TEREYAĞINDAN kıl çeker gibi yapamadık ve terör çetesinin elindeki diplomatlarımızı da, TIR şoförlerimizi de IŞİD canavarının elinden çekip alamadık…
Ne demişti başbakan:
-Rehine yurttaşlarımızı tereyağından kıl çeker gibi alacağız…
Yani kurtaracağız…
Hepsi hâlâ çetenin elinde…
Başka çare yok; dualar da aynı, Allah kurtarsın!
………………………
Alamadık ama yalanımız da hazır:
-Musul Başkonsolosumuz ile görüştük…
Yani…
-Sıkıntı yapacak bir durum yok, sağlıkları yerinde, yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında….
Öyleyse çok iyi haber (!)…
Utanmazlığa bakın; insanları uyutma metodunda zerre kadar değişiklik yapmayı düşünmüyorlar…
…………………………
Diplomatik temaslar sürüyor…
Yardım istemediğimiz ülke kalmadı gibi; mezhebi meçhul bir çetenin üzerine ülkelere ek olarak, değişik silahlı grupları da salmaya çalışıyoruz.
-Kendimiz gidelim…
Ağızları hemen ekmekçi fırını gibi açılıyor:
-Gidelim de 100 yurttaşımızın hayatını tehlikeye mi atalım?
Atmayalım tabii; ama bizim yapma cesareti göstermediğimizi başkası yaparsa yurttaşlarımızın hayatı tehlikeye girmeyecek mi?
Bu savunma da yüreksizliğimize işaret!
…………………………
IŞİD ile pazarlık yapıldığı rivayeti de var…
Tevatür deyip geçelim mi…
Bence geçmemek lâzım; doğrusu, derine inerek araştırma yapmak…
PKK ile pazarlık masasına oturarak diplomasinin (!) nasıl yapılması gerektiğini öğrenen MİT, bu konuda da devreye sokulabilir…
İstihbarat amaçlı kurulmuş olan bu teşkilatımıza AKP iktidarı ve Erdoğan, TIR taşımacılığına varana kadar her işi yaptırmadı mı; bu işi de yaptırabilir…
Yadırganmaz!
Milli bir kuruluşumuzu rayından çıkarmaya kalkışmak, mutlaka sorgulanmayı gerektiren bir suç girişimidir. Bu gibi hallerde kullanılacak ve cepheye sürülecek kurum herhalde MİT olamaz, olmamalıdır.
…………………………
Kürt Bölgesi’ne sığınan Musul Valisi’nin anlattıklarına bakılırsa IŞİD, amacı belli fakat yapısı karmakarışık bir çete; valiye göre de yok edilmesi için havadan vurulması gerekiyor…
Oysa çete, bir ordu gibi yerleşik değil; neresini nasıl vuracaksınız…
Sürekli hareket halindeler ve bir çete nasıl kıtal yaparsa bunlar da o şekilde yapıyor…
Şayet doğruysa sadece Tikrit’te bine yakın güvenlik görevlisini kurşuna dizdiler…
Tikrit, diktatör Saddam’ın memleketi; Saddam’ın kızkardeşi de IŞİD’i kendilerine bağlı örgüt diye ilan etmişti.
Çelişki dolu bir açıklama; o zaman çete neden Tikrit’te terör estiriyor…
Arap tutarsızlığı işte; buna, sağlıklı yanıtı olmayan ve insanları yanıltmaya yönelik bir çıkış da diyebilirsiniz…
…………………………
Masanın etrafında beş kişi oturuyor; altıncı kişi ise dördüncü kişiyle beşinci kişi arasın da ve geri planda masaya dikey oturmuş konumda…
Konu Musul…
Dolayısıyla IŞİD terörü…
Rehine konumuna düşen diplomatlarımızla, polislerimizin ve TIR şoförü yurttaşlarımızın durumu ele alınıyor…
Daha önemlisi de şu; bu fiili durum karşısında ne yapacağımıza karar verilecek…
Ama o karar bir türlü verilemiyor…
Zira olaylara bakış farklılığı masada homojen bir düşünce yapısı oluşturabilmiş değil…
Toplantılar sürecek, girişimler de öyle…
Atacağımız her adımın zafiyetimizi ortaya serme olasılığı çok fazla.
Sonuçta iki durum söz konusu olabilir; ya uluslararası güçler bu işi sonlandıracak ya da IŞİD hangi mülâhazayla bilemem, elindeki rehineleri salıverecek…
Haydutluğa mı?
Ona son vereceklerini sanmıyorum…
Bölgedeki siyasal koşullar ve ülkeleri yönetenler, bu kalkışmaları ve kıtalleri özendiriyor çünkü…