Ergun KAFTANCI
“CUMHURBAŞKANLIĞI makamını ve Cumhurbaşkanı’nı hedef almış her şey bizi hedef almıştır” cümlesi lacivertler giymiş beylerin tamamı tarafından alkışlarla karşılandı…
Bunu söyleyen Ahmet Davudoğlu idi…
Alkışlamayan tek kişi vardı, o da yeni hükümet kurulana kadar Başbakan Yardımcısı olarak kalacak Bülent Arınç…
Davudoğlu aslında “Bizi hedef almış her şey Cumhurbaşkanlığı makamını ve Cumhurbaşkanını hedef almıştır” diyebilirdi. Öyle ya Cumhurbaşkanı propaganda döneminde AKP ile organik bağını koparıp tarafsız kaldığını göstermemiş, aksine Davudoğlu‘ndan daha çok mitinge katılarak gönlünde yatan aslana oy ve 400 sandalye istemişti.
Demek ki bu lâf, parti üzerinden Cumhurbaşkanlığına gönderileceği yerde Cumhurbaşkanlığı üzerinden partiye gönderilmeliydi…
Bu daha doğru olurdu…
…………………………
Karışık bir deyiş vesselâm…
Arınç, ne söylenmek istendiğine önem vermemiş ya da yöntemi karışık bulmuş olmalı ki Ahmet Beyi alkışlamadı.
…………………………
Koalisyon hükümetinin gecikmesinden, hatta bir erken seçim ihtimalinden tedirgin olmamak lâzım.
Halkımız demokrasiyi sahiplendiğini gösterdi…
Halk demokrasiyi tercih ettiğini gösterdi ve tek parti iktidarının memlekette maddi ve manevi büyük ve onanmaz yaralar açtığını görerek onunla tek adam hükümranlığına giden yolu tıkadı.
Hem de bir daha açılmamak üzere…
Bu durumda bir koalisyon hükümeti kurulamazsa herhalde gam değil…
Meclis’in, yani milli iradenin yüzde 60’ını oluşturan üç parti hükümeti, hızlı biçimde kurulamasa dahi birlikte, anayasayı, seçim yasasını, siyasal partiler yasasını, torba yasalarla getirilen bilcümle yasa ve kararnameyi değiştirebilirler…
Hatırlayacaksınız; üçü de seçim beyannamelerinde bu konularda neredeyse aynı ifadeleri kullanmıştı. Koltukta yan yana oturmasalar bile milli iradenin huzurunda vaadleriyle yan yana, hatta el ele durabilirler, durmak zorundadırlar.
Bu olasılıklar mevcutken gelecek siyasal günlerden endişe duymak bana garip geliyor!
* * *
TAYYİP Bey‘in bir başına izlediği dış politika, Türkiye’yi yalnızlığa mahkûm etti. Eşiğinde beklemekten bıktığımız AB, üyeliğimize tamamen sırt çevirmeye hazırlanıyor.
Müzakereler durmuş vaziyette. Açılmayı bekleyen 35 başlık hâlâ ele alınmadı. Kapalı başlıkların müzakeresi ne zaman başlar, meçhul. Bazı açılan başlıklar da kapatıldı ve yeniden görüşülmeye bırakıldı. Bir adım ileri atılıyorsa üç adım geriye atılıyor…
İŞİD orada, El Kaide’nin alt unsurları orada, PKK ve onun Suriye kolu orada; Özgür Suriye Ordusu orada, Esad’ın casusları orada. Açılan ve terör örgütlerinin kontroluna giren koridorda yarın neler yaşanacak bilinemiyor…
Irak malûm; koyduk kenara, ondan dost değil bir halt olmaz. AKP en iyi dost olarak Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi’ni seçti. Sınırımıza koşut açılan koridorda onlar da var…