PARTİLERİN eşit koşullarda hazırlanamadıkları bir seçim sürecini daha noktaladık. Şimdi önümüzde Cumhurbaşkanı seçimiyle milletvekili seçimi var. 2015 yılı da, siyasal partilerin yasama organında sandalye kazanmak için yapacakları mücadeleyle geçecek…
30 Mart Yerel Seçimi’nin resmi olmayan sonuçlarına baktığımızda AKP’nin oylarında büyük gerileme görülüyor. İktidar partisinin oyları yüzde 6 oranında erimiş durumda.
Bu, ortada ciddiye alınacak bir durum olduğunu gösteriyor.
* * *
52 milyon seçmenin 43 milyonu sandığa gitmiş. Geçerli oy sayısı ise 41 küsur milyon…
Demek ki katılım yüksek olmuş, yüzde 90 civarında…
Önceki yerel seçimde aldığı oy miktarını hatırlarsak CHP’nin de bu dönem oylarında artış olduğu görülür. Keza MHP’nin de oyları yükselmiş…
İktidar partisiyle muhalefet partilerine verilen oy miktarlarının toplamına bakarsanız seçmenin iktidar partisinden daha fazla oy’u muhalefete verdiğini saptayabilirsiniz…
Bu, halkın AKP iktidarına beslediği güvenin kaybolmaya başladığını gösteriyor…
Yüksek Seçim Kurulu tarafından kesin rakamlar ve oy oranları açıklandığında tablo daha net ortaya çıkacaktır.
* * *
AKP, seçim çalışmaları sırasında devletin hemen bütün olanaklarını kullandı. Hiçbir seçim yasağına uymadılar.
Valilerin, kaymakamların, polislerin, bürokrasinin bir bölümü derinden AKP için çalıştı…
Seçmenin gözü devletin olanakları ile boyandı, beyni yıkandı, cebi dolduruldu.
Kısacası oylar böyler alındı…
Devletin istismar edilmesine başarı demek mümkünse AKP bunu da yaptı, başardı!
* * *
Seçmen AKP’ye hangi refleksle oy vermeyi sürdürüyor diye düşünmeden edemiyorsunuz…
Ülke yönetimdeki başarısızlığı dikkate almadılar anlaşılan…
İşsizlik, aşsızlık, pahalılık, baskı, şiddet, işkence, azil, sürgün, temel hak ve özgürlüklere pranga, özel hayata konulan yasaklar, bazı cami ve mescitleri siyasal alana çevirme gayretleri, arş-u âlâya çıkan yalan, talan, dolan, nüfuz ticareti, karapara aklamaları, ayakkabı kutuları, baba- oğul telefon konuşmaları, paraları saklama girişimleri, hırsıza övgü hocaya sövgü dahi seçmene “Bu partiye oy verilmez” dedirtmedi.
İnsan hiç, evini soyan hırsıza alkış tutar mı!
Soyguncuyu kolundan tuttuğu gibi salonun en mutena köşesindeki hükümdar tahtına benzer koltuğa oturtur mu!
Ardından da “Kahvenizi nasıl alırsınız beyefendi” diye sorar mı…
AKP’ye oy verenler işte bütün bunları yaptı!
* * *
Kayseri Milletvekili Ahmet Öksüzkaya da bu durumu görünce AKP’den istifa etti…
Kayseri malûm, Cumhurbaşkanı Gül‘ün memleketi. Bu seçim bölgesinden AKP’ye yine yüksek oy çıktı. Ama bu defa oy sayısı önceki yerel seçimde verilen oy sayısından daha az.
Demek ki yukarıda sırladığımız olumsuzluklar ve muhafazakâr demokratlıkla bağdaşmayan yanlışlar ve çirkinlikler, Öksüzkaya‘yı da rahatsız etmiş olmalı ki muhterem, olduğu yerde duramadı, ayrıldı…
Bu istifayı durdurmaya çalışmak da Gül’e yakınlığıyla tanınan Taner Yıldız‘a kaldı. Biliyorsunuz Yıldız, Gül’ün isteği üzerine kabineye alınan bakanlardan biri…
Seçim dolayısıyla AKP’de çalkantı başladı mı dersiniz…
Elde edilen bu seçim sonucunu, moralleri yüksek tutmak amacıyla başarı diye halka yutturmaya çalışacaklarından kuşkunuz olmasın. Göreceksiniz her zaman yaptıklarını tekrarlayacaklar…
* * *
Seçimden bir kez daha birinci parti olarak çıktılar diye heveslenmesinler; üzerlerine atılı yolsuzluk, hırsızlık, zimmet, rüşvet, ihalelere fesat karıştırmak, karapara aklamak ve benzeri suçları silmek elbet söz konusu olmayacak.
Bunları silmek, hukuku külliyen silmek olur…
Ona bugüne kadar diktatörlerin bile gücü yetmedi!
* * *
Fezlekeler Meclis’te; Başbakan hakkında da fezleke hazırlanırsa hepsi Genel Kurul’dan geçecek…
Bu konuda katakulli yapmak mümkün değil; adı yolsuzluk operasyonuna karışan eski bakanların da yan yana Yüce Divan’da yargılanmaları söz konusu…
Yargı önünde aklanmamış mensuplarıyla seçime katılan ve tutunacak dalı kalmadığı görülen AKP, nasıl oluyor da böyle bir badireye rağmen oy alıp ayakta kalabiliyor diye soracaksınız.
Sorunun yanıtını, meydan mitinglerine taşınan AKP’li kitlenin sosyal yapısını, dünya görüşünü ve sahiplendiği değerleri (!) öteki partilerin mitinglerinde toplanan kitlenin sahiplendiği değerlerle
kıyaslayarak verebilirsiniz…
Bilimsel olarak “Gecekondu kültürü” diye nitelenen kültürsüzlüğün egemen olduğu kitlelerin AKP seçmeni olması da, dikkate değer sosyolojik vakıalardan biri ve en önemlisidir.
AKP kitlesinin kültür düzeyinin, muhakeme yeteneğinin, seçme becerisinin, değerlendirme normunun düşük olmasına bakarak, “Tencere yuvarlanır kapağını bulur” deyimini yakıştırmak yanlış olmaz.
Türkiye, işte bu farklılık yüzünden sıkıntılardan kurtulamıyor ya…
Meydanlara egemen olan cehaleti yenemezsek, yeniliriz…
Ne demişler; “Golü atamayana atarlar”…
Bu seçim de gösterdi ki toplum o durumda!
* * *
Sayım sırasında elektrik kesilmeleri ne iş!?
– Efendim hava muhallefeti…
Eskişehir’de fırtına, hortum, tipi, buz filan yoktu ama…
– İnterkonnet hatlar Doğu’daki fırtınadan etkilenmiştir…
Çüşşş yani….
“Doğu’daki değil de Arizona’daki fırtınadan etkilenmiştir” de diyebilirlerdi, düşünemediler demek ki; büyük düşünemiyorlar ya…
Bir ara interneti de kestiler, ajaslar çöktü, AA ne rakam verdiyse ona itibar edildi.
* * *
Peki, bazı sandıkların kaçırılmasına ne diyecekler!?
Tıssss…
Pek tabii “Oldu” diyemediler ama “Olmadı” da diyemediler…
Mükerrer oy kullanma saptandı mı, onu da henüz açıklamış değilller…
Kendilerini kurtaramadıkları gibi seçimi de şaibeden kurtaramadılar…
* * *
Balkondan ailece verilen kutlama pozları insana, Sovyet döneminde Kremlin Sarayı’nın balkonuna çıkan diktatörün yanındakilerle el ele Kızılordu’nun geçişini seyrederken verdiği pozları anımsattı.
Bugün benzeri gösteriler Çin’de ve Kuzey Kore’de hâlâ yapılıyor…
Dikta haline gelen hanedanlar balkonlardan ayrılmıyor!
* * *
Son bir hususa daha değinelim; AKP bu seçimi, icraatlarıyla değil, balonlardan ibaret projelerle yani kağıt parçalarıyla halkı aldatarak kazandı.