AHMET Davutoğlu tarafından şekillendirilen Orta Doğu‘ya ilişkin politikamızın baştan aşağı yanlış olduğu ortaya çıktı…
Umduğumuz hiçbir şey olmadı…
Bölgenin en güçlü ülkesi olduğumuz vehminden başka bir gelişme de yaşamadık…
Attığımız her adım, verdiğimiz her karar, kurduğumuz her ilişki yanlıştı…
Diktatörlere karşı başlatılan ayaklanmaları dikkatle izlemek yerine taraf olmayı yeğledik. Böylece, bölgenin tek egemen gücü olma hevesimiz de gırtlağımızda düğümlenip kaldı.
Üstelik komşularımızda ortaya çıkan iktidar savaşını başlatan silahlı çetelerin yanında yer aldık, onlara her türlü lojistik desteği verdik, âdeta ortaklık etmekte beis görmedik…
Desteğimizin bir gün göğsümüze dayanacak silâh haline gelebileceğini hiç düşünmedik…
Nitekim o da oldu; beslediğimiz IŞİD yapacağını yaptı, Musul Konsolosluk binamızı bastı; 49 yurttaşımız hâlâ katillerin elinde rehin…
Bölgede mevcut mezhep farklılığı cinayetlerin nedeni haline geldi.
Caniler öldürmekle yetinmiyor, öldürdüklerini yiyorlar; bölge vampir bir vandalizmle karşı karşıya.
Ne acı ki eşi emsali görülmemiş bu kavga, İslam coğrafyasında yaşanıyor ve dünyada herkes tarafından da seyrediliyor.
………………………
Tarihe bakınız…
Hiçbir dönemde Müslümanlar, İslam dinini karalayacak adım atmamıştır değerli okurlar…
Ama vampir vandalizme sarılarak Müslüman kıyımı yapan sözde Müslümanlar, İslam’ın düşmanlarını aratmayacak kadar çok canavarlık yaparak bölgede egemenlik kurmaya kalkışıyorlar…
Bölgedeki, siyasal, askeri ve diplomatik gelişmelere müdahil olarak ne büyük hata yaptığımızı, herhalde şimdi daha iyi anlıyoruz…
İzlediğimiz ve bize pahalıya patlayan, ayrıca ekonomik kaynaklarımızın azalmasına neden olan yanlış politikamızın dizginleri, öbür günden itibaren yine, Tayyip Erdoğan tarafından atanmış başbakan sıfatını yüklenecek Ahmet Davutoğlu‘nun elinde olacak…
Yani yanlış ve hatalı dış politikaya devam…
Bu politika sürdürülebilir değil ama ne çare ki karşı çıkan yok; AKP’de toplanmış ahali, cahil kalabalık olmayı, dolayısıyla yanlışları tepki vermeden seyretmeyi sürdürüyor!
* * *
ÜLKEDE Suriyeli ilticacıların olmadığı kent yok…
Emniyet teşkilatımıza mensup önemli bir dostumla sohbet sırasında öğrendim; meğer kamplarda yer bulamayan Suriyelileri değişik kentlere dağıtmışlar ve güneydeki illerimizde oluşan yoğunluğu bu suretle azaltmayı düşünmüşler…
Yanlış yaptıkları ortada…
Kentlerimizde yığınla Suriyeli var; bunlar işsiz, güçsüz, tembel ve önemli kısmı suça meyyal…
Çoluk çocuk, yasalara göre suç teşkil eden işler yapıyor, toplumun huzurunu kaçırıyorlar…
Arkadaşımın arabasını silmeye kalkan 13 -14 yaşlarında iki suriyeli çocuk engellenince araca zarar verip kaçmış. Aracın ön camı ve sol farı kırılmış. Çocukları koydunsa bul…
Arkadaşlardan biri söyledi; bonzai satan Suriyeliler varmış.
Vardır, aralarında hırsız, kapkaççı, karmanyolacı tipler olduğunu söylüyorlar. On binlerce insan olur da aralarında yasalara uymayan olmaz mı?
……………………..
Gaziantep’te ve öteki yerleşim yerlerinde halk, Suriyelileri görmek istemiyor…
Kavgalar çıkıyor…
Araçlar ve dükkânlar tahrip ediliyor…
Halk bîzar oldu, yani usandı bıktı bu Suriyeliler’den. Halk da Suriyelilere ait dükkânları tahrip etti, yaktı, yıktı…
O dükkânları onlara kiralaya veren ise halk…
Besle kargayı oysun gözünü…
Soruna ivedi çözüm lâzım; ülkeyi Suriye’nin yasa tanımaz eyaleti haline sokanlar bu sorunu çözsün bakalım…