Deniz Yarbay Ali Tatar mezarı başında anıldı
POYRAZKÖY davasında ‘Amirallere suikast’ iddialarına ilişkin soruşturma döneminde intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar, ölümünün 5. yılında Karşıyaka Mezarlığı’nda törenle anıldı. Törene katılan Engin Alan, Ali Tatar ve yaşanan olay hakkında ne düşündüğü yönündeki soruya, “Bana sormayın, mezar taşında her şey yazıyor” diyerek tepki gösterdi.
POYRAZKÖY davasında ‘Amirallere suikast’ iddialarına ilişkin soruşturma döneminde intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar ölümünün 5. yılında Karşıyaka Mezarlığı’nda törenle anıldı. Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, anma törenindeki konuşmasında, “5 yıl önce, bize, koca deryanın kıyısında Kerbela’yı yaşattılar” dedi. Ali Tatar’ın suikast planı yapmakla suçlandığı komutanı dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit’de törene gönderdiği telgrafta üzüntülerini dile getirdi.
Anma törenine milletvekillerinden Anadolu Partisi Genel Başkanı Emine Ülker Tarhan, CHP milletvekilleri Umut Oran, Malik Ejder Özdemir, Melda Onur ve Balyoz Davası’ndan tahliye edilen MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, Balyoz ve Ergenekon davasından bazı sanıklarda aileleriyle birlikte katıldı. Gazetecilerin Engin Alan’a Ali Tatar ve yaşanan olay hakkında ne düşündüğü yönündeki soruya Alan, “Bana sormayın, mezar taşında her şey yazıyor” diyerek tepki gösterdi.
Anma töreninde Ali Tatar’ın annesi Satı Tatar ayakta durmakta zorlanınca oğlunun mezarının yanındaki mezar taşına oturarak burada gözyaşı döktü. Ali Tatar’ın eşi Nilüfer, çocukları 16 yaşındaki Gökçen ve 13 yaşındaki Ozan, kız kardeşi Hürriyet Ünver’de gözyaşlarına hakim olamadılar. Törene katılanlar arasında Balyoz Davası’ndan cezaevinde bulunduğu sırada yaşamını yitiren Albay Murat Özenalp’in annesi Samiye ve eşi Sema Özenalp’te, Ali Tatar’ın annesi Satı Tatar ve diğer yakınlarına sarılarak gözyaşı döktü.
Duaların okunmasının ardından Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar bir konuşma yaptı. Ahmet Tatar, “5 yıl önce, bize, koca deryanın kıyısında Kerbela’yı yaşattılar. Yalnız bıraktılar. Çaresiz bıraktılar.Takatimiz tükendi. Sözümüz kar etmedi güzel dosta. Tutamadık elini.
Kesemedik yolunu. Bir ışık olup, terk edip gitti bizi” diye başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
BERABER YÜRÜRLERDİ BU YOLLARDA
“Asla bırakmayacağız peşlerini. Elimiz yakalarında.
Yapışık ikizlerdi düne kadar. Bir hukuku silah eder, çekerdi tetiği, öbürü destekler, korur, örterdi suçların üstünü.
Beraber yürürlerdi bu yollarda. Birinin gözü parada, pulda, malda, mülkteydi. İlle de ‘kupon arazi’ diyordu. Öbürü daha çok iktidar istiyordu. Devleti istiyordu. Her makamda bir müridi olsun istiyordu. Her şey mubahtı bu yolda. Her suça bir kılıf bulmuşlardı. Gün geldi paylaşamayınca sıyırdıkları postu, bir de taşıdıkları suç sandığı ağırlaşınca, girdiler birbirine. Ortaya bırakıp suçları, kurtaramaya çalıştılar kendilerini. ‘Biz değil’ diyorlardı. ‘O’. ‘O’ yaptı.’ diyorlardı.
Onlar kavga ettikçe ortaya çıktı kumpaslar, sahtekarlıklar. Ortaya çıktı hırsızlıklar yolsuzluklar.
TATAR, ÖZENALP VE OKKIR BUGÜNLERİ GÖREMEDİ
Daha fazla içerde tutamadılar tutsakları. Bin bir acıya boğulmuş, esir edilmiş askerler, aydınlar, çıktılar dışarıya. Ama ne Ali Tatar, ne Murat Özenalp, ne Kuddusi Okkır o günü göremedi. Sarılıp hasret gideremediler sevdikleriyle. Öpemediler mesela analarının elini. Okşayamadılar kızlarının saçlarını. Yarım kaldı hayatları…
ADELET İSTEYEN HUKUK ÖNÜNDE AKLANMIŞ OLACAK
Biz bilmiyoruz, hukuktan adaletten başka ilaç. Bunun için arıyoruz hukuku adaleti. Bunun için ‘adalet herkese’ lazım diyoruz. Ama biz biliyoruz ki, adalet kutsaldır. Kir kaldırmaz temizlik ister. Doğruluk ister. Samimiyet ister. Adalet isteyenin, arkasında bıraktığı acılar, işkenceler, zulümler olmayacak. Adalet isteyen, kimsenin hakkını yememiş olacak. Hesabını vermiş, cezasını çekmiş, hukuk önünde aklanmış olacak.
ŞİMDİ ROL ÇALIP ADALET NÖBETİNE SOYUNDULAR
Şimdilerde rol çalıp ‘Adalet Nöbetine’ soyunanlar, helallik peşine düşenler, bakın geride bıraktığınız zulme. Bakın geride bıraktığınız gözü yaşlı analara, yetimlere, eşlere. Söyleyin, neyin hesabını verdiniz ki, helallik istiyorsunuz. Hangi adil mahkemede hesap verdiniz ki, sizi affedelim.
Nerede ceza çektiniz de acılarımızı, şehitlerimizi unutmamızı bekliyorsunuz. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu sizin gözünüzde. Sizden olmayanın, önünüzde duranın kanı helal mi size. Yok. Yok bizce öyle değil. Bu ülke sizi ve yaptıklarınızı hak etmiyor. Biz geriye değil, ileriye bakıyoruz. Karanlığa değil, aydınlığa, diktatörlüğe değil, demokrasiye ve evrensel hukuka sahip çıkıyoruz. Vatanımıza sahip çıkıyoruz, Atatürk’e ve Cumhuriyete sahip çıkıyoruz.
İNTİKAM PEŞİNDE DEĞİLİZ
Kanımıza kan, canımıza can, istemiyoruz. İntikam peşinde değiliz. Ama biz adalet istiyoruz. Bizim derdimize derman olacak hukuk, yaramıza merhem olacak adalettir. Elde edinceye kadar ne Ali’nin isyan bayrağını bırakacağız elimizden, ne de çıkaracağız onu yüreğimizden.”
KOMUTANDAN MESAJ
Ahmet Tatar, Ali Tatar’ın suikast planı yapmakla suçlandığı komutanı dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Eşref Uğur Yiğit’den anma töreni için gönderdiği mesajı şöyle okudu: “Sevgili Ahmet Bey, değerli kardeşim. Merhum silah arkadaşım Yabay Ali Tatar’ın vefatının 5. yılındaki anma töreninde bulunamayacağımı üzüntü ile bildirir, merhum silah arkadaşımı tazimle anar, siz ve kederli ailesinin acısını yeniden paylaşır, sevgilerimizi sunarız. Ankara’ya geldiğim de mutlaka sizi ziyaret etmeyi planlıyorum. Uğur Yiğit ve eşi.”
Törene katılanlar daha sonra Murat Özenalp’in mezarını ziyarete gitti.