Ergun KAFTANCI
DÜNKÜ yazımda yine imlâ hataları yapmışım. Mesela “Duvalardaki küfürlerin…” demişim. Duvar sözcüğü, dikkatsizliğim yüzünden “Duva” olup çıkmış…
Hay ben elime…
Yeni bilgisayar da kâr etmedi, elim aynen devam, hatadan uzak duramıyor…
Şu cümlede de imlâ hatası yapmışım:
Şu cümlede de imlâ hatası yapmışım:
–Türkiye olarak Irak ve Barzani nezdinde yapabileceiğimiz hiçbir şey yok mu acaba!?
Cümledeki “Yapabileceğimiz”e bakın, bir i‘yi de sözcüğün göbeğine yakın yere fazladan kondurmuşum.
Anlayacağınız yine münasebetsizlik etmişim…
Irak Şii Yönetiminin… derken de “Yönetimi” deyip bırakmışım, in takısını unutmuşum. Bakalım abd-i âciz, ne zaman yanlışa düşmeyecek…
* * *
MHP Lideri Devlet Bahçeli birkaç gündür dinlencede…
Öyledir, kalp ameliyatı kolay kaldırılacak bir ameliyat değil, sonrasında bir süre dinlenmeyi gerektiriyor…
Devlet Bey üçlü koalisyon döneminde çok sıkıntılı günler yaşadı. Ülkenin birikmiş sorunlarını çözerken ortaklarından destek bulamadı, o da sıkıntısını sigara içerek gidermeye çalıştı…
Sonrası malûm…
3 Kasım seçiminde üçü de silindi, Meclis’e giremedi; onların boş bıraktığı alanı, din üzerinden politikalar üreten AKP doldurdu…
………………………… ……………………..
Geçirdiği sıkıntılı dönem Bahçeli’nin kalbinden ameliyat olmasını gerektirdi; tıkalı damarları açıldı, sigara kesinlikle yasaklandı…
Bu son operasyonla da kalp kapakçığının gerektiği şekilde çalışması sağlandı. Bahçeli‘ye geçmiş olsun diyoruz…
………………………… …………………..
Muhalifler 543 imzalı kurultay isteğini Genel Merkez’e verdi…
Yayılan haber ilginç; Genel Merkez’in kurultaya gidilmesini önleyecek yığınla planı varmış, onlar devreye sokulacakmış…
Hayret verici bir gelişme yaşanacak anlaşılan…
Bir partinin, ülkenin sorunlarını çözecek planlar yapacağı yerde halkın karşısına iç iktidarı muhafaza etmeyi hedeflemiş planlarla çıkması sizce normal bir siyasal tavır mıdır?
Bence değil…
MHP’yi güdük bırakmaya, ülke sorunlarına sırtını dönerek siyasal hayatta mis minnacık kalmasını sağlamaya çalışmak, kimsenin haddi değildir. O kimse velev ki Devlet Bahçeli de olabilir; milliyetçi ülkücü camia ona da asla izin vermeyecektir.
Ülke sorunlarına eğilmeyip parti iç iktidara eğilenlerden oluşmuş bir parti yönetiminden memleketin hayrına fazla bir şey beklenemez…
Delegelerin talebine karşı çıkarak planlar hazırlayan Bahçeli’nin kurmay takımı, MHP’nin kavruk kalmasından sorumludur ve istisnasız hepsi vebal altındadır.
* * *
SEN kaçak oldukları saptanmış lüks villaları yıkıp SİT alanını kurtarma, git ne kadar yoksul yurttaş varsa oturdukları 20-25 metrekareden ibaret meskenleri, kaçak yapı diyerek yık…
Yüzlerce yurttaşı da bu karda kışta evsiz barksız bırak…
Bunu yapan, yani villalara ilişkin yargının verdiği yık emrini dinlemeyen
Urla’nın CHP’li Belediye Başkanı…
Kadın Başkan, mahkeme emrini ters anlamış olabilir mi?
O nedenle mi yıkılması emredilen villaları bırakıp yurttaşın kulübelerini yıkmıştır…
………………………… ………………………… ….
Hani vardır ya, bazıları lafı (Biiip…) ından dinler, bu başkan da onlardan biri olmasın; villa lafınıgecekondu diye anlamış olabilir…
Yıkılan 74 evde 300’e yakın insan yaşıyordu…
Yarısına yakını seçmendi ve CHP’ye oy vermişti…
Gördüler CHP’yi…
AKP kafalı CHP’yi…
* * *
ABD Başkan Yardımcısı Biden ülkemize “Bir dem” almaya yani nefesimizi kontrole geldi, Ankara’nın keyfini kaçırdı…
İstanbul’u mekân tuttu…
Ne kadar AKP karşıtı aydın ve siyasetçi varsa onlarla görüştü. Calib-i dikkat olan, Biden’in iki Kürt kökenli aydınla da görüşmesi. İkisi de AKP’liydi…
HDP’liler ile de görüşen Başkan Yardımcısı’na “Öz yönetim” istekleri tekrarlandı ve uygulamanın ne olduğu anlatıldı…
Biden, Obama tarafından gönderildiğini saklasa da Başkan’ın Türkiye’nin nabzını bir de en güvendiği yardımcısının tutmasını istediği aşikâr…
………………………… ………………………… ..
Joe Biden özellikle de basın ve ifade özgürlüğünü vurguladı, “Basın özgürlüğü toplumun özgürlüğüdür” dedi…
Şayet Türkiye’de çağdaş anlamda basın ve ifade özgürlüğü olsaydı Biden bunları söyleyemeyecekti…
Garabete bakınız değerli okurlar; kısa süre önce de Başbakanımız Biden’in aksine ülkemizde basının özgür olduğunu, herhangi bir engelleme, sınırlama ve yasaklama bulunmadığını ifade etmişti…
Biden bunu yemedi, açtı ağzını, yumdu gözünü…
O da biliyordu ki onlarca gazeteci içerideydi, birçoğu yargılanıyordu; yayın yasakları konuyor,“Benim medyam – senin medyan” diye ayrıştırma yapılıyor, yalaka ve yalama gazeteciler kucaklanıyor, diğerleri haber toplantılarına bile akredite olamıyorlardı…
………………………… …………………….
Amerika ile Türkiye’yi kıyaslamak mı istiyorsunuz…
Kolları sıvamanıza gerek yok; Mister Joe Biden ile Bay Ahmet Davutoğlu‘nu basına ilişkin sözlerine bakarak kıyaslarsanız kanaatiniz kolayca oluşur efendim!
* * *
DERKENAR: Dem sözcüğü, Farsça’da soluk ya da nefes anlamında; Arapça’da ise kan demek. Cümlede Biden‘e uyak olsun diye nefes anlamında kullanıldı. Arzederim…