ERDOĞAN, “Davamız” dediği dinsel ilkeli ve sadece sözde kalan muhafazakâr demokrat tavrından vazgeçmeyeceğini, son kongrede de ayrıştırma içerikli ifadeler kullanarak gösterdi.
Olağanüstü kongreden önce söylediklerini tekrarlamakta beis görmedi.
Öyle anlaşılıyor ki Tayyip Bey, cumhurbaşkanı seçilmesine rağmen toplumsal ayrıştırmaya hayat verme alışkanlığından vazgeçmeyecek.
Oysa “77 milyon yurttaşımızı kucaklıyorum, 77 milyonun her bir ferdine bir kez daha musafaha için elimi uzatıyorum” demesine rağmen ayrıştırmacı şu cümlesiyle dikkat çekti:
-Diyorum ki; biz, sizi çok iyi anlıyoruz. Yaşadığınız tarihsel süreci biliyoruz. Sizin yaşam tarzlarınızı, değerlerinizi anlıyoruz. Sizin taleplerinizi, arzularınızı biliyoruz. Sizin de bizi anlamanızı istiyoruz.
Bu “Siz- Biz” kıyaslaması da gösteriyor ki Tayyip Bey toplumu özde değil sözde kucaklayacaktır.
Ona göre bu toplum homojen değildir, birbirinden kopuktur, farklı noktalardadır, siz- biz esaslıdır!…
AKP kurmayları “Tayyip Bey Cumhurbaşkanı olarak konuşmadı ki” diyerek bu ayrıştırıcı ifadenin üzerinde oluşan tepkileri azaltmaya çalışabilirler. Ama işgüzarlıkları hiçbir anlam ifade etmeyecek ve bu ifadeye haklılık sağlamayacaktır.
………………………
Cumhurbaşkanı sıfatına rağmen AKP Genel Başkanlık ve Başbakanlık makamlarını kongreye kadar bırakmamış olanTayyip Bey‘e konuşmasının sonundaki “Davutoğlu kardeşime her aşamada katkı sunacağım. Şunu açıkça ifade ediyorum; bizim değerlerimizde, kültürümüzde yoktur. Davutoğlu bir emanetçi değildir” cümlesi de tek adam olma hevesinin bitmediğini göstermektedir.
Birileri Tayyip Bey’e anlatmak ve onu “Beyefendi, her yemeğe maydonoz olmak lezzeti bozar, tabaktaki tadı kaçırır” diyerek mutfaklardan uzak durmaya ikna etmelidir!
……………………….
Siyasal tarihimizde ilk kez bir Cumhurbaşkanı, tarafsız olması gerektiğini dikkate almadı ve AKP çatısının altında siyaset üzerine konuşma yaptı.
Bu, gelenek haline getirilirse yani yol yapılırsa yarın Tayyip Bey, başka partilerin de toplantılarına katılarak konuşur mu bilemem…
Geçen yıl, Barolar Birliği Başkanı’nın eleştirilerine dayanamayınca öfke kusan ve toplantıyı terkeden Tayyip Bey, bu defa “O varsa ben yokum” dedi ve Cumhurbaşkanı olarak adli yılın açılış törenine de katılmayacağını açıkladı…
Beyefendi AKP kongreleri gibi, eleştiriye kapalı etkinliklere katılıp konuşuyor ama eleştirilere açık alanlara, ülkenin içerisinde bulunduğu zor ve kötü durumları dinlemeye tahammülü olmadığı için itibar etmiyor…
Akıllı işi!
…………………………
Beyefendinin Paralel, Okyanus’un ötesi, Pensilvanya, Haşhaşi gibi sözcüklerle ifade ettiği, kısaca da paralel yapı dediği ve “Devletin mekanizmalarını ele geçirdi” diye suçladığı cemaate ve mensuplarına hainlik isnatı, artık Cumhurbaşkanlığı makamında da makes bulacak demektir.
Cumhurbaşkanına göre, mücadele edilecek birinci tehlike paralel yapıdır…
Keza aynı tehlike, Başbakanlık makamında da en önemli konu olarak ele alınacaktır…
Peki Erdoğan ve Davutoğlu, 13 yıl Haşhaşi denilen yapıyla ortak hareket ettiklerini dikkatlerden kaçırmak için yaşananları acaba hangi çuvala sığdıracaklar…
…………………………
Hamasi konuşmalar, dinsel terapiler, içi boş vaatler, yüreklere su serpme girişimleri, basmakalıp ifadeler, hilaf-ı hakikat beyanlar AKP politikasını oluşturan malzemelerdir. Son kongrede bu malzemelere Davutoğlu yenilerini ekledi, yani bekleneni yaptı, bravo!