Ne oldu da AK Parti dış politikası değişti?
İhsan Dağı
Eskiden dış politikayı ‘devlet’ yapar, ‘devlet’ uygulardı. Öyle hükümetlerin falan kendilerine özgü dış politikaları olmazdı. Devlet politikasıydı dış politika, bürokrasinin çelik kanunu gibi değişmez, hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemezdi.
Türkiye’nin demokratikleşmesine, vesayet rejiminin dönüştürülmesine, yeni ekonomik aktörlerin ve düşünce kuruluşlarının yükselmesine, dünyayla entegrasyonuna paralel olarak bu geleneksel ayrım ortadan kalktı.
Artık dış politika derken ‘devlet politikası’ndan değil ‘AK Parti politikası’ndan söz ediyoruz. Normal olan da bu; dış politikayı hükümetler yapar, devletin bürokrasisi uygular.
Geçmişte farklıydı. Dış politikanın stratejik amaçları, yöntemi, yönelimi ‘devlet elitleri’nin verdiği kararla belirlenirdi. Çünkü vesayet dönemlerinde dış politikanın seçimle gelmiş iktidarlara bırakılması doğru görülmezdi; siyasetçiler güvenilmez, popülist, kendi çıkarlarının peşindeki insanlardı! Sınırları derin bürokrasi çizer, gündelik uygulamayı siyasal iktidar yürütürdü.
Bütün bu hikayenin gerisinde tabii ki sivil-toplumsal olanı dışlayan, yönetme hakkını seçilmişlerde değil atanmışlarda gören bir akıl vardı. Siyasi partilerin bile dış politika konusunda özgün fikirleri olmazdı. Kıbrıs, Ermeni, Türk-Yunan sorunları ‘milli dava’ydı, farklı düşünülemezdi. Dış politikanın doğası da bu ‘elitist’ perspektife uygundu. Halk veya halkın taşradan gelen temsilcileri ne bileceklerdi dış politikayı! Orası ‘yüksek siyaset’ demekti, yani devlet siyaseti….
DEVAMI:
Ne oldu da AK Parti dış politikası değişti?