelitbahisorisbetxslotaresbetfavoribahispadisahbetnakitbahispolobetsekabetmatbetpalacebetmrbahistulipbetnorabahismilosbetrexbetjetbahisjojobetonbahissuperbetinbetexperbetperbahigopokerbetalordbahisvdcasinocasinovalebetonredpinupbahis1000baymaviakcebetnoktabetneyinebetturkeymariobetfavorisen1xbetBelge istemeyen bahis siteleribahiscomtipobetakcebet
escort Bağcılar escort Bahçelievler escort Bakırköy escort Bayrampaşa escort Beylikdüzü escort Güngören escort İstiklal escort Kadıköy escort Sultanbeyli escort Üsküdar escort Avsallar escort Mahmutlar escort Oba escort Mecidiyeköy escort Ölüdeniz escort Güllük escort Kültür escort Ataşehir escort Avcılar escort Başakşehir escort Esenler escort Esenyurt escort Fatih escort Gaziosmanpaşa escort Kartal escort Küçükçekmece escort Maltepe escort Pendik escort Sultangazi escort Ümraniye escort Adapazarı escort Yalıkavak escort güvenilir casino siteleri Yalova escort Muğla escort Aydın escort Çanakkale escort Balıkesir escort Tekirdağ escort Manisa escort Trabzon escort Kahramanmaraşescort Kütahya escort Osmaniye escort Sivas escort Tokat escort Çorum escort Yozgat escort Isparta escort Elazığ escort Ordu escort Edirne escort Erzincan escort Zonguldak escort Rize escort Uşak escort Kırşehir escort Erzurum escort Giresun escort Amasya escort Sinop escort Niğde escort Bolu escort Karaman escort Kırıkkale escort Bayburt escort Ardahan escort Gümüşhane escort Artvin escort Çankırı escort Bartın escort Sinop escort Bilecik escort Karabük escort Burdur escort Nevşehir escort Kıbrıs escort Kırklareli escort Kastamonu escort Düzce escort Aksaray escort Adıyaman escort Afyon escort Arnavutköy escort Bebek escort Beşiktaş escort Beykoz escort Beyoğlu escort Büyükçekmece escort Çatalca escort Çekmeköy escort Eyüpsultan escort Kağıthane escort Sancaktepe escort Sarıyer escort Şile escort Silivri escort Şişli escort Taksim escort Zeytinburnu escort Aliağa escort Balçova escort Bayındır escort Bayraklı escort Bergama escort Beydağ escort Bornova escort Buca escort Çeşme escort Çiğli escort Karşıyaka escort Fehiye escort Marmaris escort Gaziemir escort Dikili escort Menderes escort Menemen escort Torbalı escort Atakum escort Çerkezköy escort Yenişehir escort Bodrum escort Toroslar escort Tarsus escort Silifke escort Mezitli escort Erdemli escort Anamur escort Akdeniz escort Melikgazi escort Elbistan escort Lüleburgaz escort İzmit escort İlkadım escort Çorlu escort Battalgazi escort Yeşilyurt escort Milas escort Ceyhan escort Çukurova escort Kozan escort Sarıçam escort Seyhan escort Emirdağ escort Sandıklı escort Merzifon escort Suluova escort Taşova escort Altındağ escort Batıkent escort Çankaya escort Çubuk escort Etimesgut escort Haymana escort Kahramankazan escort Keçiören escort Kızılcahamam escort Mamak escort Polatlı escort Pursaklar escort Sincan escort Ulus escort Yenimahalle escort Aksu escort Alanya escort Belek escort Demre escort Döşemealtı escort Elmalı escort Finike escort Gazipaşa escort Kaş escort Kemer escort Kepez escort Konyaaltı escort Korkuteli escort Kumluca escort Lara escort Manavgat escort Muratpaşa escort Serik escort Side escort Didim escort Efeler escort Nazilli escort Söke escort Altıeylül escort Ayvalık escort Bandırma escort Bigadiç escort Burhaniye escort Dursunbey escort Edremit escort Erdek escort Gömeç escort Gönen escort Havran escort İvrindi escort Karesi escort Kepsut escort Susurluk escort Büyükorhan escort Gemlik escort Görükle escort Gürsu escort Harmancık escort İnegöl escort İznik escort Karacabeyescort Kestel escort Mudanya escort Mustafakemalpaşa escort Nilüfer escort Orhangazi escort Osmangazi escort Yıldırım escort Biga escort Çan escort Gelibolu escort Karahayıt escort Merkezefendi escort Pamukkale escort Keşan escort Aziziye escort Palandöken escort Yakutiye escort Odunpazarı escort Tepebaşı escort Araban escort İslahiye escort Karkamış escort Nizip escort Nurdağı escort Oğuzeli escort Şahinbeyescort Şehitkamil escort Yavuzeli escort Bulancak escort Espiye escort Görele escort Altınözü escort Arsuz escort Antakya escort Defne escort Dörtyol escort Erzin escort Hassa escort İskenderun escort Kırıkhan escort Kumlu escort Payas escort Reyhanlı escort Samandağ escort Eğirdir escort Yalvaç escort Foça escort Karabağlar escort Kemalpaşa escort Kiraz escort Kınık escort Konak escort Narlıdere escort Ödemiş escort Tire escort Urla escort Safranbolu escort Akhisar escort Alaşehir escort Kırkağaç escort Salihli escort Sarıgöl escort Şehzadeler escort Soma escort Turgutlu escort Yunusemre escort Akkışla escort Bünyan escort Develi escort Kocasinan escort Talas escort Yahyalı escort Gazimusağa escort Girne escort İskele escort Lefke escort Lefkoşa escort Başiskele escort Çayırova escort Darıca escort Afşin escort Dulkadiroğlu escort Göksun escort Onikişubat escort Türkoğlu escort Kızıltepe escort Mut escort Dalaman escort Gümbet escort Datça escort Kavaklıdere escort Köyceğiz escort Menteşe escort Turgutreis escort Ula escort Yatağan escort Fatsa escort Altınordu escort Ünye escort Düziçi escort Kadirli escort Ardeşen escort Akyazı escort Arifiye escort Erenler escort Geyve escort Hendek escort Karasu escort Kaynarca escort Sapanca escort Derince escort Dilovası escort Gebze escort Gölcük escort Kandıra escort Karamürsel escort Kartepe escort Körfez escort Akşehir escort Beyşehir escort Bosna escort Ereğli escort Karapınar escort Meram escort Selçuklu escort Gediz escort Simav escort Tavşanlı escort Doğanşehir escort Bafra escort Çarşamba escort Boyabat escort Kapaklı escort Süleymanpaşa escort Erbaa escort Niksar escort Turhal escort Akçaabat escort Of escort Ortahisar escort Yomra escort Armutlu escort Çiftlikköy escort Çınarcık escort Akdağmadeni escort Boğazlıyan escort Sarıyaka escort Sorgun escort Alaplı escort Çaycuma escort Devrek escort Ereğli escort Kilimli escort Kozlu escort