ADAY olmadan önceki üslûbundan vazgeçmiş değil. Kullandığı argo sözcükler, tehdit dolu cümleler, övünmeler, hilâf-ı hakikat beyanlar öyle anlaşılıyor ki diline yapışmış, hazreti bırakmıyor…
Yaylım ateşine devam…
Görünen o ki ömür boyu, Pensilvanya demekten, CHP ve MHP’den korkusunu yenmek için iki partinin de üzerine kara çalmaktan, pırıl pırıl insanları kötülemekten vazgeçmeye niyeti yok…
Oysa Çankaya’ya aday olmak için insanda güzel huyların bulunması şart; beşeri edepten ve siyasal ahlâktan uzak olan ve millleti bütünüyle kucaklayacak yüzü olmayan insanın sıfatı, cumhurbaşkanı da olsa varlığı benimsenmez ve bir anlam da ifade etmez.
Görünen o ki ömür boyu, Pensilvanya demekten, CHP ve MHP’den korkusunu yenmek için iki partinin de üzerine kara çalmaktan, pırıl pırıl insanları kötülemekten vazgeçmeye niyeti yok…
Oysa Çankaya’ya aday olmak için insanda güzel huyların bulunması şart; beşeri edepten ve siyasal ahlâktan uzak olan ve millleti bütünüyle kucaklayacak yüzü olmayan insanın sıfatı, cumhurbaşkanı da olsa varlığı benimsenmez ve bir anlam da ifade etmez.
Osmanlı tarihine baktığınızda, halkın zerre kadar itibar etmediği padişahların da saltanat sürdüğünü görürsünüz!
……………………….
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin propagandayı siyasal partilerin propaganda türüne indirgeyerek kullanmak, amiyane bir davranıştır ve bu tavır daha başında, edineni itici ve antipatik hale getirmektedir.
Cumhurbaşkanlığı gibi bir makama oturacak ve devletin başı olacak kişinin vakur, saygın, hoşgörülü, kucaklayıcı, uzlaştırıcı, kültürlü ve akılcı olması gerekir…
O makam havailiği, kavgacılığı, basitliği, şekilsizliği, kabalığı kaldıracak bir makam değildir…
O nedenle oy’umuzu çok dikkatli kullanmalı ve ülkenin, şeklini şemailini şimdiden saptayamayacağımız yeni bir siyasal kaosun içine sürüklenmesine neden olmamalıyız.
“Cumhurbaşkanı olarak sırt üstü yatacak değilim; başbakanımla, bakanlarımla her an hep birlikte olacağız”diyerek işaret verenin içinde nasıl bir niyetin yattığını görmemiz lâzım.
Siyasal analizleriyle öne çıkan Prof.Dr. İlhan Tekeli “Cumhurbaşkanlığı seçimi kişisel diktatörlüğün inşasında yeni bir adım gibi görünüyor ki bu yola gidildi” diyerek Tayyip Erdoğan‘ın neden o makama heveslendiğine parmak basıyor…
……………………….
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin propagandayı siyasal partilerin propaganda türüne indirgeyerek kullanmak, amiyane bir davranıştır ve bu tavır daha başında, edineni itici ve antipatik hale getirmektedir.
Cumhurbaşkanlığı gibi bir makama oturacak ve devletin başı olacak kişinin vakur, saygın, hoşgörülü, kucaklayıcı, uzlaştırıcı, kültürlü ve akılcı olması gerekir…
O makam havailiği, kavgacılığı, basitliği, şekilsizliği, kabalığı kaldıracak bir makam değildir…
O nedenle oy’umuzu çok dikkatli kullanmalı ve ülkenin, şeklini şemailini şimdiden saptayamayacağımız yeni bir siyasal kaosun içine sürüklenmesine neden olmamalıyız.
“Cumhurbaşkanı olarak sırt üstü yatacak değilim; başbakanımla, bakanlarımla her an hep birlikte olacağız”diyerek işaret verenin içinde nasıl bir niyetin yattığını görmemiz lâzım.
Siyasal analizleriyle öne çıkan Prof.Dr. İlhan Tekeli “Cumhurbaşkanlığı seçimi kişisel diktatörlüğün inşasında yeni bir adım gibi görünüyor ki bu yola gidildi” diyerek Tayyip Erdoğan‘ın neden o makama heveslendiğine parmak basıyor…
Bu hevesin gerçekleşmesi için bakalım toplumu daha ne kadar, seviyesiz bir propagandayla
boğacaklar.
* * *
CUMHURBAŞKANI Kenan Evren, borç harç yaptırdığı kendi evinde oturuyor…
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Ankara Güniz Sokak’taki kırk yıllık evinde oturuyor…
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ankara Gölbaşı’ndaki yarı hissesi eşi hanımefendiye ait kendi villasında oturuyor…
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yakında İstanbul’da Boğaz görünümlü bir villada oturacak…
Cumhurbaşkanı seçilirse Ekmeleddin İhsanoğlu Çankaya’da oturacak ama görevi sonlandığında Ankara’daki mütevazı evine dönecek…
O seçilmez de Tayyip Erdoğan seçilirse cümbür cemaat Çankaya’da oturacaklar, arada sırada öteki evlerinde, villalarında soluklanacaklar, gözlerden uzak karun gibi yaşayacaklar…
Gül‘ün oturacağı villa damadına aitmiş…
Ne hikmetse, Erdoğan‘ın villaları da ya kardeşinin, ya dünürlerinin, ya da arkadaşlarının…
Garibim, gayrımenkul konusunda çırıl çıplak!
O nedenle mal beyanında taşınmaz göstermemiş…
………………………… ..
Beylerin alışkanlığıdır bu; üzerlerinde mal mülk bulundurmazlar, etraflarına yayarak gözlerden saklarlar…
Paralar da öyle…
Evlere istiflen paralar 17 Aralık’ta eşe dosta aktarılarak kamufle edildi. Bu işlem için baba oğul arasında yapılan telefon konuşmasını içeren bandın montaj olduğuna dair TÜBİTAK’tan rapor alındı. Ama dünyanın en büyük ve muteber kriminal laboratuvarı -Amerika’da– aynı bandın montaj olmadığını açıkladı.
Baba oğul şişti mi!
………………………… .
O paralar da mal beyanında gösterilmedi…
Hepsinin âkıbetini araştırmak lazım!
1994 yılında belediye başkanı seçilen Erdoğan’ın kendi ifadesine göre o tarihte 5 bin küsur lira serveti vardı… 18 yılda servetini 730 kat arttırdığı ortaya çıktı. Wikileaks belgelerinde belirtilenlere göre Erdoğan’ın İsviçre’de 8 ayrı hesabı bulunuyor. Yakın zamanda bu iddiayı Ergenekon tertibiyle tutuklanan ve Silivri’de hayatını kaybeden üst düzey MİT yöneticisi merhum Kâşif Kozinoğlu dile getirmişti. Kozinoğlu, ölmeden önce bunu Aydınlık Gazetesi’ne
açıklamıştı.
Sadece kendine ait mal varlığını açıklaması yeterli mi?
Değil!
Eşi ve çocukları da mal beyanında bulunmalı; kardeşi ve yakın akrabalarıyla dostları da…
Bir trilyona villa, 2,5 milyon dolara gemi, Bilal Erdoğan‘ın ABD’de villa sahibi olması hangi paralarla sağlandı, açıklık getirilmeli!
Ünlü Forbes dergisi, Erdoğan’ı en zengin liderler arasında sekizinci sırada saydı. Başbakanımızın zenginlikte Kraliçe Elizabeth’i, Monako Prensi’ni, Norveç Kralı‘nı daha nice zengini geride bıraktığını biliyor muydunuz!?
Ben de yeni öğrendim…
Kime oy vermem gerektiğini de!
* * *
BÜLENT ARINÇ iftar yemeğine katıldı, konuştu, yanında da Bilal Erdoğan vardı…
Mahdum Bey’e bir iltifat, bir iltifat sormayın gitsin…
Sıra açılışa geldi, kurdelenin arkasına ona yakın insan sıralandı; ellerinde makaslar, Arınç ha ağladı ha ağlayacak…
Ya Allah Bismillah dediler, kurdeleyi kestiler…
Hepsi iyi ve güzeldi ama merak ettim, Erdoğan‘ın mahdumu Bilal hangi sıfatla kurdele kesmeye ortak edildi, onu maalesef bilemedim!
Devr-i saltanatın anlayışı demek ki böyle!
Çok yaşa padişahım…
açıklamıştı.
Sadece kendine ait mal varlığını açıklaması yeterli mi?
Değil!
Eşi ve çocukları da mal beyanında bulunmalı; kardeşi ve yakın akrabalarıyla dostları da…
Bir trilyona villa, 2,5 milyon dolara gemi, Bilal Erdoğan‘ın ABD’de villa sahibi olması hangi paralarla sağlandı, açıklık getirilmeli!
Ünlü Forbes dergisi, Erdoğan’ı en zengin liderler arasında sekizinci sırada saydı. Başbakanımızın zenginlikte Kraliçe Elizabeth’i, Monako Prensi’ni, Norveç Kralı‘nı daha nice zengini geride bıraktığını biliyor muydunuz!?
Ben de yeni öğrendim…
Kime oy vermem gerektiğini de!
* * *
BÜLENT ARINÇ iftar yemeğine katıldı, konuştu, yanında da Bilal Erdoğan vardı…
Mahdum Bey’e bir iltifat, bir iltifat sormayın gitsin…
Sıra açılışa geldi, kurdelenin arkasına ona yakın insan sıralandı; ellerinde makaslar, Arınç ha ağladı ha ağlayacak…
Ya Allah Bismillah dediler, kurdeleyi kestiler…
Hepsi iyi ve güzeldi ama merak ettim, Erdoğan‘ın mahdumu Bilal hangi sıfatla kurdele kesmeye ortak edildi, onu maalesef bilemedim!
Devr-i saltanatın anlayışı demek ki böyle!
Çok yaşa padişahım…