Ve Hasan Cemal, 15 yıl önce, 1998 yılında yazmaya başladığı Milliyet’ten ayrılıyor!
Önce bu noktaya nasıl gelindiğini hatırlayalım, sonra Hasan Cemal’i Milliyet’e veda etmeye yönelten son gelişmeleri paylaşalım.
28 Şubat’ta Milliyet’in manşetinde “İmralı zabıtları” başlığıyla yayımlanan Namık Durukan’ın haberi üzerine çıkan tartışmada Hasan Cemal iki önemli yazı kaleme aldı. İlk yazı “Barış olgunlaşmış durumda, resmin bütünü sakın ola gözden kaçmasın!” başlığıyla 1 Mart Cuma günü yayımlandı. Cemal’in bu yazısı, Milliyet’e ve Namık Durukan’a kutlamayla başlıyordu.
Cemal’in, Abdullah Öcalan’ın BDP heyetiyle İmralı’da yaptığı görüşmeye ilişkin notların yayını üzerine Milliyet’teki ikinci ve son yazısı 2 Mart Cumartesi günü “Sayın Başbakan, tarihin eli yine omzunuzda, tarih bazen yaşarken de yakalanır!” başlığını taşıyordu. Cemal bu yazıda, Milliyet’in İmralı notlarını yayımlamasını suçlayanları eleştiriyor ve “Gazete yapmak ayrıdır, devlet yönetmek ayrıdır. İkisi birbirine karıştırılmasın. Kimse de kimsenin işine öyle karışmasın” diyordu.
Başbakan Tayyip Erdoğan, bu yazının yayımlandığı gün, yani 2 Mart Cumartesi günü Balıkesir’de yaptığı konuşmada “Gazeteciliğiniz batsın” derken doğrudan Hasan Cemal’in yazısına gönderme yaptı. Hatırlayalım:
“Bu medyanın bazı uzantıları, kalemşörleri şunu yazıyor. Devlet yönetmek başka bir şey, gazete yapmak farklı bir şey. Eğer bu ülkeye bu millete zerre kadar sevdanız varsa şu çözüm sürecine katkıda bulunmak istiyorsanız böyle bir haberi atamazsınız, atmamanız gerekirdi. Bu süreç hassas bir süreç. (…) Eğer böyle gazetecilik yapacaksan, batsın senin gazeteciliğin…”
Erdoğan, üç gün sonra, partisinin grup toplantısında da Milliyet’in haberini “gayri milli yayıncılık” olarak hedef gösterdi.
Milliyet’in sahibi Erdoğan Demirören, Başbakan’ın çıkışının ardından Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak’a, Hasan Cemal’in, gazetesinin yayınını savunan tavrından duyduğu rahatsızlığı iletti. Demirören, Cemal ile Başbakan’ın çıkışını köşesinde eleştiren Can Dündar’ın yazılarına son verilmesini istemiş, Sazak ve yazı işleri direnmişti.
Milliyet’i sarsan kriz, Dündar’ın yazılarına devam etmesi, o hafta salı günü yazısı istenmeyen Hasan Cemal’e ise iki hafta ceza verilmesi formülüyle donduruldu. İki haftalık süre bugün doldu ve gözler Milliyet cephesine çevrildi. Nitekim Cengiz Çandar, Radikal’deki köşesinde, yaklaşık 40 yıllık arkadaşı ve meslektaşı Hasan Cemal’in salı yazısının yayımlanıp yayımlanmayacağını merakla beklediğinin altını çiziyordu.
Derya Sazak, pazartesi günleri yayımlanan editoryal yazısında, İmralı notlarının yayınına ilişkin olarak yaşanan kriz için dikkat çeken bir ifade kullanmıştı:
“Haberi yayımlarken mesleki ilkelerimizden ödün vermedik. ‘Editoryal bağımsızlığın’ sınırlarını tartışmaya açma pahasına süreci, ‘genel yayın politikalarıyla uyumlu’ yönetme sorumluluğu bana aittir.”
T24/ Doğan Akın