Kenan Eroğlu
Odgurmuş: Bazen çok tutarsız davranıyor, ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
Monşer-Usta: Hangi konuda tutarsız davranıyoruz?
Odgurmuş: Daha düne kadar karşı olduğunuz ve eleştirdiğiniz bir konuda mevcut iktidar tarafından bir adım atılsa hemen harekete geçerek, “olmaz, değiştirilemez, bu cumhuriyetin bir kazanımıdır, iktidarın keyfiyetine terk edilemez” gibi söylemlerle o değiştirilmek istenen duruma veya yapılan değişikliğe toptan ve kökten karşı çıkıyorsunuz. (Türk Tabipler Birliği konusunda olduğu gibi) Bu konularda biraz çifte standartlı bir tavır sergiliyorsunuz.
Eskiden sağ görüşlü iktidarlar hükümete geldikçe ulusalcı ve laikler kendi düşüncelerine uymayan her şeye karşı çıkarlar, hiçbir icraatı beğenmezlerdi. Hatta biraz daha ileri giderek her icraatı ve hareketi laiklik konusuna bağlarlar “laiklik elden gider-gidiyor” diye feryad ederlerdi.
Aslında; Doğal olarak, her siyasi parti iktidara geldiğinde kendi plan ve programını uygulama yoluna gider. Bundan daha tabii ne olabilir. Siyasi partiler seçimlere katılırlar ve seçimlerin sonucunda hangi parti çoğunluğu elde ederse ülkeyi o idare eder. Fakat ülkemizde sanki demokrasi böyle işlemiyor ve durum böyle olmuyormuş gibi, bir siyasi parti seçimler sonucunda iktidara gelmişse, ne yazık ki muhalifi-muvafığı herkes de o siyasi partinin ortağıymış gibi hareket ediyor. Her icraat konusunda “şunu neden yaptın”, “bunun neden yapmıyorsun”, “bu icraat yanlış” vs diyerek genellikle olumsuz davranışlar sergiliyorsunuz. Çoğu kez İktidara gelen siyasi partinin icraatlarını bile beklemeden aleyhte konuşmaya başlıyorsunuz. Çoğunluğu elde eden ve İktidara gelen siyasi partinin bir sonraki seçimde iktidardan düşürülmesi ve yerine kendi sevdiğiniz ve istediğiniz siyasi partinin iktidara gelmesinin önünde hiçbir engel yoktur.
Mesela: 1960 da Askeri darbe yaparak iktidara el konulmuş ve ardından Hükümetin tüm üyeleri hapse atılmış ve Başbakan dâhil iki bakan asılmıştı. Darbeyi gerçekleştiren askerler, “bir kere daha Menderes gibi bir lider gelmesin ve ülkeyi tek başına yönetmesin”düşüncesiyle kuvvetler ayırımı uygulamalarını getirmişlerdi. 27 Mayıs darbesinin yaptığı düzenlemeler sonucu getirdiği kurumları kaldırma, değiştirme gibi bir yola girildiği takdirde yine başlıyorsunuz, “olmaz, asla yapamazsınız. Geriye dönemezsiniz” gibi vaveylalarla ortalığı toz dumana katıyorsunuz.
1980 Askeri darbesi sonucuna devletin pek çok kurumunda düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler, Türkiye’yi ve Türk insanını yeniden tasarımlamak amacıyla yapıldı. Öğretmen evleri, polis evleri, yargıç evleri vs. hep bu dönemde açıldı. Askerlerin amacı, çeşitli meslek mensubu memurları sınıflandırmak ve belki de daha iyi kontrol etmek amacı güdüyor olmalıydı. O günlerde bu düzenlemelerin hiç birine karşı çıkmadınız. Ama bu gün bu kuruluşlardan birisi kapatılsa veya başka bir şekle dönüştürülse hemen harekete geçiyor. “olmaz, mümkün değil, değiştiremezsiniz.” Diyerek karşı çıkıyorsunuz. Esasında siz, iyi ya da kötü fark etmeden her türlü düzenlemelere karşısınız. Sizin beklediğiniz şey: Hükümette olanlar,“yapacakları icraatları önceden size sorsun, sizim onayınızı alsın” şeklindedir.
Monşer-Usta: Canım siz de abartıyorsunuz. Elbette iktidarları denetlemek her vatandaş gibi bizim de görevimizdir. Bize ters gelen veya alışılageldiğimiz durumlara ters gelen her icraatın karşısında olmak bizim verilmemiş görevimizdir.
Odgurmuş: Ama demokrasi sizin istediğiniz gibi işlemiyor. Demokrasinin kendi kuralları vardır ve o kurallara göre işler. Yukarıda da belirttiğim gibi; Ülkeyi idare etmeye talip olan her siyasi parti programını ortaya koyar, Milletimizin tasvibini alırsa iktidara gelir ve bir dönem programlarını uygular. Milletimiz eğer o siyasi partiden memnun olursa iktidar devam eder. Fakat olmazsa ilk genel seçimde değiştirir. Durum bundan ibarettir. Fakat siz ne yapıyorsunuz, sanki demokrasiye inanmıyorsunuz ve meşru yollardan iktidara gelen ve sizden olmayan her iktidara karşı çıkıyorsunuz. Şunu anlamalısınız; Sonuçta Ülke de bizim, Bayrak’da bizim, mehmetçik’de bizim. Hükümetler de bizim ülkemizi idare eden hükümetlerdir.
******************************
(1)- “Monşer-Usta”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz ülkücü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet
(2)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.